Page 291 - 6-8
P. 291
Amasya Tarihi Cilt: 10
Amasya Tarihi 9-12. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Selîm Efendi-Hacı Ma’denzâde, el-Hâc
Amasyalıdır. Ulemâdan el-Hâc Mustafa Efendi bin el-Hâc Selîm Ağa’nın mahdûmudur.
Amasya’da tahsîl-i ma’ârif ederek İstanbul’a gidip Amasyalızâde Hacı İbrâhim Efendi’nin
dâ’iresine intisâb ederek hazîne kâtibi, ba’dehû ba’zı vüzerâya kapı kethüdâsı oldu.
1236’da kapı kethüdâsı olduğu Benderli Ali Paşa’nın sadârete nasbında zümre-i hâcegân-
ı dîvâna lâhık olup müşârün-ileyhin İstanbul’a vusulûnden az sonra Hâlet Efendi’nin şerriyle
azl ü katl olundukta açıkta kaldığından Amasya’ya geldi.
1238 senesi intihâbında meclis-i a’yân a’zâsı olup 1241’de yeniçerilerin ilgâsı vak’asında
nüfûz-ı re’yinden hayli istifâde edildiği Sivas vâlîsi Köse Mehmed Paşa’nın arz u inhâsından
anlaşılmakla İstanbul’a gidip cizye [336] muhâsebecisi ve 1251’de mevkûfâtî olduğu hâlde
1253’de vefât etdi.
Selîm Bey-Çerkes, el-Hâc
Amasya’nın Zeytûn nâhiyesinde Kızıl Kenise karyesinden Abdullah Ağa’nın oğlu olduğu
vakfiyesinden anlaşıldı. Vakfiyesinde “Selîm Bey bin el-merhûm Abdullah Ağa” diye yazılı
görüldü. Sultân Mahmûd-ı Sânî’nin kölesi olmayıp gulâmân-ı hâssasından olduğu müstebân
oldu.
Gençliğinde Çerkes âdeti üzere Sultân-ı müşârün-ileyhe köle olarak takdîm edildiğinden
enderûnda terbiyye ve ta’lîm edildi. Ba’dehû gulâmân-ı hâssadan olup müşârün-ileyhin
irtihâlinde şehzâdesi Sultân Abdülmecîd Hân’a fevka’l-âde takarrüb ederek mâbeynci ve
1264’de ser-kurenâ-yı pâdişâhî oldu.
Yedi yıl kadar makâm-ı ubûdiyyette kâ’im olup ancak kibr ü ru’ûneti ricâl-i devleti dil-
gîr etdiğinden Sadr-ı a’zam Mustafa Reşîd Paşa’nın arzıyla 1271’de ser-kurenâlıktan infisâl
etdi. On bir yıl kadar Üsküdar’da kâ’in köşkünde [337] mukîm oldu.
Bu müddet zarfında Hicâz’a gidip geldi. Medîne-i Mü’nevvere’de bir kütüb-hâne, vatanı
olan Kızıl Kenisa karyesinde bir mekteb ve bir çeşme yaptırdı. Ve karyesi câmiini ta’mîr etdirdi.
Bu hayrâtına zevcesi La’l-i nâb Hânım bint-i İsmâ’îl Bey de iştirâk ederek emlâkini bunların
mesâlihine vakf edib 1282’de vefât etdi. Müttakî, mu’tekad, mümsik olduğu “Sicill-i
Osmânî”de yazılıdır. Herhâlde ehl-i hayr idi. Kayın birâderi Beylerbeyi Hasan Râmiz Paşa’dır.
Süleyman Şâh-Sultân Nâsıreddîn Selçukî
Amasya hükümdârı Sultân Celâleddîn Sencer Şâh bin Sultân Şehinşah bin Sultân
Rükneddîn Mes’ûd-ı Selçukî şehzâdesidir. Pederinin vefâtından sonra Amasya vâlîsi ve
hükümdârı olup Erzurum hükümdârı Tuğrul Şâhzâde Mes’ûd Şâh’ın Amasya’ya hücûmunda
takrîben 606’da fevt oldu. Şehzâdesi Kayserşâh’dır.
Diğer Süleyman Şâh da Amasya hükümdârı Nizâmeddîn Argunşâh bin Şehinşâh bin
Sultân Mes’ûd-ı Selçukî [338] şehzâdesidir. Bunun birâderzâdesi diğer şehzâde Sultân
Süleyman Şâh bin Selçuk Şâh bin Argunşâh olup bunlar genç iken 636’da Baba İshâk-ı
Kefersûdî isyânında fevt oldular.
Süleyman Çelebi-Mevlânâ Sa’deddîn-i Pervânî
Amasyalıdır. 675 harbinde esîr olarak Mısır’a giden Emîr Alâeddîn Ali Bey bin emîr-i
kebîr Mu’îneddîn Süleyman Pervâne Bey’in mahdûmudur. Pederi Mısır’da kaldıkta vâlidesiyle
beraber Mısır’a gidip orada tahsîl-i ulûm u fünûn ederek pederinin vefâtından sonra avdet etdi.
Amasya’da bir müddet tedrîs ü ifâde ile iştiğâl ederek iştihâr etdiğinden ammizâdesi
Mes’ûd Bey’in Amasya vâlîliğinde Amasya kadı’l-kudâtı oldu. 699’da müşârün-ileyhin
maktûlen vefâtında yerini Mevlânâ Şemseddîn Ahmed bin el-Verdî’ye verdi.
Ba’dehû Sinop’a gidip orada Mes’ûd Beyzâde Gâzi Ahmed Çelebi’nin zamân-ı
emâretinde Sinop kadısı olup 723’de kefere hücûmuyla Gâzi Çelebi’nin vefâtında [339] kaçıp
Amasya’ya geldi. Birkaç yıl sonra vefât etdi. Âlim, fâzıl idi.
284
290

