Page 220 - 6-8
P. 220
Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Amasya Tarihi 9-12. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Geldin çü bu tengnâ-yı dehre
Mahlas idegör Ali Rızâyı
Atâyî Efendi bu beyti yazdığı hâlde adının Mehmed Ali olduğunu yazmazdı. Gayr-ı
matbû’ “Zeyl-i Atâyî” nüshalarında “Ali bin Mehmed eş-şehîr bi-Rızâ’î”dir. Kudât-ı
Mısrıyye’yi yazan Mısır târîhlerinde de böyledir. Şu hâlde Mehmed Ali adı [94] sehv-i
müretdibtir. Buna şübhe yokdur.
2- Pederinin adı Mehmed ve lakabı da Bîber-Biber olduğu Pîr şeklinde tertîb edilmiş ve
pederinin adı başa geçirilip Mehmed Ali olmuşdur. Pederinin lakabı “Pîr” değil “Bîber,
Biber”dir.
Atâyî Efendi “Zeyl-i Şakâyık”ında pederinin terceme-i hâlinde diyor ki: "El-mevlâ
Mehmed tuhm-ı şecere-i münbitü‘l-berere-i vücûdu zemîn-i Amasya’da karîn-i neşv ü nemâ ve
âb-yârî-i feyz-i hudâ-dâdıyla cilve-nümâ olup pertev-i âftâb-ı terbiyyetle kadr u i’tibâr ve “Pîr
Efendi" demekle berg ü şâhı iştihâr bulmuş idi.
تسدا اب ملاع ىنيريش رك هد هچ هيس نآ _ ع mazmûnuna sezâvâr olup ulemâ-yı asrın nemekdân-
ٔ
ı ifâdelerinden şehd-kâm ve çâşnî-i çeşn-i mezâyâ-yı ke’l-milhi fi’t-ta’âm olduktan sonra
Ebû’s-Su’ûdzâde Ahmed Çelebi’nin hizmet-i aliyyelerinde reste-i erbâb-ı taleb ve cenâb-ı
mahdûmîden bu lakab ile mülakkab olmuş idi.”
Bundan anlaşılır ki pederi Mehmed Efendi, sîmâca esmer, ya’nî karayağız olduğundan
üstâdı Ebû’s-Su’ûdzâde [95] Ahmed Efendi tarafından Biber lakâbı verilmişdir. Şu hâlde Pîr
kelimesi de sehv-i müretdib olduğunda şübhe yoktur. Şeyhî Efendi “Zeyl-i Zeyl-i Şakâyık”ta
Ali Rızâ’î Efendi’nin amcası Hasan Efendi’nin terceme-i hâlinde Biber birâderi demekle
meşhûr olduğunu yazıyor.
Şâyân-ı hayretdir ki erbâb-ı himmetten Mehmed Süreyyâ Bey “Sicill-i Osmânî”sinde
sâhib-i tercemeyi şöyle yazıyor: “Rızâ’î Mehmed Ali Efendi: Sudûrdan Biber Hasan Efendi’nin
mahdûmudur!...” Merhûm isim hatâsını “Zeyl-i Atâyî”den aldı diyelim. Biber Hasan
Efendi’nin mahdûmu olduğunu nereden buldu?
3- Ali Rızâ’î Efendi’nin terceme-i hâlinde “eşrâf-ı kudât-ı Mısrıyyeden olan birâder-i
sa’d-ahterleri İsmâ’îl Efendi ile merreten ba’de uhrâ Kâhire-i Mısrıyyeye sefer ve ulemâ-i
diyâr-ı Arab ile münâvele-i kand-i ma’âd-ı ilm ü hüner kılmışlar idi” diyor. İsmâ’îl Efendi’yi
Ali Rızâ’î Efendi’nin büyük birâderi gösteriyor.
Hâlbuki İsmâ’îl Efendi, yukarıda (cild.7, sahîfe 133) [96] yazıldığı üzere Ali Rızâ’î
Efendi’nin ammizâdesidir kardeşi değildir. Çünkü Hacı Bayramzâde Şa’bân Efendi’nin üç oğlu
olmuşdu. Biri Mehmed Efendi’dir ki Ali Rızâ’î Efendi’nin pederidir. Diğeri Mahmûd
Efendi’dir ki İsmâ’îl Efendi’nin pederidir. Öbürü kazasker Hasan Efendi’dir ki sudûrdan
Mahmûd Şifâ’î Efendi’nin pederidir.
Eğer İsmaîl Efendi, Biber Mehmed Efendi’nin mahdûmu ya’nî Ali Rızâ’î Efendi’nin
büyük birâderi olsaydı, Şeyhülislâm Yahyâ Efendi’nin büyük yeğeni olurdu. Böyle olsaydı,
Mısır’ın bilâd-ı muhtelifesinde kadılıkla mı kalırdı? Küçük yeğeni otuz sekiz yaşında kadı-i
Mısır olur da büyük yeğeni kazasker olmaz mıydı? İsmâ’îl Efendi de meşâhîr-i ulemâdan idi.
Rızâ’î Osmân Paşa-Hacı Kâdirzâde es-Seyyid
Amasya eşrâfından Hacı Kâdirzâde el-Hâc Hâfız Mehmed Ağazâde es-Seyyid el-Hâc
Mustafa Ağa’nın mahdûmu ve beylikci-i dîvân-ı hümâyûn es-Seyyid Abdullah Efendi’nin
yeğenidir. Pederinin kazâ’en vefâtından sonra İstanbul’a gidip amcasının [97] dâ’iresine girdi.
Orada tahsîl ü terbiyye görüp amcası es-Seyyid Abdullah Efendi’nin dâmâd u hazîne-dârı
oldu. 1202’de efendisinin vefâtında hânesinin müdürü olarak bir müddet İstanbul’da kaldı.
Ba’dehû Amasyalızâde Hacı İbrâhim Efendi’nin ağalarından ve sonra kethüdâsı oldu.
213
219