Page 369 - 6-8
P. 369

Amasya Tarihi Cilt: 11
               Amasya Tarihi 9-12. Cilt                                                           Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR            Amasya Tarihi 9-12. Cilt                                                           Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR

                     Pederi Mahmûd Efendi 937’de Amasya’da Yörgüç Paşa müderrisi iken doğdu. Pederinin                                      Pederinin kazâsında nâibi, İstanbul’da Mahmûd Paşa Mahkemesi kâtibi olarak temâyüz
               intikâlinde  yetîm  olup  amcalarının  vesâyetinde  büyüdü.  Amasya’da  tahsîl-i  ulûm  etdikden                       edib  1180 hudûdunda Rumeli  kudât-ı  sütûde-simâtından görüldü. Ba’dehû vefât  etdi. Şeyh
               sonra İstanbul’a gidip Kayseriyyeli Zeynülibâd Çelebi, ba’dehû 961’de Hayrabolu’da Rüstem                              Alizâde es-Seyyid Ahmed Rüşdü Efendi mecmû’asına kayd eylediği şuarâdan olup âlim, kâmil
               Paşa müderrisi olan ammizâdesi Ahîzâde Mehmed Efendi hizmetlerinde ikmâl-i tahsîl etdi.                                bir zât idi.
                     İstanbul usûlü üzere ibtidâ Kadızâde Şemseddîn Ahmed Efendi’ye dânişmend ba’dehû
               ma’lûl Emîr Efendi’den mûlazım olup yevmî yirmibeş akçe vazîfeyle Bursa’da Molla Hüsrev                                      Şâkir Hasan Efendi-Müftîzâde
               Medresesi müderrisi olarak on yıl kadar Bursa’da tedrîs-i ulûm etdi. Tedrîcen vazîfesi artıp kırk                            Amasyalıdır.  Amasya  müftüsü  Aybatsalı  es-Seyyid  Abdullah  Efendi’nin  evlâdından
               akçeyle Hançerli müderrisi [28] oldu.                                                                                  Mehmed  Paşa  müderrisi  es-Seyyid  Mustafa  Efendi’nin  mahdûmudur.  “Uzun  Müftîzâde”
                     984  senesi  cumâdelâhirinde  terfîân  Beşiktaş’da  Hayreddîn  Paşa  Medresesi  müderrisi                        demekle meşhûr olup fâzıl-ı meşhûr Amasya müftüsü Şeyhzâde es-Seyyid el-Hâc Abdullah
               olarak akrânı arasında temâyüz etdi. Hayfâ ki bir kaç ay sonra hasta olup sene-i mezbûrenin                            Vecîh Efendi’nin halka-i tedrîsinde [31] ikmâl-i tahsîl etdi.
               zilhiccesinde vefât eyledi. Âlim, fâzıl, tedrîse harîs idi. Gözleri şaşı olduğu münâsebetle zurefâ                           Bir müddet Mehmed Paşa Câmiinde ders okuttu. Ba’dehû kazâ niyâbetlerine sülûk ederek
               arasında “Allâme-i şaşı” denmişdi.                                                                                     Osmancık, İskilib gibi kazâlara nâib, sonra Mecidözü, ba’dehû Zile gibi kazâlara kadı olup
                     Atâyî Efendi “Zeyl-i Şakâyık”da sahib-i tercemenin pederi Mahmûd Efendi hakkında                                 Giresun kazâsından ma’zûlen 1246’da vefât etdi. Ulemâ-yı kudâtdan idi.
               Muhaşşî Ahî Çelebi merhûmun mahdûmu diyor ki, Mahmûd Efendi’nin “Mahmûd bin Yûsuf
               bin  Mahmûd”  imzâsına  muhâlifdir. 112   Kezâlik  ammizâdesi  Mahmûd  Efendi  hakkında  da                                  Şâkir Süleyman Bey-Kayalı Paşazâde
               “Ammizâdesi Ahîzâde Efendi” diyor ki, ammizâdesi demekden galatdır.                                                          Amasyalıdır.  Eşrâfdan  Dâvud  Bey  bin  Süleyman  Bey  bin  Kaya  Ali  Paşa’nın
                                                                                                                                      mahdûmudur. Kâşif Ömer Paşa’nın akrabâsından olup pederinin Mîrlivâlığında sâhib-i tımâr
                     Şâfî Mehmed Paşa-Şeyhzâde                                                                                        olup 1215’de pederinin mahlûlundan Geldiklân Nahiyesi’nde 31059 akçe tımâra nâil oldu.
                     Amasyalıdır. Çilehâne Tekkesi şeyhi İzzeddîn Hasan Efendi’nin mahdûmu ve kudâtdan                                      Ba’dehû  Amasyalızâde  Hacı  İbrâhim  Efendi’nin  himmetiyle  Sultân  Selîm-i  Sâlis’e
               Kutbeddîn Mustafa ve şuarâdan Abdurrahman Abdî Efendilerin birâderidir. Amasya’da hutût-                               intisâb ederek silâhşörân-ı hâssa silkine girdi. 1222 rebîülevvelinde Sultân-ı müşârün-ileyhin
               ı münevvi’ayı Kâtib İsmail ve ulûm-ı edebiyyeyi Küçük Hâce [29] Mehmed Ali Efendilerden                                hal’inde bir müddet menkûb olup 1223’de Sultân Mahmûd-ı Sânî cülûsundan sonra saraya
               aldı.                                                                                                                  intisâb ederek sânîyen silâhşör ve ba’dehû telhîsî-i şehriyârî oldu. [32]
                     Ba’dehû  Mâliye  tahsîlâtında  bulunup  sadr-ı  esbak  Bayram  Paşa’ya  intisâb  ederek                                Ba’dehû meşhûr Hâlet Efendi’nin garazkârlığı yüzünden 1234 senesi evâilinde vefât eden
               müşârün-ileyhin  sâye-i  ikbâlinde  İstanbul’da Mâliye kalemi’ne girdi.  Terakkî  ederek şıkk-ı                        Yergöğü muhâfızı Hâfız Ali Paşa’nın muhâllefâtını kabza me’mûren Yergöğü’ne gönderildi.
               evvel  defterdârı  Amasyalı  Hacı  Efendizâde  İbrâhim  Paşa’nın  zamanında  1049  şevvâlinde                          Avdetinde  Dergâh-ı  Âlî  kapıcıbaşılığı  rütbesiyle  Gümüşhane  Mâdeni  emîni  olarak  oraya
               Konya defterdârı oldu.                                                                                                 gönderildi.
                     Ba’dehû gayret ve sadâkatı görüldüğünden Kars Zülkadiriye sancağıyla Haleb defterdârı                                  1236’da ma’zûl olup İstanbul’a geldi. 1237 senesi tevcîhâtında Ulûfeciyân-ı Yesâr Ağası
               olup 1054’de azledildi. 1055 senesi zilhiccesinde Musûl Beylerbeyi olarak bir yıl kadar Musûl                          olup  1238’de  Halet  Efendi’nin  i’dâmında  baş-bakî  kulu  oldu.  1239’da  ma’zûl  ve  1241
               eyâletinin tahsîlât-ı mâliyesi ve muhâfazası husûsunda çalışdı.                                                        hudûdunda merhûm oldu. “Şâkir Ağa” demekle meşhûr sâdık, mukdim bir zât idi.
                     1056’da  ma’zûlen  Amasya’ya  gelip  1057’de  Çankırı  ve  ba’dehû  1060’da  Karahisâr-ı
               Şarkî  sancakları  mutasarrıfı  olup  1061’de  Kars  eyâleti  Beylerbeyi  oldu.  Kars’a  giderken                            Şâkir Abdullah Efendi-İnepazarlızâde
               Erzurum  havâlîsinde  vefât  etdi.  Amasya’da  Çilehâne  Mahallesi’nde  bir  çeşmesi  olup  “Şâfî                            Amasyalıdır. İnepazarlızâde el-Hâc Ömer Efendi bin Ahmed bin Resûl’ün mahdûmudur.
               Çeşmesi” demekle meşhûr olmuşdu. Mâliye ve teşrifât defterlerinde “Şâfî Mehmed Paşa” diye                              Amasya ulemâsından Sarı Ahmedzâde Müftî el-Hâc Mehmed, Âkifzâde es-Seyyid Abdürrahîm
               yazılıdır.                                                                                                             Efendilerden ikmâl-i tahsîl edib ders-i âm oldu. Yıllarca tedrîs-i ulûm edib 1237’de Torumtay
                                                                                                                                      müderrisi, ba’dehû Mecidözü kadısı oldu. Sonra diğer kasabâta kadı [33] olduysa da 1248’de
                     Şâkir İbrâhim Efendi-Hacıköylüzâde                                                                               vefât  etdiği  kayden  anlaşıldı.  Mahdûmu  Abdullah  Efendi  Torumtay  müderrisliğine  kanâat
                     Amasyalıdır. Müderris Halil Efendi’nin mahdûmudur. Ürgüplü Hacı Ahmed Efendi’nin                                 ederek vaaz ve tedrîs ile meşgûl olduğu halde 1266’da vefât etdi. Âlim, şâir, edîb, kâmil bir zât
               dersinde ikmâl-i tahsîl edib ders-i âm ve 1212’de Dırâkiye müderrisi Hâfız Ömer Efendi’nin                             idi.
               üzerinden Dırâkiye müderrisi oldu. Amasya mütesellimi Mikdâd Paşazâde Hasan Bey’e intisâbı
               olduğundan 1229’da mumâ ileyh’in i’dâmında zehre-çâk olarak vefât etdi. Tayyar Mahmûd                                        Şâkir Mehmed Efendi-İmâmzâde
               Paşa’nın zamân-ı ikbâlinde hayli nüfûz ve ikbâle nâil olmuş âlim, edîb, şâir, idi. Hasan Bey’in                              Fatih Sultân Mehmed Hân Câmii imâmı olup 1204’de vefât eden Amasyalı es-Seyyid el-
               nüdemâsından sayılırdı. Tevârih ve muhâzarâta intisâbı var idi. [30]                                                   Hâc Mehmed Efendi’nin mahdûmudur. Gençliğinde pederiyle beraber İstanbul’a gidip ulemâ-
                                                                                                                                      yı asrından ve hâssaten ders vekili Köprülü Halil Efendi’den tahsîl-i ulûm ederek mücâz ve
                     Şâkir Ahmed Efendi-Müftîzâde                                                                                     ders-i âm ve müderris oldu.
                     Amasyalıdır.  Esbak  Amasya  Müftüsü  Mütevellîzâde  el-Hâc  Ahmed  Efendizâde                                         Fatih Câmi-i şerîfinde tedrîs-i ulûma hasr-ı evkât edib silsile-i ulemâda ikmâl-i devre-i
               mevâlîden  Abdülbaki  Efendi’nin  mahdûmudur.  Amasya’da  Iydîzâde  Hacı  Âkif  Mustafa                                medâris ederek 1239’da Galata Mollası oldu. İkmâl-i müddet edib Haremeyn pâyesine intizâr
               Efendi’nin halka-i tedrîsinde ikmâl-i tahsîl edib, kazâ niyâbetlerinde bulundu.                                        ederken 1240 senesi evâhirinde vefât etdi. Âlim, natûk, kâmil bir ders-i âm idi. Birâderi Râşid
                                                                                                                                      Mehmed Efendi de ulemâdandır. Pederi yanında medfûndur. [34]


               112  Ancak Muhaşşî Ahî Çelebi merhûmun kerîmesi evlâdından olduğu münâsebetle “Ahîzâde” likle meşhûrdur.

                                                           364                                                                                                                    365
                                                           368
   364   365   366   367   368   369   370   371   372   373   374