Page 288 - 6-8
P. 288

Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
               Amasya Tarihi 9-12. Cilt                                                           Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR

                     Hülâsa Sultân Selîm  Hân, Amasya’dan  zuhûr eden ricâl-i  dünyânın  medâr-ı  iftihârı,
               Amasya’nın  sertâc-ı  mübâhâtı  olan  bir  pâdişâh-ı  cihân-gîrdir.  Amasya  târîhi  böyle  bir
               kahramânın Amasya’da doğmasıyla şeref ü şân kazanmışdır.

                     Selîm Çelebi-Hızır Paşazâde
                     Amasyalıdır.  Sultân  Selîm  Hân’ın  erkân-ı  devletinden  sır  kâtibi  olan  Amasyalı  Keşfî
               Mehmed Çelebi bin İbrâhim Bey bin Hızır Paşa’nın mahdûmu ve şu’arâdan Küçük Lutfî [325]
               Bey’in birâderidir.
                     Pederinin sâye-i ikbâlinde tahsîl-i ma’âriften sonra dîvân-ı hümâyûn kâtibi olup 938’de
               cizye kâtibi ba’dehû muhâsebeci sonra Anadolu kethüdâsı oldu. 948’de şıkk-ı sânî defterdârı
               olup sonra Tuna defterdârı olarak Rûmeli’ne gitdi. Ba’dehû oralarda vefât etdi.

                     Selîm Bey-Sa’dil Beyzâde
                     Amasya züamasından Mirzâ Bey’in oğludur. Pederinin irtihâlinde ze’âmetine mutasarrıf
               olup hayli muhârebâta iştirâk etdi. Ba’dehû eşkiyâ muhârebesinde ibrâz-ı liyâkat edib 1018’de
               ümerâdan görüldü. 1023 sâlinden sonra vefât etdi. Diğer Selîm Çelebi bin Hüseyin Çelebi de
               a’yândan olup 1041 hudûdunda vefât etdi. Mahdûmu ulemâdan Bâyezîd Efendi’dir.

                     Selîm Bey-Hacı Bey
                     Amasyalıdır. Hâce-i Sultânî Amasyalı Ömer Efendi’nin hemşîrezâdesi Mehmed Çelebi
               mahdûmudur.  Müşârün-ileyhin zamân-ı  ikbâlinde enderûn-ı  hümâyûna  girdi.  Orada  [326]
               ta’lîm  u  terbiyye  görüp  Sultân  Murâd-ı  Râbi’in  teveccühâtına  mazhar  olmakla  bostancılar
               ocağına hâsekî oldu.
                     1049 zilhiccesinde Sultân Murâd’ın gözdeleri birer sûretle enderûndan çıkarıldığı esnâda
               bu da azl u ihrâc olunup Sultân Bâyezîd evkâfı mütevellîsi olarak Amasya’ya gönderildi.
                     1050  senesi  ramazânının  yirmi  dördünde  dîvân-ı  hümâyûnda  nişâncı  olan  Amasyalı
               Eyyûb Paşa’nın şefâ’at ü ricâsıyla bâ-fermân-ı âlî İstanbul’a celb ü da’vet olunarak çâşnigirbaşı
               oldu.
                     1054 senesi  rebîülevvelinde  Efendisi Eyyûb Paşa Mısır vâlîsi  olup  gitdikte rukebâ-yı
               ikbâlinin  şerriyle  şa’bânın  altısında  sânîyen  azl  ve  enderûndan  ihrâc  olunup  dergâh-ı  âlî
               kapıcıbaşılığı verildi. Bilâd-ı mühimmeyi hidemâtla devr etdi.
                     1065’de  Sadr-ı  a’zam  İbşir  Paşa’nın  kethüdâsı  Amasyalı  Sâlih  Ağa’nın  himmetiyle
               mîrlivâ olup sancâklara gitdi. 1070’de Cidde sancâğı beyi ve şeyhü’l-harem olup âzim-i [327]
               Hicâz oldu.
                     1073 senesi muharreminde azl edilip sânîyen Sultân Bâyezîd evkâfı mütevellîsi olduğu
               hâlde Amasya’ya geldi. 1074 senesi gurre-i muharreminde Semendire beyi olup Rûmeli’ne
               gitdi. Orada dört yıl kalıp 1078 senesi evâ’ilinde ihtiyârlığına binâ’en tekâ’üde sevk edilerek
               ber-vech-i tekâ’üd sâlisen evkâf-ı sultâniyye mütevellîsi olduğu hâlde Amasya’ya geldi.
                     Fakat geldikten üç ay sonra hastalanıp sene-i mezkûre recebinin on ikinci günü vefât etdi.
               Meşâhîr-i ümerâdan bir zât idi. Mahdûmlarından Mehmed Bey ile hattât-ı meşhûr Süleyman
               Ümnî Çelebi Bey ma’rûftur. Bunlara “Hacı Selîm Beyzâdeler”dendi.

                     Selîm Efendi-Şeyhzâde, Hâfız, es-Seyyid
                     Amasyalıdır.  “Yâ  Vedûd  tekkesi”  demekle  meşhûr  Selâmet  Hâtun  tekkesi  şeyhi
               Sun’ullâh Efendi’nin mahdûmudur. Fâzıl-ı meşhûr Amasya müftüsü Müfessir Hızır Efendi’nin
               halka-i tedrîsinde ikmâl-i tahsîl ve ders-i âm Hâfız Mehmed Efendi’den vücûh-ı kırâ’ati ahz
               edib Hacı Efendizâde Şeyh Mehmed Ağa Dârü’l-kurrası şeyhi oldu. [328]
                     1087  senesi  şevvâlinde  meşîhat-i  mezkûreyi  hemşîrezâdesi  Hâfız  Ehlullâh  Efendi’ye
               kasr-ı yed ü ferâgat edib Hacı Efendizâde Ömer Paşa’nın imâmı olduğu hâlde Bağdâd’a gitdi.
               Ömer Paşa’nın ma’iyyetinde devr-i vilâyât etdiği esnâda devriyye müderrisi oldu.



                                                           281
                                                           287
   283   284   285   286   287   288   289   290   291   292   293