Page 225 - 6-8
P. 225
Amasya Tarihi Cilt: 10
Amasya Tarihi 9-12. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
İzârın mihre rûyın mühre hâlin necme benzetdim
Yine teşbîhde noksân vardır afv kıl cânâ
Sürûrundan begüm ‘îd-i dü-bâlâ eyler uşşâkın
Gelürsen külbe-i ahzânına ağyârdan tenhâ
Yanında aşka dâ’ir sohbet açdık söz dokundurduk
Beyân etdik hele tafsîl-i hâlî yâre icmâlâ
Ruhun şevkiyle kan tutmuş gül-i ra’nâyı gülşende
Hezârı eylemiş aşkın senin Rıfat gibi şeydâ
Rıfat Mehmed Efendi-Möreklizâde
Amasyalıdır. Şeyhü’l-kurrâ Mörekli Hâfız Hasan Efendi’nin evlâdından Berbeşürum
Ahmed Efendizâde Sâ’atçi Abdullah Efendi’nin oğludur. 1284’de Câmi-i Enderûn
Mahallesi’nde [112] doğdu. Rüşdiyye mektebinde tahsîl-i fünûn ederek bâ-şehâdet-nâme
mektebten çıktı. Ba’dehû İstanbul’a gidip Tersâne mektebinde gedikli zâbiti oldu.
Ba’zı zevâta çatıp oldukça servet ü yesâr edindi. 1324’de Vezîr hânında iştirâ etdiği bir
odada matba’a küşâd ve takvîm-i sâl te’lîf ederek iştihâr edib 1328’de Rodos limân re’îsi oldu.
1331’de İtalya’nın bombardımanı esnâsında şehîden vefât etdi. İlm-i nücûma müntesib,
çalışkan, harîs-i şöhret, çok yalan söyler idi.
Rıfat Mustafa Efendi-Kâtibzâde es-Seyyid el-Hâc
Amasyalıdır. Sultân Bâyezîd müderrisi ve evkâfı kâtibi hattât-ı meşhûr es-Seyyid el-Hâc
Ahmed Kâmil Efendi bin el-Hâc Abdullah Efendi’nin mahdûmudur. 1229’da Kurşunlu
Mahallesi’nde doğdu. Dayısı Emîr İmâmzâde es-Seyyid Mustafa Sârım ve Kabartalı el-Hâc
Mehmed Efendilerden tahsîl-i ulûm ve hıfz-ı Kur’ân etdi.
1244’de pederinin irtihâlinde Sultân Bâyezîd müderrisi [113] oldu. 1245’de Hicâz’a gidip
avdette Şâm’da bir yıl kaldı. İlm-i vücûh-ı kırâ’at tahsîl ederek Amasya’ya geldi. Sonra
İstanbul’a gidip fâzıl-ı meşhûr İmâmzâde Mehmed Es’ad Efendi’den ikmâl-i tahsîl etdi.
Bu esnâda açılan rü’ûs imtihânına girip muvaffak olamadığından avdet ederek ders-i âm
ve ta’lîm-i şâkirdâna mülâzım oldu. 1263’de azl edilen Fazlızâde Mehmed Emîn Efendi’nin
yerine mahkeme kâtibi ve 1277’de Sultân Bâyezîd câmi-i şerîfi imâmı oldu. Bunun için
mahkeme kitâbetinden ferâgat etdi.
Hüsn-i sadâsı, cevdet-i kırâ’ati, ilmen fazîleti ba’zı hayr-hâhân tarafından Sultân
Abdülazîz Hân’a ismâ’ edildiği münâsebetle 1282’de bâ-emr-i âlî İstanbul’a â’ilesiyle gidip
imâm-ı sânî-i Padişâhî oldu. Beşiktaş’ta kendisine tahsîs edilen hânede ikâmet etdi.
1283’de müderris, 1285’de devriyye mollası ve 1287’de İzmir ve ba’dehû Edirne
pâyesiyle mükerrem oldu. 1293’de Sultân Abdülazîz’in hal’inde ihtiyâr-ı tekâ’üd edib on dört
yıl kadar münzeviyâne yaşadı. Tedrîs u [114] imâmetin nısf-ı vazîfesi ve tekâ’üd ma’âşıyla
idâre-i ma’îşet ve 1207 senesi şevvâlinin beşinci günü vefât etdi.
Âlim, ilm-i usûl ve kelâmda mâhir, mücevvid, kâri’, müttakî, âbid, mü’eddeb, halûk, savt
ü edâsı pek güzel idi. Mesâlik-i kelâmiyye ve mesâ’il-i dîniyyenin imkân-ı tevhîdine kâ’il ve
ulûm-ı şer’iyyede fâzıl olduğundan tevhîd-i mezâhib hakkında bir kitâbın te’lîfine başladıysa
da ikmâle muvaffak olamadan vefât etdi. Mahdûmu rütbe-i bâlâ ricâlinden es-Seyyid Ahmed
Sâlim Bey’dir.
218
224