Page 222 - 6-8
P. 222
Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Amasya Tarihi 9-12. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
tekke ve türbelerin seddi, cevâmi’-i şerîfede cüz-hânlıkların ref’i, medâris-i ilmiyyenin seddiyle
tedrîsât-ı dîniyyenin men’i mukarrerâtına iştirâk etdi.
Bu sâyede umduğundan ziyâde nüfûz u servet kazandı. Hân, hamâm, apartman alıp
kemâl-i refâh içinde yaşama yolunu buldu. Ancak Başvekîl İsmet Paşa ile araları açıldığından
dolayı 1344 senesi intihâbında meb’ûsluktan çıkarıldı.
El-yevm Top-hâne civârında Cihangir Mahallesinde kâ’in apartmanında ikâmet ve
kemâl-i âfiyetle te’mîn-i refâh u ma’îşet etmektedir. Âlim, zekî, âkil, natûk, umûr-ı dünyâya
vâkıf, müdebbir, hoş-sohbet, tab’an latîf, emsâline nisbetle kerîm ve hânedân-ı âl-i Osmâna
düşmanâne bedbîndir. Bu haslet-i mümtâzesinden dolayı ikinci def’a meb’ûs ta’yîn edilmişdi.
[102]
Rızâ Mehmed Efendi-Tatar Ağası Hısımı es-Seyyid
Amasyalıdır. Gümüşlüzâde Mahallesi’nden Hacı Kâsımzâde Tatar Ağası ve Amasya
mütesellimi es-Seyyid Ömer Ağa’nın birâderi es-Seyyid Hüseyin Ağa bin es-Seyyid Mehmed
Ağa’nın mahdûmudur. Amasya’da fuzalâdan Çorumlu es-Seyyid el-Hâc Mehmed, İkincizâde
Abdullah-ı sânî, Mütevellîzâde el-Hâc Ahmed Efendilerden ahz-ı ulûm etdi.
Ba’dehû amcası nezdine Kırım’a gidip Hacı Selîm Girâyzâde Mengli Hân’a intisâb ve
kesb-i ihtisâs eylediğinden Hân-ı müşârün-ileyhe mu’allim ve bu münâsebetle 1130’da
müderris ve İstanbul rü’ûsunu hâ’iz olarak on yedi yıl müşârün-ileyhin musâhib-i hâssı oldu.
1242’de Mengli Girây Hân ve amcasıyla beraber İstanbul’a gelip tedrîs-i ulûm ederek
iştihâr edib 1154’de Niş ve 1156’da Üsküdâr mollası ve 1158’de ordu-yu hümâyûn kadısı oldu.
1159 senesi gurre-i şa’bânında ilâveten Amasya kadısı olup Îrân ordusunda bulundu. [103]
1162’de Diyârbekir mollası ve 1165 senesi şevvâlinin sekizinci günü Edirne pâyesiyle
nakîbü’l-eşrâf oldu. 1166 senesi cumâdelâhiresinin gurresinde nekâbet uhdesinde kalmak üzere
Bursa mollası oldu.
1169 senesi rebîülâhirinde nekâbetten azl edilip sene-i mezbûre zilhiccesinin on üçünde
dâr-ı bekâya irtihâl etdi. Edirne kapısında hem-şehrîsi Kemâl Paşazâde Ahmed ve Emîr Buhârî
şeyhi Mahmûd Çelebiler civârında medfûndur.
Âlim, fâzıl, şâir, hoş-sohbet, edîb, kâmil, muhâzarâta vâkıf, asîl bir seyyid-i zî-şân idi.
Dûdmân-ı Cengiziyyeye kıdem-i ihtisâsı olduğundan Gazân Târîhini icmâl ile Kırım Hânlarına
dâ’ir “Es-Seb’u’s-Seyyâr fi Ahvâli Tatar” adlı bir eser-i latîf te’lîf etdi. Bu eserinde yalnız adı
yazılıdır.
Mahdûmu ve nişâncı Amasyalı Mirzâ Beyzâde Âmedî Abdullah Efendi’nin dâmâdı
müderrisînden es-Seyyid el-Hâc Hasîb Mehmed Efendi 1197 senesi rebîülevvelinin on
sekizinde vefât etdi. Pederinin yanında medfûndur. [104]
Rıdvân Bey-Emîr Bahâeddîn
Birinci Sultân Mes’ûd-ı Selçukî mîrahûru olup irtihâline kadar müşârün-ileyhe hizmet
etdi. Ba’dehû Amasya vâlîsi olan şehzâdesi Sultân Şehinşâh atabeyi ve cümletü’l-mülkü olup
580 sâline doğru vefât etdi. Ümerâ-yı Selçukiyyeden idi. İçerişehir’de Hâtuniyye Câmii
civârında kâ’in Çukur Hamâmı yaptırmış, ba’dehû Bülbül Hâtun’a mülken intikâl edib vakf
etmişdi.
Rıdvân Çelebi-Kâdızâde
Amasyalıdır. Kibâr-ı kudâtdan Pîr Sun’ullâh Halvetîzâde Abdüsselâm Çelebi
mahdûmudur. İlm ü kitâbet tahsîl ederek Amasya vâlîsi iken Sultân Bâyezîd-i Sânî’ye intisâb
etdi. Ketebe-i dîvânından olup 879’da emînü’l-kalem, 886’da şehr-emîni görüldü. Ba’dehû
vefât etdi. Mahdûmu şu’arâdan Cenânî Hüseyin Çelebi’dir.
215
221