Page 428 - 6-8
P. 428
Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Amasya Tarihi 9-12. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Yaşı seksene ermiş, âlim, fâzıl, her fende mâhir, üç lisânda şâir, halûk bir zât idi.
Amasyalı Müftî Ali Çelebi Mescidi’ne minber koydu. Ba’zı emlâkını vakfederek hitâbet ve
cüzhân vazîfeleri tahsis etdi. İbn Haldun “Mukaddime”sini Türkçe’ye terceme eyledi.
Mahdûmu Osmân Sâhib Efendi de Şeyhülislam oldu.
Osmân Sâhib Efendi’nin evlâd-ı zükûru yokdur. Bir kerîmesini Sarı Mehmed Paşazâde
İbrâhim Bey’e tezvîc eylediğinden bunun evlâdı Pîrîzâdelikle iştihâr etdi. Bunlardan Sâhib
Mehmed Bey bin İbrâhim İsmet Bey bin Yahya Bey bin İbrâhim Bey bin Sarı Mehmed Paşa da
Şeyhülislam oldu. Bunun mahdûmları Adliye nâzırı İbrâhim, Osmân Beylerdir.
Sahîb Mûsâ Efendi-Hacı
Amasyalı Mehmed Efendi’nin oğludur. Müftü Seküköylüzâde Kâşif Mehmed Efendi’den
ikmâl-i tahsîl edib ders-i âm oldu. Bir tarafdan ticâret diğer tarafdan tedrîs ile iştigâl ederek
servet ve yesâra mâlik oldu. İkâmet etdiği Çevikçe Mahallesi’nde üç çeşme, bir mekteb yaptırdı.
Mahallesi su ile iğnâ ve emlâk ve akârâtını bu hayrâtına vakfedip 1212’de vefât etdi. Mahdûmu
Mehmed Efendi mütevellî oldu. [233] Meşâhîr-i a’yân ve ulemâdan fukarâ-perver, hânedân,
hayrâtı sever, nâfizü’l-kelâm, hâtırşinâs bir zât idi. Halk arasında sâhib-i hayrât ve ulemâ ve
a’yân arasında “Sâhib Efendi” demekle meşhûrdur.
Sâdık Çelebi-Tura Paşazâde
Amasya a’yânından Durak Çelebi bin Hâce Ali Çelebi bin Tura Paşa mahdûmudur. Adı
herhalde Sâtîk Çelebi olmalıdır. Amasya tüccârından ve Amasya vâlisi Şehzâde Sultân Ahmed
ümenâsından olup 918 vak’asından sonra vefât etmişdir.
Sâdık Baba-Memi Dede Hâdimi
Gök Medrese civârında kâin Hızır Paşa Tekkesi şeyhi “Memi Dede” demekle meşhûr
Şeyh Muhyiddîn Mehmed Efendi’ye yıllarca hizmet ve tefeyyüz ederek “Memi Dede Hâdimi”
demekle meşhûr oldu. Dedenin vefâtında Kutub Ahmed Efendi’ye hizmet edib 1024’de vefât
etdi. Şeyhi Memi Dede’nin ayak ucunda medfûndur. Sulehâdan âbid, zâhid, pek kanâatkâr ve
halkın mu’tekadı idi. Kimseden nesne almaz tekke çorbasıyla kanâat ederdi. [234]
Sâdık Baba-Derviş
Buhârâlıdır. Burada Tarîkat-ı Nakşîbendiyye meşâyihinden ta’lîm ve terbiye görüp beş
yıl seyahâte me’mûr olduğundan Horasan, Irâk, Hicâz, Suriye’yi devrederek Merzifon’da
ikâmet ve Pîrî Baba Dergâhı’nda beytûtet etdi. Yirmi yıl tecerrüd âleminde ibâdetle iştiğâl edib
Merzifon halkının i’tikâdına mazhar olarak 1180’de vefât etdi.
Âlim, âbid, gâyet zâhid, müteşerri’ halktan münzevî, hücresinden çıkmaz, kimseden
nesne almaz, yirmi dört saatte bir yemek yer, sâimü’d-dehr olup mazınne-i kerâmet, âlî himmet
bir zât olduğunu Âkifzâde es-Seyyid Abdürrahîm Efendi “el-Mecmû”unda kaydetmişdir. Halk
arasında “Sâdık Buhârî” demekle meşhûrdur.
Sâdık Ebûbekir Efendi-Bakırcızâde
Amasya’da Bakırcı Ahmed’in oğludur. Kadızâde Küçük Mehmed Efendi’nin halka-i
tedrîsinde ikmâl-i tahsîl edib ders-i âm oldu. Yıllarca tedrîs ile iştiğâl edib müteaddid
medreselere müderris ve kadı oldu. Çorum kadısı ve Evkâf-ı Rûmîyye müfetdişi olduğu
imzâsıyla [235] görüldü.
1071’de mütekâid olup 1075’de vefât etdiği Abdî Efendi “Tezkîre”sinde yazılıdır. Âlim,
edîb, kâmil, şâir idi. Amasya’da niyâbetde bulunmuş, ta’lik-nüvis olduğu yazısından anlaşıldı.
423
427