Page 427 - 6-8
P. 427
Amasya Tarihi Cilt: 11
Amasya Tarihi 9-12. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR Amasya Tarihi 9-12. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Yaşı seksene ermiş, âlim, fâzıl, her fende mâhir, üç lisânda şâir, halûk bir zât idi.
Satılmış Bey-Kaya Paşazâde Amasyalı Müftî Ali Çelebi Mescidi’ne minber koydu. Ba’zı emlâkını vakfederek hitâbet ve
Amasya ümerâsından Dursun Bey’in oğludur. Sultân Bâyezîd-i Sânî devrinde zeâmetle cüzhân vazîfeleri tahsis etdi. İbn Haldun “Mukaddime”sini Türkçe’ye terceme eyledi.
muhârebâta iştirâk etdi. 903’de müşârün-ileyhin maiyyetinde Moton Kalesi’nin fethinde hizmet Mahdûmu Osmân Sâhib Efendi de Şeyhülislam oldu.
ve ibrâz-ı liyâkat ederek ümerâdan oldu. Ba’dehû sancaklara Bey olup 917’de Şâhkulu Osmân Sâhib Efendi’nin evlâd-ı zükûru yokdur. Bir kerîmesini Sarı Mehmed Paşazâde
muhârebesinde fedâkârâne çalışdı. Serdâr ve Sadr-ı a’zam Atik Ali Paşa kolunda şehîden vefât İbrâhim Bey’e tezvîc eylediğinden bunun evlâdı Pîrîzâdelikle iştihâr etdi. Bunlardan Sâhib
etdi. Gâyet yiğit, cesûr, pehlivân idi. [229] Mehmed Bey bin İbrâhim İsmet Bey bin Yahya Bey bin İbrâhim Bey bin Sarı Mehmed Paşa da
Şeyhülislam oldu. Bunun mahdûmları Adliye nâzırı İbrâhim, Osmân Beylerdir.
Sâhib Mehmed Efendi-Pîrîzâde
Merzifonludur. Köprülü Mehmed Paşa’nın havâss-ı etbâ’ından sâbıkü’t-terceme Pirî Sahîb Mûsâ Efendi-Hacı
Ağazâde Amasya mütesellimi Osmân Ağa’nın mahdûmu olduğu sicillât-ı şer’iyyeden anlaşıldı. Amasyalı Mehmed Efendi’nin oğludur. Müftü Seküköylüzâde Kâşif Mehmed Efendi’den
Takrîben 1083’de doğdu. Pederinin hayatında İstanbul’a gidip orada Erzincânî Ali Efendi’den ikmâl-i tahsîl edib ders-i âm oldu. Bir tarafdan ticâret diğer tarafdan tedrîs ile iştigâl ederek
vesâir ulemâdan tahsîlini ikmâl ederek mücâz ve ders-i âm ve Merzifonî Hacı Ali Paşa’ya servet ve yesâra mâlik oldu. İkâmet etdiği Çevikçe Mahallesi’nde üç çeşme, bir mekteb yaptırdı.
sadâretinde imâm oldu. Mahallesi su ile iğnâ ve emlâk ve akârâtını bu hayrâtına vakfedip 1212’de vefât etdi. Mahdûmu
Müşârün-ileyhin azlinde tedrîsine devam edib hüsn-i tab’ı ve şiiriyle Şeyhülislam Erzurumî Mehmed Efendi mütevellî oldu. [233] Meşâhîr-i a’yân ve ulemâdan fukarâ-perver, hânedân,
es-Seyyid Feyzullah Efendi’ye kendisini sevdirmiş olduğundan müşârün-ileyhe kitâpçı ve hayrâtı sever, nâfizü’l-kelâm, hâtırşinâs bir zât idi. Halk arasında sâhib-i hayrât ve ulemâ ve
müderris, 1113’de Râmî Mehmed Paşa’ya imâm olarak sadr-ı müşârün-ileyhin ahvâlinden a’yân arasında “Sâhib Efendi” demekle meşhûrdur.
Efendisini haberdâr ederdi.
1155 senesi rebîülâhirinde Feyzullâh Efendi’nin şehâdeti ve Sultân Mustafa Sânî’nin hal’i Sâdık Çelebi-Tura Paşazâde
üzerine Amasya’ya i’zâm edildi. Vusûlünden az sonra pederi Amasya’da vefât eylediğinden Amasya a’yânından Durak Çelebi bin Hâce Ali Çelebi bin Tura Paşa mahdûmudur. Adı
fevkalâde müteellim oldu. Beş yıl kadar Amasya’da kalıp 1117’de Firûzağa müderrisliği verildi. herhalde Sâtîk Çelebi olmalıdır. Amasya tüccârından ve Amasya vâlisi Şehzâde Sultân Ahmed
Ba’dehû ma’zûl olup 1120’de Şeyhülislam Amasyalı Ebezâde Abdullah Efendi’nin himmetiyle ümenâsından olup 918 vak’asından sonra vefât etmişdir.
İstanbul’a avdet edebildi. [230]
Bu esnâda Bostancıbaşı olan Amasyalı el-Hâc Ahmed Ağa’ya imâm olup altmışlı pâyesine Sâdık Baba-Memi Dede Hâdimi
yükseldi. 1123’de Hacı Ahmed Ağa vezâretle Kapdân-ı deryâ ve ba’dehû İstanbul kâim makâmı Gök Medrese civârında kâin Hızır Paşa Tekkesi şeyhi “Memi Dede” demekle meşhûr
olduğundan kibâr-ı müderrisînden oldu. Şeyh Muhyiddîn Mehmed Efendi’ye yıllarca hizmet ve tefeyyüz ederek “Memi Dede Hâdimi”
1125 senesi zilhiccesinde Hacı Ahmed Paşa bir iftirâya ma’rûz olarak azliyle Amasya’ya demekle meşhûr oldu. Dedenin vefâtında Kutub Ahmed Efendi’ye hizmet edib 1024’de vefât
gönderilmiş olduğundan bunu da sürükledi. 1126’da Sivas nâibi ve ba’dehû İzmit kadısı olduğu etdi. Şeyhi Memi Dede’nin ayak ucunda medfûndur. Sulehâdan âbid, zâhid, pek kanâatkâr ve
esnâda yazdığı kasidesi Nevşehirli İbrâhim Paşa vâsıtasıyla Sultân Ahmed-i Sâlis’e takdîm halkın mu’tekadı idi. Kimseden nesne almaz tekke çorbasıyla kanâat ederdi. [234]
edildiğinden 1131’de İstanbul’a avdet ve sâdr-ı müşârün-ileyhe takarrüb ederek 1135’de
Selanik mollası oldu. Sâdık Baba-Derviş
1140’da sadr-ı müşârün-ileyhin himmetiyle Üçüncü Sultân Ahmed’e imâm-ı sânî, Buhârâlıdır. Burada Tarîkat-ı Nakşîbendiyye meşâyihinden ta’lîm ve terbiye görüp beş
1142’de Bursa mollası oldu. Altı ay sonra Mekke-i Mükerreme pâyesiyle taltîf edilip 1143 yıl seyahâte me’mûr olduğundan Horasan, Irâk, Hicâz, Suriye’yi devrederek Merzifon’da
rebîülâhirinde tahta cülûsunda Birinci Sultân Mahmûd’a imâm-ı evvel ve çok geçmeden ikâmet ve Pîrî Baba Dergâhı’nda beytûtet etdi. Yirmi yıl tecerrüd âleminde ibâdetle iştiğâl edib
İstanbul kadısı oldu. 1144 senesi cumâdelâhirinde Anadolu sadâreti pâyesiyle azledildi. Merzifon halkının i’tikâdına mazhar olarak 1180’de vefât etdi.
1146 rebîülevvelinde Anadolu Kazaskeri olup müddet-i örfiyesini ikmâl etdi. 1149’da Âlim, âbid, gâyet zâhid, müteşerri’ halktan münzevî, hücresinden çıkmaz, kimseden
Rumeli sadâreti pâyesiyle tebcîl edildi. 1151 muharreminin yirmi dördüncü günü Rumeli [231] nesne almaz, yirmi dört saatte bir yemek yer, sâimü’d-dehr olup mazınne-i kerâmet, âlî himmet
kazaskeri olduysa da kadıların şikâyetleriyle şevvâlinde azl ve 1156’da sânîyen Rumeli sadrı bir zât olduğunu Âkifzâde es-Seyyid Abdürrahîm Efendi “el-Mecmû”unda kaydetmişdir. Halk
olup 1157 muharreminde yine azledildi. 1158 senesi muharreminin son gününde eski velî arasında “Sâdık Buhârî” demekle meşhûrdur.
nîmeti olan es-Seyyid Feyzullah Efendizâde es-Seyyid Mustafa Efendi’nin vefâtı üzerine
Şeyhülislam oldu. Ancak Sadr-ı a’zam es-Seyyid Hasan Paşa’nın nüfûzu galebe eylediğinden Sâdık Ebûbekir Efendi-Bakırcızâde
1159 senesi rebîülevvelinin on üçüncü günü hastalığı bahânesiyle azledilip dârüssaâde ağası Amasya’da Bakırcı Ahmed’in oğludur. Kadızâde Küçük Mehmed Efendi’nin halka-i
Hacı Beşir Ağa’nın himâyesiyle sahilhânesinde ikâmet etdi. tedrîsinde ikmâl-i tahsîl edib ders-i âm oldu. Yıllarca tedrîs ile iştiğâl edib müteaddid
Hacı Beşir Ağa 1159 senesi cumâdelûlâsının on üçüncü günü vefâtıyla ikinci Beşir Ağa medreselere müderris ve kadı oldu. Çorum kadısı ve Evkâf-ı Rûmîyye müfetdişi olduğu
Dârüssaâde Ağası olduğundan sadr-ı müşârün-ileyh es-Seyyid Hasan Paşa fırsat bulup imzâsıyla [235] görüldü.
cumâdelâhirde Hicâz’a i’zâm kılındı. Recebde Hasan Paşa da azledilip Rodos’a nefy edildi. 1071’de mütekâid olup 1075’de vefât etdiği Abdî Efendi “Tezkîre”sinde yazılıdır. Âlim,
1159 zilhiccesinde menâsik-i haccı îfâ edib avdete izn-i hümâyûn sâdır olduğundan 1160 edîb, kâmil, şâir idi. Amasya’da niyâbetde bulunmuş, ta’lik-nüvis olduğu yazısından anlaşıldı.
senesinde avdet ve Üsküdar’da kâin sâhilhânesinde ikâmet ve 1162 senesi recebinin dokuzunda
dâr-ı naîme rihlet etdi. Üsküdâr’da medfûndur. [232]
422 423
426