Page 286 - 6-8
P. 286

Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
               Amasya Tarihi 9-12. Cilt                                                           Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR

               zevâlden kurtardı. Âl-i Osmân’a hilâfet-i İslâmiyye’yi kazandırdı. Bu büyük himmet ü siyâsetin
               mükâfâtı olarak Erzurum, Diyârbekir, Bitlis, Mar’aş, Malatya, Haleb, [320] Sûriye, Beyrût,
               Kudüs,  Mısır,  Hicâz,  Yemen  gibi  on  iki  eyâlât-ı  cesîmeyi  bütün  sancâklarıyla,  kazâlarıyla
               memâlik-i Osmâniyye’ye ilhâk etdi.
                     Sultân Selîm’e karşı Amasya’nın fuzalâ ve a’yânı gâyet sâdıkâne münkâd oldukları gibi
               Sultân Selîm de onlara karşı hemşehrîlik hissiyâtıyla mütehassis, gâyet müteveccih u mültefit
               idi. Ahd-i hümâyûnunda Amasyalılar en yüksek makâmâta kadar irtikâ etmişlerdi.
                     Sır  kâtibi  Amasyalı  Hızır  Paşazâde  Keşfî  Mehmed  Çelebi,  re’îsü’l-küttâbı  Amasyalı
               Refîkî  Ali  Çelebi,  kazaskeri  ibtidâ  Amasyalı  Karamânîzâde  Seydî  Ahmed  Efendi  sonra
               Amasyalı Tâcî Beyzâde Ca’fer Çelebi bâdehu Amasyalı Kemâl Paşazâde Ahmed Şemseddîn
               Efendi, Rûmeli kazaskeri de Amasyalı Mü’eyyedzâde Abdurrahmân Efendi idi.
                     İbtidâ muvakka’-ı dîvân-ı âlî müşârün-ileyh Ca’fer Çelebi ba’dehû Amasyalı Abdullah
               Paşazâde Abdülkerîm Abdî Çelebi ba’dehû Amasyalı Kâdızâde Mehmed Paşa ve ilk defterdârı
               Amasyalı Pîrî Mehmed Paşa ba’dehû Amasyalı Hüsâmeddîn [321] Paşa idi.
                     Şeyhülislâmı Amasyalı Cemâlîzâde Zenbîlî Ali Efendi, son sadr-ı a’zamı da Amasyalı
               müşârün-ileyh Pîrî Mehmed Paşa idi. Haleb vâlîsi Karaca Ahmed Paşa, Sivas vâlîsi Şâdî Paşa,
               Trabzon vâlîsi Yahşî Beyzâde Ahmed Paşa da Amasyalılardı.
                     Kendisine Mısır’da Hilâfet-i İslâmiyye’yi resmen terk ve ferâğat ederek bî’at eden zâtın
               el-Müstemsik  billâh  Ya’kûb  yâhud  bunun  mahdûmu  el-Mütevekkil  Alellâh  Muhammed
               olmasında müverrihler ihtilâf etmişlerdir.
                     Ayasofya  mahzen  evrâkında  taharriyât-ı  vesâ’ik  esnâsında  elime  geçen  enderûn-ı
               hümâyûnun  hassa  defterinden  anlaşıldığı  üzere  “el-Mütevekkil  Alellâh  Muhammed”
               olduğunda şübhe yoktur. Defter-i mezkûrun bir sûreti nezdimde mahfûz olup vezâ’if sırasında
               şöyle yazılıdır:
                     “Mevlânâ  Seyyid  Muhammed  Halîfe-i  Abbasî.  Vildâniş-i  Mevlânâ  Halîl  Abbâsî,
               Mevlânâ Ebû Bekir, Mevlânâ Şemseddîn” “Bu defterin târîhi gurre-i rebîülevvel 927 ilâ gâye-
               i zilhicce  927. [322]
                     Müşârün-ileyhin şehzâdeleri defter-i mezkûrda musarrah olduğu üzere Sultân Süleyman,
               Sultân Murâd, Sultân Mahmûd ile kerîmeleri Hadîce, Şâhî, Hafsa, Fâtıma Sultânlardır.
                     Yine  defter-i  mezkûrda  sarâhaten  mukayyed  olduğu  üzere  Sultân  Murâd  ile  Sultân
               Mahmûd 28 şevvâl 927’de vefât etmişler, ya’nî ihnâk edilmişlerdir. Bunlar, Sultân Selîm’in
               evlâdı olduğu vakfiyesinde bile mezkûrdur. Sultân Murâd’ın mu’allimi Emîr Çelebi ve Sultân
               Mahmûd’un mu’allimi Hasan Çelebi olduğu da defter-i mezkûrda yazılıdır.
                     Sultân  Selîm  Hân,  Türk  şu’arâsının  meşâhîrinden  olup  dîvânı  Almanya  İmparatoru
               Wilhelm tarafından Berlin’de nefis bir sûrette bastırılmışdır. Bir nüshası müze kütüb-hânesinde
               vardır. Mısır’ı feth ve devlet-i Çerâkiseyi imhâ etdikten sonra şu kıt’ayı yazmışlardır:
                                                                                           اوّنه
                                                                                    ميلس رملأا كلم
                                                                                     اراعم ناک مککلم
                                                                                  مودتلا یراوعلا و
                                                                            اذه بجوأ مکملظ  ]323[
                                                                                     ميمز لعف هنإ
                                                                                    مترهقف متکلم دق
                                                                                    اوميقت مل اذهلف
                                                                                    متبهذ دق اذهل و
                                                                                    ميمح لخ مکل ام
                                                                                   انامح الله یمح دق
                                                                                      ميحرلا ربلا هّنإ
                                                                                   ىرسك قاف كيلمب
                                                                                   ميظعلا كلملا  هل ذإ


                                                           279
                                                           285
   281   282   283   284   285   286   287   288   289   290   291