Page 417 - 6-8
P. 417

Amasya Tarihi Cilt: 11
               Amasya Tarihi 9-12. Cilt                                                           Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR            Amasya Tarihi 9-12. Cilt                                                           Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR

                     1090 senesi saferinin on birinde Haremeyn başmuhâsebecisi Hacı Mustafa Efendi’nin                                vefât etdi. Meşâhîr-i ulemâdan vâiz, natûk, kâmil bir zât idi. Mahdûmu Mustafa Efendi de
               vefâtına  binâen  Haremeyn  evkâfı  baş-muhâsebecisi  olarak  divân-ı  hümâyûn  hâcegânı                               meşâhîr-i ulemâdandır.
               zümresine iltihâk etdi. Altı yıl kadar mevkiini muhâfaza ederek 1096 senesi evâilinde vefât
               eyledi. Kâtib, muhâsib, müstakîm idi.                                                                                        Şehzâde Hâtun-İshak Paşazâde
                                                                                                                                            Sadr-ı esbak Amasyalı İbrâhim Beyzâde İshak Paşa’nın kerîmesi ve Hızır Paşazâde vezîr
                     Şehabeddîn Şâdî Çelebi-Şeyh Şâdî   136                                                                           Mehmed  Paşa’nın  halîlesidir.  Zevci  Şehzâde  Sultân  Ahmed  lalası  oldukda  [201]  beraber
                                                                                                                                      Amasya’ya geldi. Zevcinin Câmii civârında bir mekteb yaptırdı. Peder ve zevcinden kendisine
                     Şâhbaz Bey-Yûsuf Paşazâde                                                                                        isâbet eden emlâkını vakf edib mektebi ve türbesi işlerine tahsîs etdi.
                      Merzifonludur. Çelebi Sultân Mehmed Hân vâlidesi Devlet Hâtun kethüdâsı Sinaneddîn                                    910’da vefât edib Hazreti Pîr İlyâs Türbesi civârındaki türbesinde medfûndur. Sâliha,
               Yûsuf Paşa ahfâdından Mehmed Bey bin Şehsuvar Bey bin İbrâhim Bey bin Mehmed Bey bin                                   sâhibe-i hayrât idi. Hemşîresi de Sultân Hâtun’dur. Bunun da hayrâtı vardır. Birâderi Pirî Bey
               [198]  Yûsuf  Paşa’nın  mahdûmudur.  Birâderi  Ahmed  Bey’in  vefâtında  Devlet  Hâtun  vakfı                          bu esnâda Amasya vâlisi Şehzâde Sultân Ahmed Hân’ın defterdârı idi.
               mütevellîsi  ve  züamâdan  olup  Kuyucu  Murad  Paşa’nın  eşkıyâyı  tenkîlinde  yararlığı
               görüldüğünden mîrlivâ oldu.                                                                                                  Şehsuvâr Bey-Paşazâde
                     Gâh ma’zûl ve gâh mansûb olarak sancakları devredip 1030’da Lehistân harbine gitdi.                                    Merzifonludur. Çelebi Sultân Mehmed vâlidesi Devlet Hâtun’un kethüdâsı ve vakfının
               Hâce  Sultân  Amasyalı  Ömer  Efendi’nin  himmetiyle  Akkerman  sancağı  beyi  oldu  ise  de                           mütevellîsi olan Yûsuf Paşa ahfâdından İbrâhim Bey bin Mehmed Bey bin Yûsuf Paşa’nın
               muhârebede vefât etdi. Kerîmezâdesi Şâhbaz Paşa’dır.                                                                   oğludur.  Züamâdan  iken  alaybeyi  sonra  ümerâdan  oldu.  Pederinin  irtihâlinde  ırsen  Devlet
                                                                                                                                      Hâtun  vakfı  mütevellîsi  ve  Çorum  Beyi  iken  Çaldıran  muhârebesinde  yararlığı  görüldü.
                     Şâhbaz Paşa-Yûsuf Paşazâde                                                                                       Sancakları devr ederek bir aralık Trabzon Beyi olup 951 sâline doğru vefât etdi. Meşâhîr-i
                     Merzifonludur.  Şâhbaz  Bey’in  birâderi  Ahmed  Beyzâde  Osmân  Bey’in  mahdûmu  ve                             ulemâdan idi. Oğullarından Mehmed Bey meşhûr olup Devlet Hâtun vakfına mütevellî oldu.
               mumâ-ileyhin kerîmezâdesidir. Bu da züamâdan olup Girit muhârebelerine iştirâk etdi. Köprülü                           [202]
               Mehmed  Paşa’nın  sadâretinde  kıyâm  eden  Abaza  Hasan  Paşalıların  tenkîlâtında  yararlığı
               görüldüğünden Ankara Alaybeyi oldu.                                                                                          Şehsuvâr Bey-Kethüdâ
                     Ba’dehû  Merzifonî  Kara  Mustafa  Paşa’nın  himmetiyle  1075’de  mîrlivâ  ve  1084’de                                 Amasya  vâlisi  Şehzâde  Sultân  Mustafa’nın  âzâd  edilmiş  kölelerinden  olup  müşârün-
               Beylerbeyi  görüldü.  [199]  1086’da  mahdûmu  Ahmed  Bey’e  pederi  mahlûlünden  zeâmet                               ileyhin  maiyyetinde  azâblar  ağasıydı.  960  senesi  şevvâlinde  şehzâdenin  şehâdeti  üzerine
               verildiğine nazaran Şâhbaz Paşa’nın bu târihde vefât etdiği anlaşılır.                                                 hapsedildi. 961’de Sultân Süleyman Amasya’ya geldikde afv ve ıtlâk edildi.
                                                                                                                                            Bir  müddet  Amasya’da  sipâhi  kethüdâsı  olarak  iştihâr  eylediğinden  973’de  Amasya
                     Şehrî İsmail Efendi-Balcızâde                                                                                    mütesellimi oldu. Muhârebelerde yararlığı görüldüğünden mîrlivâ olup Gürcistân harbine gitdi.
                     Amasyalıdır.  Balcı  İsmailoğlu  Ali’nin  mahdûmu  olduğu  künyesinden  anlaşıldı.                               990’da  muhârebede  şehîden  vefât  etdi.  Oğulları,  Murad,  Mürüvvet  Beylerdir.  Bunlara
               Amasya’da Hattât-ı meşhûr Hüseyin Efendi’den hutût-ı mütenevviayı ahz ü temeşşük etdi. Bir                             “Şehsuvaroğulları” dendi. Yetmiş yaşına ermiş yiğit bir zât idi.
               miktar da tahsîl-i ilim ve irfân edib edebiyâta intisâb eyledi.                                                              Mürüvvetzâde kudâtdan Mehmed Efendi mükerreren Amasya nâibi olduğundan  “Sarı
                     Yıllarca şâkirdâna ta’lîm-i hat ve Amasya udebâsı ile müşâare ederek iştihâr edib Sultân                         Nâib” demekle meşhûrdur. Buna “Mürüvvetzâde” dendi. Bunun mahdûmu Abdülkerîm Efendi
               Bâyezîd evkâfı kâtibi olduğu halde 1049 hudûdunda vefât etdi. Edîb, kâtib, şâir bir hattât-ı                           de kadılardandır. Bunun mahdûmu Muslî Çelebi küçük iken Helkis Mahallesi’nde vefât etdi.
               meşhûr olduğu Abdullah Efendi “Tezkîresi”nde görüldü. Yazdığı bir en’âm-ı şerîfinden sülüs                             Emvâl-i metrûkesi Murad Ağazâdelere kaldı.
               kırmasında mâhir olduğu anlaşıldı. Kendisine “Şehrî” lakabını veren üstâd-ı irfânı, Küçük Hâce                               Murad Ağa’nın oğlu meşhûr Amasya mütesellimi İsmail Ağa’dır. [203] Bunun oğulları
               Mehmed İlmî Efendi idi. Eş’ârını bulamadım.                                                                            Burak, Mehmed Ağalar ve Burak oğulları da Mustafa, Hasan, Hüseyin Ağalardır. Mehmed
                                                                                                                                      Ağa’nın  oğlu  Bayram  Ağa  ve  bunun  oğlu  Veli  Ağa  olup  “Veli  Paşa”  demekle  meşhûr  ve
                     Şehrî Nûr Hâtun                                                                                                  1110’da ber-hayat idi. Burak oğlu Mustafa Ağa kapıcıbaşılarındandır. Hasan Ağa bin Burak
                     Amasya a’yânından Ya’kub Şâh Çelebi bin Şâdî Bey’in kızıdır. [200]                                               oğulları Ahmed, Ali ve Hüseyin Ağa bin Burak oğulları Mustafa, Hasan Ağalardır. Bunlara
                                                                                                                                      “Şehsuvâroğulları” denirdi.
                     Şehrî İbrâhim Ağa-İmâmzâde
                     Amasyalıdır.  Hâcegân-ı  divân-ı  hümâyûndan  İmâm  Mehmed  Efendizâde  Osmân                                          Şehinşâh Çelebi-Doğanoğlu
               Efendi’nin  mahdûmudur.  Tercemesi  yukarıda  “İbrâhim  Ağa  Şehrî”  diye  yazıldı.  Oraya                                   Amasyalıdır.  Tercemesi  yukarıda  yazılan  Bahâeddîn  Ömer  Çelebi  bin  Siraceddîn
               mürâcaat edilir.                                                                                                       Mehmed Bey bin Şerefeddîn Doğan Şâh  bin Emîr Kürt Bey’in oğludur. Amasya’da ulûm-ı
                                                                                                                                      edebiyyeyi ve hutût-ı mûtenevviayı öğrendi. Pederi gibi Çelebi Sultân Mehmed’e intisâb ederek
                     Şehrî Mehmed Efendi-Hamza Beyzâde                                                                                divân-ı hümâyûn kâtibi oldu.
                     Amasyalıdır.  İbrâhim  bin  Hamza  oğludur.  Fuzalâdan  Payaslı  el-Hâc  Mehmed  Efendi                                Ba’dehû Sultân Murâd-ı Sânî devrinde havass-ı pâdişâhîden olup kâtib-i sultânî olduğu
               halka-i tedrîsinde ikmâl-i tahsîl edib tedrîse mezûn oldu. Ders-i âm olup “şehirli” demekle                            halde 836 yılından sonra vefât etdi. Edîb, kâtib, güzel hattât idi. Sultân Murâd-ı Sânî nâmına
               meşhûr bir müderris olduğundan “şehrî” diye imzâ ederdi. 1241’de meclis a’zâsı olup 1255’de                            yazdığı birkaç kitâbı görüldü. Mahdûmu [204] ulemâdan Şemseddîn Mehmed Çelebi’dir.


               136  Müellif bu başlığı boş bırakmıştır. (Ed.)

                                                           412                                                                                                                    413
                                                           416
   412   413   414   415   416   417   418   419   420   421   422