Page 298 - 6-8
P. 298
Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Amasya Tarihi 9-12. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Ehl-i hizmet, sâhib-i hayrât idi. Mescidi hazîresinde medfûndur. Mahallesi vardır.
Mahdûmları Çavuşân-ı dergâh-ı âlîden Mehmed, Mustafa Beylerdir. Dâmâdı Amasya şehir
kethüdâsı el-Hâc Pîrî Ağa’nın mahdûmu Murtazâ Ağa’dır ki sonra beylerbeyi oldu.
Süleyman Efendi-Himmetzâde, el-Hâc
Amasyalıdır. Kibâr-ı ulemâdan Himmet Efendi’nin mahdûmu ve dergâh-ı âlî
kapıcıbaşılarından el-Hâc Osmân Ağa’nın birâderidir. Asrı ulemâsınden tahsîl-i ilm ü fazl
ederek ders-i âm ve müderris-i be-nâm oldu. [359] Ba’dehû kasabâta kadı ve 1031’de Amasya
nâibi oldu.
Bu niyâbetten sonra Karahisâr-ı Şarkî kadısı olup 1035’de ma’zûl ve ba’dehû Tokat
kadısı ve sânîyen Amasya nâibi olarak 1040’da ma’zûlen vefât etdi. Meşâhîr-i ulemâdan
müstakîm, kâmil idi. Mahdûmları el-Hâc Dâvud, Ramazân Efendiler ve Ramazân Efendizâde
Dâvud Efendi ma’rûftur.
A’yân-ı züamadan Süleyman Bey bin Allâhverdi Bey de bu esnâda meşâhîr-i a’yândan
olup 1041 senesi hilâlinde vefât etdi. Oğlu Hızır Bey de züamadan idi. Bunun mahdûmu
meşâyîh-i kirâmdan el-Hâc Süleyman Efendi tercemesi aşağıda gelir.
Süleyman Paşa-Hacı Eyvâd
Amasya’nın şimâl-i şarkîsinde kâ’in Fîrûz Köyü’nden “Hacı İvaz” demekle meşhûr İvaz
Kethüdâ’nın mahdûmudur. 1014 târîhli yeniçeri defterinde dördüncü cemâ’at efrâdından
“Süleyman Amasya” ve 1023 târîhli defterinde “Süleyman İvaz Amasya” ve künyesi bâlâsında
“Hacı Eyvâdoğlu” diye mezkûr görüldü.
1014’de vüzerâdan Amasyalı Goncazâde Hızır Paşa’nın [360] ma’iyyetinde me’mûr olup
vezîr-i müşârün-ileyhin irtihâlinden sonra Hâce-i Sultânî Amasyalı Ömer Efendi’ye intisâb etdi.
Ba’dehû Bosnalı Hüsrev Ağa silahdârlığında Hızır Paşa’nın kerîmesi Ayşe Sultân’ı tezevvüc
edib yeniçeri ağası oldukta dâ’iresine girdi.
1036’da Hüsrev Ağa vezâretle Diyârbekir vâlîsi oldukta kethüdâsı olup 1037 şa’bânında
sadr-ı a’zam olarak İstanbul’a geldikte nüfûz u i’tibârı arttı. 1038’de kul kethüdâsı ve 1039
senesi zilhiccesinde yeniçeri ağası oldu.
1040 senesi rebîülevvelinde paşasıyla birlikte azl edilip şevvâlinde Tımışvar Beylerbeyi
oldu. 1041 senesi gurre-i rebîülâhirinde azl edilip 1042 senesi saferinde yeniçeri ağası Amasyalı
Köse Mehmed Ağa’nın himmetiyle Kanije Beylerbeyi oldu.
1043 senesi evâ’ilinde azl edildiyse de rebîülevvelinde Kanije vâlîliğinde ibkâ edilerek
ordu-yı hümâyûn ile beraber Sadr-ı a’zam Tabanı Yassı Mehmed Paşa’nın ma’iyyetine
me’mûren Haleb’e gitdi. Sadr-ı a’zamın buna ve Köse Mehmed Ağa’ya buğz [361] u adâveti
vardı. Köse Mehmed Ağa’yı istirkâb ederdi.
Bundan dolayı yeniçerileri tahrîk ederek çıkan fitnede Köse Mehmed Ağa’yı ve bunu
müsebbib gösterdiğinden 1043 senesi şa’bânında bunu Haleb ordugâhında kendisi i’dâm
etdirdi. Köse Mehmed Ağa’yı da İstanbul’a gönderip orada mağdûren i’dâm etdirdi. 100
Her ikisinin de emvâl ü emlâki müsâdere edildiğinden bunun Amasya ve Fîrûz Köyü’nde
kâ’in emlâki ve çiftliği bâ-fermân-ı âlî satılıp esmânı İstanbul’a gönderildi. Mahdûmları Ahmed
Paşa ile Hüsrev Bey’dir. Hacı İvazoğlu iken “Hacı İvaz, Hacı Eyvâd”demekle meşhûr,
müdebbir, şecî’, iş-güzâr idi.
Süleyman Efendi-Celvetî, eş-Şeyh
Amasyalı Dervîş Ali mahdûmudur. İstanbul’da tahsîl-i ulûm esnâsında kibâr-ı
Celvetiyyeden eş-Şeyh Mahmûd Hüdâî Efendi âsitânesine intisâb ederek yirmi yıl kadar
100 “Sicill-i Osmânî”de Hâcı Eyvâd Süleymân Paşa ile Çerkes Sarı Süleymân Paşa’nın tercemeleri mezc ü halt
edilmiştir. Bunlar başka başka birer simâdır.
291
297