Page 405 - 6-8
P. 405

Amasya Tarihi Cilt: 11
               Amasya Tarihi 9-12. Cilt                                                           Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR            Amasya Tarihi 9-12. Cilt                                                           Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR

                     Orada Celâleddîn Abdurrahman es-Süyûtî hazretlerinden “Câmîü’s-Sağîr” adlı eserini
               okuyup rivâyet ve tedrîsine icâzet aldı. Müşârün-ileyhden kendi hattıyla yazılıp aldığı kitâb-ı                              Şemseddîn Ahmed Efendi-Kemâl Paşazâde
               mezkûrun dibâcesi zahrına yazdığı şu:                                                                                        Amasyalıdır.  Kibâr-ı  vüzerâdan  Kemâleddîn  Ahmed  Paşazâde  Mîrlivâ  Şücâeddîn
                                     131 نيمآ امهنع يفع يلامجلا دمحم خيشلا موحرملا نب دمحأ ريقفلا هب فرشت                             Süleyman Bey’in mahdûmudur. Meşhûr Şeyhülislam Müfti’s-sakaleyn Kemal Paşazâde olup
               kitâbesi görüldü.                                                                                                      terceme-i  hâli  mufassalan  yukarıda  geçdi.  Kendisine  “Ahmed  Şâh  Çelebi”  dendiğinden
                     Bir müddet Mısır’da kalıp tedrîs ve tezkîr ile iştigâl etdi. Ba’dehû vatanına avdet edib                         “Ahmed” lerde yazıldı. Merhûmun şu iki beyti meşhûrdur:
               915’de  [156]  amcazâdesi  eş-Şeyh  Muhyiddîn  Mehmed  Efendi’nin  irtihâlinde  Hâce  Sultân
               Tekkesi şeyhi oldu. Fezâil-i ilmiyye ve ahlâkiyyesinden halkı müstefîd edib 924 senesinde vefât                                     Ma’rifet gerçi ki beyzâdelere lâyıkdır
               etdiği zannolunur.                                                                                                                  Okuyub yazmaz ise yine bey oğlu beydir
                     Gâyet kâmil, muhaddis, müfessir, fâzıl, ahlâk-ı hamîde ile muttasıf bir vâiz-i müzekkir
               bir mürşid-i âlî-kadr idi. Yerine birâderi eş-Şeyh Bedreddîn Mahmûd Çelebi geçip 925’de Hâce                                        Ehl-i ‘ilm oğlu olub hânekah-ı âlemde
               Sultân Tekkesi şeyhi görüldü.                                                                                                       Câhil olmakdan ise doğmadan ölmek yeğdir

                     Şemseddîn Ahmed Efendi-Efdalzâde                                                                                       Şemseddîn Ahmed Efendi-Kul
                     Amasyalıdır.  Şeyhülislam  Amasyalı  Hamîdüddîn  Mehmed  Çelebi  bin  Efdalüddîn                                       Amasyalıdır. Amasya müftüsü Koca Emîr İbrâhim Efendi’nin kuludur. Abdullah oğlu
               Hüseyin Çelebi mahdûmudur. Pederi Amasya müderris ve müftüsü iken doğdu. Pederinden                                    olup  Efendisinden  ulûm-ı  âliyeyi  tahsîl  etdikden  sonra  Amasya’da  ders-i  âm  oldu.  İbtidâ
               ahz-ı ulûm edib İstanbul’da müderris ve ba’dehû silk-i kudâta girip bilâd-ı celîleye kadı oldu.                        Hakâla’da  Kâsım  Bey  sonra  Havza’da  Firûzağa,  912’de  Amasya’da  Küçükağa  [160]
                     Sofya kazâsından ma’zûl ve mütekâid olduğu esnâda Sultân Fatih Câmii civârında âlî bir                           medreselerine sırasıyla müderris oldu.
               medrese yaptırdı. 925 rebîülevvelinde medrese-i  mezbûreyi ve emlâk ve emvâlini vakfedip                                     918’de Efendisi ile beraber İstanbul’a i’zâm edilip bir buçuk yıl kadar Ebû Eyyüb Ensârî
               vakfiyesi  Rumeli  kazaskeri  sicilinde  görüldü.  Ba’dehû  vefât  etdi.  Âlim,  kâmil  bir  zât  idi.                 kasabasında ikâmet edib 920’de kasaba-i mezkûrede Sultân Fatih Mehmed Medresesi müderrisi
               İstanbul’da [157] Efdalzâde Medresesi bunun eser-i hayrıdır. Birâderi Salahaddîn Mûsâ Efendi                           oldu.  Ba’dehû  terfîan  Sahn-ı  Semâniyye  müderrisi  olup  fâzilet-i  ilmiyyesiyle  iştihâr
               de kibâr-ı ulemâdandır.                                                                                                eylediğinden 939’da Amasyalı İsrâfilzâde Fahreddîn Efendi yerine Şam kadısı oldu. İki yıl
                                                                                                                                      ziyâde icra-i kazâ ederken 942’de hafîf bir hastalıkdan sonra vefât etdi. Halîm, sâlih, âlim,
                     Şemseddîn Ahmed Efendi-Molla Bezen                                                                               fakîh, dindâr sahîhü’l-i’tikâd idi.
                     Amasyalıdır.  Amasya  vâlisi  Şehzâde  Sultân  Ahmed  muallimi  olan  Pîr  Mezîdzâde
               Mevlânâ Bedreddîn Mahmûd Çelebi bin Ya’kûb Çelebi bin imâm-ı sultânî Mevlânâ Pîr Mezîd                                       Şemseddîn Ahmed Efendi-Mevlânâ İmâm
               Çelebi mahdûmudur. Amasya fuzalâsından ikmâl-i tahsîl ederek ders-i âm ve müderris-i be-                                     Amasyalıdır.  Hıfz-ı  Kur’ân  etdikden  sonra  Mevlânâ  Bahşî  Halife’den  ulûm-ı  âlîyeyi
               nâm oldu.                                                                                                              ahzedip savt ve edâsı güzel ilim ve ahlâkı mükemmel olduğu münâsebetle Hâtunîye Câmi-i
                     Ba’dehû şehzâde-i müşârün-ileyhin hizmet-i tâ’limiyyesine me’mûr olarak musâhipleri                              şerîfi’nin hitâmında ilk imâm oldu.
               cümlesinden  oldu.  “Şems”lerin  ikincisi  olup  nüfûz  ve  ikbâli  artdı.  918’de  Sultân  Selim-i                          İçerişehir’de Mahmûd Çelebi Tekkesi şeyhi olan Hayreddîn Hızır Efendi’ye intisâb edib
               Evvel’in cülûsuyla Sultân Ahmed’in ikbâl güneşi üfûl etdiğinden İskilip kazâsıyla Amasya’dan                           tasfiye-i bâtın etdi. Otuz [161] yıl vazîfe-i imâmeti âlimâne hüsn-i îfâ ederek 946’da dâr-ı bekâya
               çıkarıldı.                                                                                                             rihlet etdi. Hâfız, mukrî, âlim, gâyet müteşerri’, “İmâm Şemseddîn Efendi” demekle meşhûr bir
                     Orada bir müddet kadı olarak oturdu. Ba’dehû Mihaliç kazâsına nakledilip tedrîs ve kazâ                          zâhid-i mebrûr idi. Mahdûmu fuzalâ-yı meşâyih-i Halvetiyye’den eş-Şeyh Hayreddîn Hızır İcâdî
               ile meşgûl olduğu esnâda avlanmak için kazâsına gelen Sultân Selim’e mülâkî oldu. Hilaf-ı                              Efendi’dir. Sülâlesi Amasya’da 1200 târihine kadar şöhretini muhâfaza etdi.
               kanûn ba’zı evzâından dolayı pâdişâhı gücendirdi. [158]
                     Aşık Çelebi “Tezkîre”sinde diyor ki; “Molla Bezen, Mihaliç kadısı iken Mısır seferinden                                Şemseddîn Ahmed Efendi-Çakalzâde
               avdetinde Sultân Selim şikâra çıkıp üç ehl-i kemâli çağırmış; İshak Üskübî, Bursalı Ca’fer                                   Amasyalıdır. “Çakal Kadı” demekle meşhûr olan İmâdzâdelerden Bedreddîn Mahmûd
               Nihalî, Molla Şemseddîn Bezen huzuruna kılıç bellerinde girmişler. Bu heyetle hilâf-ı kânûn el                         Efendi’nin mahdûm-ı edîbi olup Amasya fuzalâsından ve hâssaten Hâtib Kâsım Efendi’den
               öptüklerinden Sultân  Selim  bunları  katletmeye  azmetmiş  iken  hürmet-i  ilme  binâen  afv  ve                      ikmâl-i tahsîl ederek ders-i âm ve müderris-i be-nâm oldu.
               sohbet buyurmuşlardır” Mülahhasan.                                                                                           Atabeg Gâzi müderrisi iken fezâil-i ilmîyye ve ahlâkiyyesiyle iştihâr etdiğinden üstâdının
                     Sultân  müşârün-ileyh  bunların  ilim  ve  fâzlını  takdir  etmekle  beraber  kanûna                             sevkiyle  Amasya  vâlisi  Şehzâde  Sultân  Ahmed’in  heyet-i  ta’lîmiyyesine  iltihâk  ederek
               riâyetsizliklerinden dolayı gücenmişti. 926’da Sultân Süleyman’ın cülûsundan az sonra Manisa                           musâhabât-ı edebiyyesinden mahzûz olan Sultân-ı müşârün-ileyhin musâhiplerinden oldu.
               kadısı oldu. Burada hayli müddet kaldı. 939 hudûdunda vefât etdi.                                                            918’de Sultân Selim Hân’ın taht-ı saltanata cülûsuyla Şehzâde-i müşârün-ileyhin şems-i
                      Âlim, fâzıl, edîb, kâmil, vakûr, şâir, usûl ve kelâmda mâhir, hâkim-i fakîh, mütekellim,                        ikbâli  üfûl  etdiğinden  [162]  Amasya’dan  kaldırılıp  Tire  kazâsına  ta’yin  edildi.  Orada  kadı
               nebîh bir zât idi. Libâs ve meşrebinde tezyînât gâlib olduğundan “Molla Bezen” diye iştihâr                            olarak kaldı. Ba’dehû Bursa Yenişehir’i kadısı oldu. Kânûnî Sultân Süleyman Hân devrinde
               etmişdi. Mahdûmu fuzalâdan Mahmûd Efendi’dir. [159]                                                                    Filibe kadısı olup 949 hudûdunda vefât etdi. Fâzıl, edîb, halûk, müteşerri’ bir zât idi. Mahdûmu
                                                                                                                                      kibâr-ı evliyâdan Hazreti Bâlî İlhamî Efendi’dir.



               131  Merhûm eş-Şeyh Mehmed Cemâlî oğlu -fakîr- Ahmed –Allah her ikisini de affetsin- onunla müşerref oldu.
               (Haz.)

                                                           400                                                                                                                    401
                                                           404
   400   401   402   403   404   405   406   407   408   409   410