Page 367 - 6-8
P. 367
Amasya Tarihi Cilt: 11
Amasya Tarihi 9-12. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR Amasya Tarihi 9-12. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Şâdî Bey-Beyzâde İki yıl kadar bu defasında icrâ-yı hükm-i vilâyet ederek 930 senesi rebîülevvelinde vefât etdi.
Amasyalıdır. Ümerâdan Burak Bey bin Devâtdâr Ahmed Paşa bin Hacı Şâdgeldi Konya’da medfûndur. (Vekâyînâme) [23]
Paşa’nın mahdûmudur. Sultân Murâd-ı Sânî devrinde hizmetler ibrâz ederek mîrlivâ ve ba’dehû Müdebbir, muktedir, şedidü’ş-şekîme, asîl bir zât idi. Mahdûmu İbrâhim Bey de
Fatih Sultân Mehmed Hân’a şehzâdeliğinde lala olup birinci cülûsunda Silistre Beylerbeyi ümerâdandır. Kerîmesi Şâh Hûbân Hâtun erbâb-ı hayrât ve hasenâtdan olup zevci Deli Hüsrev
olmuşdu. Paşa’dır. Bunun mahdûmu Kurd Bey de meşâhîr-i ümerâdandır. Sâhib-i tercemenin birâderi
Ancak 847’de müşârün-ileyhin hal’inde Edirne’de müdâfii görüldüğünden azl ü tekâüd Pirî Bey’dir. Havza’daki Büyük Hamam Şâdî Paşa’nın vakfıdır.
edilip, Amasya’da [20] ikâmet ve 851’de rihlet etdi. Mahdûmu Burak Bey de kibâr-ı
ümerâdandır. “Küçük Çeribâşı” demekle meşhûr olan budur. Şâdî Efendi-Müderris
Amasya köylerinden Kızıl Keseli Yûsuf oğludur. Amasya’da Sultân Bâyezîd
Şâdî Bey-Ya’kûb Şâhzâde Medresesi’nde ikâmet ve ekâbir-i ulemâdan Cuma ve müfessir Ahmed Efendi’lerden ikmâl-i
Amasyalıdır. Kibâr-ı ümerâdan Yahya Bey bin Ya’kûb Şâh bin Şâdî Bey bin Burak Bey tahsîl ederek tedrîse mübâşeret ve yıllarca neşr-i ulûma himmet edib Atabeg Gâzi Medresesi
bin Ahmed Şâh bin Hacı Kutlu Şâh mahdûmudur. Şehzâdeliğinde Sultân Bâyezîd-i Sânî müderrisi oldu. Muahharan devr-i medâris ederek altmışlı derecesinde olan Hüseyin Ağa
sarayında terbiye görüp, cülûsunda ümerâdan oldu. Mısır ve Moton muhârebâtında ibrâz-ı medresesi müderrisi olduğu halde bin hudûdunda vefât etdi.
liyâkat edib bir müddet Mora Beyi oldu. 911 hudûdunda vefât etdi. Kibâr-ı ümerâdan idi. Âlim, usûlî, fakîh, müteşerri’ bir zât idi. 954’de Amasya’nın Sultân Bâyezîd
Mahdûmu Yahya Bey’dir. Medresesi’nde yazdığı Kemal Paşazâde’nin “Kitâbu’l Islâh”ı sonunda hat ve imzâsı görüldü.
Şâdî Bey-Hacı Şâdî Çelebi-Kadızâde
Sultân Bâyezîd-i Sânî bendegânından olup Abdullah oğludur. Sultân-ı müşârün-ileyhin Amasyalıdır. Kudâtdan Yahya Çelebi bin Tâceddîn İbrâhim Efendi bin Ya’kûb Çelebi
cülûsunda şehzâdesi Sultân Ahmed maiyyetine me’mûren Amasya’da kaldı. Ba’dehû şehzâde- bin Yahya Bey’in mahdûmudur. Peder ve ceddînin kendisine intikâl eden emvâl ve emlâkı
i müşârün-ileyhin ümerâsından olarak Sipâhiler Ağası olmuşdu. 918’de Sultân Selim Hân sâyesinde tahsîl-i huzûr ederek a’yân-ı memleket sırasına girdi. Gürcistan Muhârebeleri
muhârebesinde maktûlen vefât etdi. Evlâdı Amasya’da kalıp “Hacı Şâdoğulları” demekle esnâsında mâlen hizmetler ederek nüfûzunu arttırdı. Karayazıcı ihtilâline kadar yaşayıp 1011
meşhûr oldu. vak’asında mün’adim oldu. Erbâb-ı servetden hânesi fukara ve misâfirlere küşâde bir hânedân
idi.
Şâdî Paşa-İshâk Paşazâde
Sadr-ı esbak Amasyalı İshâk Paşa bin İbrâhim Bey bin İsa Bey bin Mustafa Bey bin Hacı Şâdî Ağa-Hacı Şadoğlu
Şâdgeldi Paşa mahdûmudur. Sultân Bâyezîd-i Sânî’ye Amasya vâlisi iken intisâb edib Amasyalıdır. Yukarıda tercemesi geçen Hacı Şâdî Bey’in evlâdından Ebûbekir Ağa’nın
sarayında terbiye ve tahsîl gördü. oğludur. Erbâb-ı tımârdan [24] olan pederinin vefâtıyla 1058’de Sipâhî olup hayli muhârebelere
Sultân-ı müşârün-ileyhin cülûsunda pederi Sadr-ı a’zam olduğundan büyükçe bir zeâmete girdi. 1071’de Çorum kethüdâyeri ve ba’dehû mütesellimi olup Rumeli muhârebâtında varlık
nâil oldu. Vakî’ olan [21] muhârebelerde ibrâz-ı liyâkat eylediğinden mîrlivâ ve takrîben 913’de gösterdi. 1094’de dergâh-ı âlî kapıcıbaşılarından görülüp sonra vefât etdi. Oğlu el-Hâc Mehmed
Kefe Beylerbeyi oldu. 916’da Sultân Selim Hân’a harekâtında yardımlar etdiğinden 918’de Ağa’dır.
Amasya Beylerbeyi olarak geldi.
Ancak Şehzâde Sultân Ahmed tarafdârı görülen meşâyih-i kirâmdan Gümüşlüzâde Şâdî İbrâhim Bey-Doktor
Hazreti Muhyiddîn Mehmed Halvetî hakkında layık olmayan hakaretlere bâis ve müşârün- Merzifonludur. 109 [25]
ileyhin İstanbul’a i’zâm ve Yedikule’de hapsine bâdî olduğundan sûzişli bedduâlara hedef oldu.
921 senesi evâilinde Diyarbekir’in fethine me’mûren vilâyeti askeriyle Diyarbekir’e Şâdî Mehmed Efendi-Hacı Eyyüb Efendizâde
gitmişti. Serdâr olan Bıyıklı Mehmed Paşa’ya muhâlefet ederek bilâ emr-i âlî avdet Amasyalıdır. Meşâhîr-i ulemâ ve meşâhîr-i Nakşibendiyye’den Gurcânî el-Hâc Eyyüb
eylediğinden sene-i mezbûre şâbânında azl ve İstanbul’a i’zâm edilerek Yedikule zindanında Efendi’nin büyük mahdûmudur. 110 Amasya’da doğdu. Hıfz-ı Kur’ân ve mukaddimât-ı ulûmu
Gümüşlüzâde Muhyiddîn Mehmed Çelebi’ye refîk oldu. [26] Amasya’da Mecdîzâde Hâfız Abdurrahman Kâmil Efendi’den tahsîl edib İstanbul’a gitdi.
922’de Amasya’da Üçler Vakası’nın zuhûrunda şedidü’ş-şekîme bir zâtın vücûduna Fatih ders-i âmlarından pederinin tilmîzi olan Köprülü Fâzıl Mehmed Arif Efendi’den ikmâl-i
zarûret görüldüğünden sene-i mezkûre zilhiccesinin gurresinde Yedikule’den çıkarılıp [22] tahsîl ederek mücâz ve bi’l-imtihân ders-i âm oldu. 111 [27]
ikinci defa Amasya vâliliğine nasb ve serîan hareketi emredildi.
Amasya’ya vüsûlunde vak’anın müsebbiblerini derhâl tevkîf ve haklarında yapılan süratli
tahkikât üzerine i’dâm etdirip vak’ayı bastırdı. 924’de Celâlîler’in Sivas havâlîsinde harekâtı Şaşı Mehmed Efendi-Allâme-i Şaşı
üzerine merkez-i vilâyet Sivas’a nakledilmekle sene-i mezbûre cumâdelûlâsında Sivas Amasyalıdır. Kudât-ı sütûde-simâtdan Mevlânâ İzârî Kâsım Efendi’nin dâmâdı olan
Beylerbeyi oldu. Mahmûd Efendi bin Sinâneddîn Yûsuf Çelebi bin Mahmûd Tokatî mahdûmudur. Ceddi
926’da Sultân Süleyman Kânûnî’nin cülûsunu müteâkib Karaman-Konya Beylerbeyi ve Amasya’da Şehzâde Sultân Ahmed’in defter emîni olup tercemesi yukarıda yazıldı. “Ahîzâde”
senesi âhirinde Kapdân-ı deryâ olduysa da 927’de sânîyen Karaman Beylerbeyi olup Şam’da demekle meşhûrdur.
isyân eden Canberdî Gazzâlî üzerine me’mûren sevk edildi.
Bu muhârebede batâetinden şikâyet edilmekle 927 senesi evâhirinde azl ve teftîş edildi. 109 Müellif “Şâdî İbrahim Bey-Doktor” tercemesini eksik bırakmıştır.(Ed.)
Berâeti tahakkuk edib mazereti muhik görüldüğünden 928’de üçüncü defa Karaman vâlisi oldu. 110 Pederinin terceme-i hâli yukarıda yazıldı.
111 Müellif “Şâdî Mehmed Efendi-Hacı Eyyüb Efendizâde” tercemesini eksik bırakmıştır.(Ed.)
362 363
366