Page 401 - 6-8
P. 401
Amasya Tarihi Cilt: 11
Amasya Tarihi 9-12. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR Amasya Tarihi 9-12. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Usûl-i mertebe üzere ikmâl-i tahsîl edib icâzet aldığından az sonra 1291’de üstâdı
Mehmed Hulûsî Efendi Amasya müftüsü oldukda yanında müsevvidi ve emînü’l-fetvâ olarak Şükrü Mehmed Efendi-Zeytûnî
on iki yıl bu hizmetinde devam etdi. Hayli servet ü sâmân edindi. [146] Amasya mülhakâtından Zeytun kazâsının eski merkezi olan Avlağu kasabasından
Müsevvidliği zamanında inhilâl eden Sungurlu Medresesi müderrisi olup 1303’de İbrâhim’in oğludur. Bir müddet Amasya’da İçerişehir’de Tekke Medresesi’nde ikâmet ve
üstâdının irtihâli üzerine tedrîs-i fıkh ve ferâize muvâzabet etdi. Bir müddet sonra zuhûr eden Sipâhi Hâfız Ömer Efendi’nin halka-i tedrîsinde tahsîl-i ulûma gayret etdi.
yangında medrese yandığından erbâb-ı hayrın iânât-i nakdîyyesi ve kendi himmeti sâyesinde Ba’dehû İstanbul’a gidip Ayasofya Medresesi’nde ikâmet ve meşâhîr-i ulemâdan ikmâl-
medreseyi tecdîden i’mâr edib vazîfe-i tedrîse devam etdi. i tahsîl ederek mücâz ve bi’l-imtihân Ayasofya Câmiinde ders-i âm ve 1260 senesi
1312 senesi şevvâlinde bir cemm-i ğafîr ile Hicâz’a gidip edâ-yı Hâc etdikden sonra rebîülevvelinde müderris oldu. İki defa icâzet verip esnâ-yı tedrîsinde devre-i medârisi ikmâl
Cidde’ye avdet ederken Cidde mevkiinde koleraya tutulup orada dâr-ı bekâya irtihâl etdi. ederek 1291 muharreminde Girit mollası oldu.
Meşâhîr-i ulemâdan gâyet fakîh, ferâizde mâhir, Arabiyye’de râcil, vakûr, sâlih, varlığa mâlik Ba’dehû Sobice kazâsı ile mütekâid olduğu esnâda bilâd-ı hamse pâyesiyle taltîf edilip
bir zât idi. Ayasofya Câmi-i şerîfinde hadîs ve tefsîr tedrîsâtıyla meşgûl olduğu halde 1295’de dâr-ı naîme
Mahdûmları Hacı Hâfız Mehmed Tevfik Efendi ile ayyâş-ı meşhûr Hâfız Mehmed Rüşdü irtihâl etdi. Kibâr-ı mevâlîden fâzıl, kâmil, gâyet müteşerri’’, sâlih bir zât idi.
Efendi’dir. Uhdesinde olan [143] Pervâne Bey Câmii imâmlığını askerlikten kurtarmak için bu
ayyâşa vermişdi. Şükrü Mehmed Ağa-Meydânî
Amasya’nın Hızır Paşa Mahallesi’nde bahçıvan tâifesinden Ali oğludur. Gençliğinde
Şükrü Hasan Efendi-Keşrefzâde el-Hâc İstanbul’a gidip ba’zı devâir-i [147] Bâb-ı Âlî’ye intisâb ve hizmet ederek sadr-ı esbak Kıbrıslı
Köprülüdür. 129 [144] Mehmed Kamil Paşa’ya kapılandı. Kendisini ve hizmetini müşârün-ileyhe beğendirip vekil-i
harcı oldu.
Şükrü Hüseyin Efendi-Sakallızâde Bu hizmetinde akıl ve istikâmeti zâhir olduğundan sadâretinde kethüdâsı olarak büyük
Amasyalıdır. Sâbıküddîn Mahallesi’nden Sakallıoğlu Ali Ağa bin Sakallı Mehmed nüfûz ve şöhret kazandı. Dergâh-ı âlî kapıcıbaşılığı rütbesiyle taltîf edilip büyük me’mûrların
Ağa’nın oğludur. Ceddi Amasya serdârı Sakallı el-Hâc Mehmed Ağa olup tahsîl-i ilme çalışdı. istinâdgâh ve mültecâsı oldu. Bu sâyede hayli nüfûz ve servet elde etdi.
Çelebizâde Fâzıl Hasan Efendi’den ikmâl-i tahsîl edib ders-i âm oldu. Hayfâ ki, mübtelâ-yı kumâr olduğundan 1309 senesinde Efendisinin sadâretden azline
Usûl üzere tedrîs-i ulûm edib talebesine icâzet verdikten sonra İstanbul’a gitdi. Tarîk binâen nüfûz ve ikbâli hitâma erip 1312’de vefât etdi. Zamân-ı ikbâlinde birikdirdiği servet ü
imtihânını kazanıp kasabât ve bilâda kadı olarak 1218 sâlinden sonra vefât etdi. Ulemâ-yı sâmânı da kumâr uğrunda hebâya gitdi. Akıl ve dirâyeti zevk ve sefâhetine galebe edemedi.
kudâtdan bir zât idi.
Şekvâyî Ahmed Çelebi-Velîzâde
Şükrü Ali Efendi-Muhaddis Amasyalıdır. Hâce Sultân vakfı mütevellîsi Veli Bey’in oğludur. Pederinin zamân-ı
Zilelidir. 130 tevliyet ve azli şekvâlarla geçtiğinden “Şekvâyî” lâkâbını almışdı. Biraz tahsîl-i maârif ederek
Mevlevî olup eş-Şeyh Alâeddîn Dede’ye [148] hizmet etdi.
Şükrü Mehmed Efendi-Şeyhzâde el-Hâc Ba’dehû el-Hâc Ebûbekir ve Arab Salih Dedeler zamanında Neyzenbaşı olup 1149’da
Amasyalıdır. Hızır Paşa Câmii ve tekkesi şeyhlerinden Ekincek İbrâhim Efendizâde vefât eyledi. Şâir, mûsîkâr, hissedâr-ı maârif idi. Sesi de güzel, küşâde meşreb olduğundan
Hâfız İsmail Efendi’nin mahdûmudur. Iydîzâde el-Hâc Âkif Mustafa Efendi’den ahz-ı ulûm müezzinbaşı Yeniceli Hâfız Ahmed Efendi ile birleştiği meclise doyulmazdı.
edib ceddînin hulefâsından eş-Şeyh Mustafa Efendi’den münîb oldu.
Pederinin irtihâlinde Hızır Paşa Câmii imâmı ve tekkesi şeyhi [145] olup hüsn-i hâl ve Şemseddîn Ahmed Çelebi-Mevlânâ Ebû’l-Hayr
kemâliyle edebiyât-ı Arabîyye ve Farisîyye’de mahâretiyle iştihâr edib 1197 hudûdunda vefât Abdullah Bîkendî mahdûmudur. Buhârâ’da ikmâl-i tahsîl ederek ders-i âm olduğu esnâda
etdi. Meşâyîh-i Şa’bâniye kibârından âlim, âbid, edîb, şâir idi. İlâhiyâtı tekkelerde okunurdu. zâlim, bî-emân Cengiz Hân ordusu Mâverâü’n-nehre indiğinden bir çok zevât ile firâr edib
Anadolu’ya ilticâ ve Amasya’da tavattun etdi.
Şükrü Mehmed Efendi-Hâfız Yıllarca tedrîs-i ulûm edib Amasya kâdı’l-kudâtı Mevlânâ Fahreddîn Mehmed Razî’ye
Amasyalıdır. Yeniçeri bayrakdârlarından İstanbullu oğlu Ali Ağa’nın mahdûmudur. niyâbet ve 642 sâlinden sonra vefât etdi. Mahdûmu Mevlânâ Abdüssamed bin el-Bîkendî
Payaslı el-Hâc Mehmed Efendi’nin halka-i tedrîsinde okudu. Meşhûr şeyhü’l-kurrâ Sarı ma’rûfdur. Fukahâdan idi.
Ahmedzâde Hâfız Mehmed Efendi’den vücûh-ı kıraatı alıp İstanbul’a gitdi.
İstanbul kurrâsından dahî tecvîd ve kıraat görüp erkân-ı Selîmiyye’den Amasyalızâde el- Şemseddîn Ahmed Çelebi-Mevlânâ İbnü’l-Verdî
Hâc İbrâhim Reşîd Efendi dâiresine intisâb ederek müşârün-ileyhin imâmı oldu. Birkaç yıl Amasya ümerâsından İzzeddîn Gül Bey’in mahdûmudur. “Gül Beyoğlu” demekle meşhûr
sonra müşârün-ileyhin şehîden irtihâlinde İbrâhim Afîf Efendi’ye intisâb edib müderris ve olduğundan Arapça “İbnü’l-Verdî” diye imzâ ederdi. Amasya [149] kâdı’l-kudâtı olmakla
ba’dehû kadı oldu. 1245 sâlinden sonra vefât etdi. Ulemâdandır, savt ve edâsı güzeldi. “Ahmed bin Gül Bey el-Verdî” imzâsı mükerreren görüldü. Yukarıda tercemesi yazılıdır.
Şemseddîn Ahmed bin ez-Zîyarî
Amasya’nın a’yân-ı ulemâsından Zeyneddîn Ya’kûb Çelebi bin Hâce Muhîbeddîn
Mevdûd bin ez-Ziyârî mahdûmudur. Ulemâdan tahsîl-i ulûm edib tedrîse mücâz oldukdan sonra
129 Müellif “Şükrü Hasan Efendi-Keşrefzâde el-Hâc” başlığını eksik bırakmıştır (Ed.) hayli müddet ders-i âm ve ba’dehû müderris-i medrese-i Torumtay oldu.
130 Müellif “Şükrü Ali Efendi-Muhaddis” başlığını eksik bırakmıştır (Ed.)
396 397
400