Page 377 - 6-8
P. 377
Amasya Tarihi Cilt: 11
Amasya Tarihi 9-12. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR Amasya Tarihi 9-12. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Torumtay Bey derhal ma’iyyet-i mevcûdesiyle Bozok üzerine gidip sâhib-i tercemeyi Bu vak’a yüzünden 820’de tesmîn edilen Sadr-ı a’zam Çandarlızâde İbrâhim Paşa yerine
bozdu. Şâh Melik mağlûben ric’ât ederek Amasya’ya girip kalesine tahassun etdi. Tokatlızâde Hacı İvâz Paşa sadârete geldikde vezîr-i sâlis olduysa da İbrâhim Paşa’nın tesmîmi
Torumtay kaleyi muhâsara ederek esdikâsının yardımlarıyla kaleye girip sâhib-i bunun siâyetine haml edilmişdi.
tercemeyi tutdu. 676 senesi muharreminde katledip hükûmetine hitâm verdi. Şâh Melik Bey 833’de Sadr-ı a’zam Hacı İvâz Paşa da maktûlen vefât edib yerine Osmancıklı Koca
şecî’, cesûr, müdebbir idi. Kendisi ve evlâdı “Kunduzoğulları” demekle meşhûr idiler. Mehmed Paşa’nın sadâretinde vezîr-i sânî oldu. Ancak bir tarafdan Koca Mehmed Paşa’nın
Evlâdından Kunduz Bey ma’rûfdur. [57] istirkâbı diğer tarafdan kazasker olan Çandarlızâde İbrâhim Paşa’nın mahdûmu Halil Paşa’nın
hırs, intikâm ve adâveti yüzünden gözden düşdü.
Şâh Melik Hatûn-Hacı Kutlu Şâhzâde 835’de Gelibolu ve havâlîsi muhâfızı olarak vezâret-i sânîyeden azledildiğini müteâkib
Amasya hükümdârı meşhûr Kürt Beyzâde Hacı Kutlu Şâh’ın kerîmesidir. Sinn-i kemâle emlâkını vakfederek [61] Gelibolu’ya gitdi. 838’de tekâüd edilip Edirne’de vakfeylediği
erdikde Amasyalı Hâce Ali Şâhzâde Hacı İbrâhim Bey’e ve bunun hemşîresi de Hacı Kutlu konağında ikâmetine müsâade buyuruldu. 840’da bakiyye-i emlâkını da vakfederek beş yıl
Şâhzâde Hacı Şâdgeldi Paşa’ya tezvîc edildi. sonra 845’de menkûbâne vefât etdi.
779’da Sivas vâlisi olan zevci Hacı İbrâhim Bey, Kadı Burhan’ın teşvikâtı yüzünden Edirne’de Tunca Nehri kenarında Köprübaşı’nda kâin Câmii hazîresinde medfûndur.
şehîden vefât etdikde evlâdını alıp Amasya’ya avdet ve birâderi Hacı Şâdgeldi Paşa’nın yanında Câmii yanında bir medresesi ve Niğbolu’da kezâlik Câmii vardır. 1331’de Edirne’de Selimiye
istirâhat edib 787’de vefât etdi. Evlâdından Hayreddîn Halil Bey ma’rûfdur. Kütübhânesi’ni teftîş ve tetkîke me’mûr olduğum esnâda müşârün-ileyhin insana hüzün telkîn
eden kabrini ziyâret etdim. Seng-i mezârında şöyle yazılıdır:
Şâh Melik Paşa-Burakzâde 118 ةأمنامثو نيعبرأو سمخ ةنس خيرات يف يداش نب كلم هاش موحرملا ءاقبلا راد ىلإ مللأا راد نم لقتنإ
Amasyalıdır. Amasya hükümdârı Hacı Kutlu Şâhzâde Şehabeddîn Ahmed Şâh Şu kitâbe merhûmun hayatında duyduğu elemleri pek vecîz bir sûretde terennüm
evlâdından Şâdî Bey bin Gâzi Burak Bey bin Ahmed Şâh’ın mahdûmudur. Lakabı etmekdedir. Sadr-ı a’zam Çandarlızâde Halil Paşa tarafından ifnâ etdirilmiş olması da
“Şehabeddîn” olduğu vakfiyesinde yazılıdır. melhûzdur. Akibet, Halil Paşa da 857’de İstanbul’un fethini müteâkib maktûlen vefât etdi. [62]
Amasya’da tahsîl-i ilim ve edeb edib Amasya vâlisi [58] iken Çelebi Sultân Mehmed Gelibolu civârında Şâh Melik Paşa İskelesi vaktiyle pek meşhûr ve Niğbolu’da Şâh Melik
Hân’a intisâb ederek 804’de Timur muhârebesinde isbât-i liyâkat ve ibrâz-ı sadâkat etdi. Paşa Câmii, Edirne’de Şâh Melik Paşa Camii ve medresesi unvânıyla kuyûd-ı vakfiyede nâmı
Müşârün-ileyhin Amasya’ya avdetinde esdikâsından olup bütün muhârebâtında bulundu. mukayyed ve vakfiyesi bâlâsında Şâh Melik Paşa Vakfiyesi diye muanvendir. 835 târihli
Fevkalâde i’timâd ve teveccüh kazanıp ümerâdan oldu. vakfiyesinde:
812’de Çelebi Sultân’ın emriyle Rumeli’ne gönderilen Şehzâde Sultân Mûsâ’nın 119 يداش نب كلم هاش نيدلاو ةلودلا باهش رخافملاو يلاعملاو مراكملا يواح رباكلأاو ءارملأا راختفإ
maiyyetine me’mûr ve müsteşâr-ı umûrı olup gitdi. 814’de Edirne hükümdârı Sultân
Süleyman’ın inhizâm ve i’dâmı üzerine Edirne’de Osmanlı tahtına cülûs eden Şehzâde Sultân
Mûsâ’nın vezîri olarak teayyün etdi. ve 840 târihli vakfiyesinde:
Bundan dolayı Çelebi Sultân’ın kendisine i’timâdını şâibedâr etdiğinden aralarında 120
cereyân eden muhâberât-ı hafîyye ile vezâreti mecbûrî olduğunu arz ederek hasıl olan şâibeyi diye yazılıdır. هزع ماد يداش نب كب كلم هاش تاريخلا بحاص رخافملاو يلاعملا عماج رهاشملاو نايعلأا راختفإ
kaldırdı. Çelebi Sultân’ın Rumeli’ne geçmesi ve bunun da teşebbüsâtı neticesinde Sultân Mûsâ Bunlar zamân-ı azlinde tanzîm edilmiş olduğu cihetle bu kadar teşrifâta nâil olabilmişdir.
harben mağlûb ve maktûl olup Çelebi Sultân Mehmed Hân’ın müstakillen tahta cülûsunda Mahdûmlarından Balaban, Erdoğdu beyler ve azâdlı kölelerinden Hacı Altunbaş, Sungur
Edirne’de ikâmet ederek erkân-ı saltanatdan oldu. [59] Ağalar ma’rûfdur.
819’da Yıldırım Sultân Bâyezîd’ın şehzâdesi Sultân Mustafa’nın kıyâm ve harbinde
Muallimi Mevlânâ Sinaneddîn Yûsuf bin Abbas, kethüdâsı Lâdikli Mehmed Beyzâde
serdâr olan Sadr-ı a’zam el-Hâc Halil Paşa’nın maktûlen vefâtı ve Edirne’nin zabt ve istîlâsı Hızır Bâlî Ağa, kâtibi Amasyalı Gönüloğlu el-Hâc Kemâl Çelebi bin el-Hâc İvâz [63] Çelebi
üzerine Çelebi Sultân Mehmed ile Bursa’ya gelip Amasyalı Bâyezîd Paşa Sadr-ı a’zam ve bin Mevlânâ Selim Çelebi’dir. Bunun birâderi el-Hâc Hüseyin Çelebi de ma’rûfdur.
ba’dehû Anadolu Beylerbeyi oldu.
824 senesi cumâdelûlâsında Çelebi Sultân’ın irtihâli üzerine Amasya vâlisi Şehzâde
Sultân Murad’ı alıp Edirne’ye getirdi. Sultân Murad’ın cülûsunda yine erkân-ı saltanatdan olup Şâh Melik Bey-Şâh Melik Paşazâde
Tercemesi yazılan Amasyalı Şâh Melik Paşazâde Erdoğdu Bey’in mahdûmudur.
vezîr-i sâlis olarak teayyün etdi. Pederinin İstanbul fethinde şehâdetine birâderi Ali Bey’le beraber beşer bin akçe zeâmete nâil
826’da Şehzâde Sultân Mustafa’nın ikinci defa kıyâmında serdâr olan Sadr-ı a’zam
Bâyezîd Paşa şehzâdeye esir ve badehû mağdûren şehîd olduğu esnâda vezîr-i a’zâm olan olup Sultân Bâyezîd-i Sânî’nin Amasya vâliliğine nasbında ma’iyyet me’mûru olarak
Amasya’ya geldi.
Çandarlızâde İbrâhim Paşa ile araları açıldığından ibtidâ Rumeli Beylerbeyi ve ba’dehû 878’de Uzun Hasan Şâh muhârebesinde yararlıkları görülüp Mîrlivâ oldu. 886’da Sultân
Niğbolu muhâfızı olarak Edirne’den uzaklaşdırıldı. Bâyezîd’in tahta cülûsunda Filibe Sancağı Beyi olup 890’da Amasya vâlisi Şehzâde Sultân
829’da Rumeli Beylerbeyi olan Köle İshak Paşa’nın me’mûriyetine harben itirâz eden
Rumeli’nin Türk beyleri bir vak’a çıkarmış, Şehzâde Sultân Mustafa [60] üçüncü defa kıyâm Ahmed maiyyetine me’mûren avdet ve 893’de dâr-ı bekâya rihlet etdi.
ederek, itirâz eden beyleri kendisine uydurmuşdu. 118 Merhûm Şâh Melik bin Şâdî, 845 senesinde elem yurdu olan dünyâdan bekâ yurdu olan âhirete intikâl eyledi.
Bu vak’ada Sultân Murad’ın kendisine olan i’timadını sarsmış ise de müteâkiben Sultân (Haz.)
Murâd-ı Sânî ile birlikde şehzâdeyi basıp i’dâm ve kıyâm eden beyleri tenkîl etdikde eski 119 Umerâ ve ekâbirin iftihârı, üstün, yüce ve övgüye değer vasıfların sahibi Devlet ve Dîn’in parıldayan ışığı;
i’timâda nâil olup Edirne’ye geldi. Şâh Melik bin Şâdî (Haz.).
120 A’yân ve meşâhîrin iftihârı, yücelik ve iftihar vesilesi güzellikleri kendisinde toplayan, hayırlar sâhibi Şâh
Melik bin Şâdî; “Allah izzet ve şerefini dâim kılsın!” (Haz.).
372 373
376

