Page 374 - 6-8
P. 374
Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Amasya Tarihi 9-12. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Kuyûd-ı vakfiyede Şâh Bula Hâtun, Sultân Murâd-ı Sânî vâlidesi olmak üzere
görülmektedir. Ba’zen “Emine Şâh Bulâ Hâtun” ve ba’zen de yalnız “Şâh Bula Hâtun” diye
mukayyeddir. Bu Şâh Bula Hâtun’un mevkûfâtı Köprü Kazâsı’nda kâin bir kaç köyden
ibaretdir.
Şâh Bulâ Hatûn-Emine Şâh Bulâ
Amasya a’yân-ı ümerâsından Mustafa Bey bin Devâtdâr [46] Ahmed Paşa bin Hacı
Şâdgeldi Paşa’nın kerîmesi ve Amasya vâlisi Yörgüç Paşa’nın halîlesidir. Paşa’nın zamân-ı
vilâyetinde büyük bir nüfûz ve ikbâl gördü. 871 târihli vakfiye bunundur. Amasya’da Şamice
Mahallesi’nde mektebi ve evkâfı vardır. Bu Emîne Şâh Bula Hâtun’un mevkûfâtı Amasya
havâlîsindedir.
Şâh Pîrî Bey-Sungurzâde
Amasya ümerâsından Gâzi Bey’in mahdûmudur. Bâyezîd Paşa’nın akrabasından olduğu
münâsebetle Rumeli ve Anadolu’da sancaklara emîr olarak temâyüz etdi. Müşârün-ileyhin
sadâretinde Çirmen Beyi olup Sultân Murad’ın cülûsundan az sonra Bâyezîd Paşa’nın
şehâdetine ve kendisinin Şehzâde Sultân Mustafa tarafından esâretine mebnî Sultân Murad’ın
i’timâdını kaybetdi. Ma’zûlen Amasya’ya gelip 827 şevvâlinde emlâkını evlâdına vakfederek
sonra vefât eyledi.
Şâh Hüseyin Çelebi-Yardımzâde
Amasyalıdır. Evlâd-ı Selçûkiyyeden “Yardım Çelebi” demekle [47] meşhûr Esed Şâh bin
Hâce Mes’ûd’un mahdûm-ı güzînidir. “Hâce Sultânoğlu” denirken sonradan
“Yardımzâde”likle iştihâr etdi.
Gençliğinde sûret ve sîreti pek güzel bir mahbûb-ı dil-firîb olduğundan Amasya vâlisi
Şehzâde Sultân Mustafa sarayına alındı. Amasya sarayında ta’lîm ve terbiye görüp Amasya
hattâtlarından hutût-ı mütenevviayı öğrendi. Hattı da pek güzel oldu.
Şehzâde Sultân’ın divân kâtiblerinden ve musâhiplerinden iken 960 senesi şevvâlinde
müşârün-ileyhin şahâdeti üzerine bir buçuk yıl kadar menkûb kaldı. Ba’dehû Sultân
Süleyman’ın Amasya’ya gelişinde afv ve iltifâta nâil olup zeâmetle taltîf edildi.
Hacı Hamza Mahallesi’ndeki konağında ikâmet, ceddi Hâce Sultân zâviyesi vakfına
nezâret ederek sonra vakfın mütevellîsi oldu. Zeâmet ve tevliyet vezâifini ve Yörgüç Paşa
Câmii civârındaki cesîm bahçesi vâridâtını hüsn-i idâre ederek kerîmâne yaşadı. 1000
târihinden sonra [48] vefât etdi.
Güzel dîvânî yazar, hattât, müeddeb hânedân bir zât idi. Bütün usûl ve harekâtı sancak
beylerinin nazar-ı dikkatinden kaçmazdı. Oğulları Sefer Şâh, İskender Şâh beylerdir. İskender
Şâh genç iken bilâ-veled vefât etdi. Sefer Şâh da erbâb-ı isyâna karıştığından bütün sülâlesi
kesildi. Hâce Sultân zâviyesi vakfının tevliyeti ulemâ ve meşâyihe, sipâhilere verildi.
Şâh Hûbân Hatûn-Şâdî Paşazâde
Amasyalıdır. Sadr-ı esbak Amasyalı İshak Paşazâde Şâdî Paşa’nın kerîmesidir. Pederi
Amasya vâlisi Şehzâde Sultân Ahmed’in maiyyetinde züamâdan iken doğdu. Sinn-i kemâle
geldikde Sultân Selim Hân-ı Evvel’in kapıcılar kethüdâlığından Beylerbeyi olan Deli Hüsrev
Paşa’ya tezvîc edildi. Paşa’nın vezîr-i sânî iken 951’de vefâtında hayli servet ü sâmân sâhibesi
olduğundan İstanbul’da bir medrese yaptırdı. Emlâkını vakf edib sonra vefât eyledi. İstanbul’da
medfûndur. Mahdûmu Kurd Bey [49] ümerâdan ve hafîdi Hüseyin Paşa Beylerbeyilerindendir.
369
373