Page 424 - 6-8
P. 424

Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
               Amasya Tarihi 9-12. Cilt                                                           Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR


                     Şeyhî Mehmed Çelebi-Şeyhîzâde
                     Amasya şuarâ ve ulemâsından “Şeyh Kırık” demekle meşhûr Şeyhî Çelebizâde Hâtemî
               Abdülkerîm Efendi’nin oğludur. Muallim-i sultânî Hatîb Kâsım Efendi’den ikmâl-i tahsîl edib
               ders-i âm sonra Atabeg Gâzi müderrisi oldu.
                     Takrîr ve beyânı edeb ve ahlâkı ile Amasya vâlisi Şehzâde Sultân Ahmed’e kendisini
               sevdirdiğinden takarrüb ederek terakkî gördü. Ancak 918’de Sultân Ahmed’in ömr ü saltanatı
               hitâma erdiğinden müteessîren vefât etdi. Âlim, kâmil, şâir, edîb idi. Edebiyât-ı Arabiyye ve
               Farisiyye’de akrânına fâik olup Münirî Efendi ile müşâare ederdi.

                     Şeyhî Mehmed Bey-Aydınoğlu
                     Amasya  sipâhilerinden  Kethüdâ  Hacı  Ali  Ağa’nın  oğludur.  Züamâdan  olup  Şirvân
               muhârebâtında  şecâatle  nâmdâr  oldu.  Celâlî  eşkiyâsı  vakalarında  yararlıklar  gösterdiğinden
               Amasya Alaybeyi olup Lehistân harbine gitdi.
                     Ancak  1031  recebinde  Sultân  Osmân’ın  şehâdetine  pek  müteessîr  olduğundan  Abaza
               Mehmed  Paşa’ya  uyup  yeniçerilerden  intikâm  [221]  almaya  kalkışdı.  Abaza  Paşa’nın
               ordusunda bölükbaşı olarak çalışdı. Sonunda arkadaşlarıyla beraber 1035’de devlete dehâlet
               edib şecâatine ve eski hizmetlerine binâen mîrlivâ olup 1036’da Divriği Sancağı Beyi oldu.
                     Bu  esnâda  Bağdat  muhârebesine  me’mûr  olup  Hâfız  Ahmed  Paşa’nın  maiyyetinde
               bulundu.  Ba’dehû  sancaklara  mutasarrıf  olup  Erzincan  Sancağı  Beyi  olarak  Revân  harbine
               gitdi.  Revân  Kalesi’nin  fethi  esnâsında  büyük  yararlıkları  görülmüş  iken  aldığı  yaralarla
               şehîden 1045’de vefât etdi.
                     Gâyet  yiğit,  din  ü  devlet  hâdimi  bir  emekdâr  idi.  Mahdûmu  Habib  Bey  de  meşhûr
               yiğitlerden biri olup tercemesi yukarıda yazıldı. Evlâdı “Şeyhî Beyzâdeler” diye meşhûrdur.

                     Şeyhî Mehmed Efendi-Dokuzzâde
                     Amasyalı  Abdîzâde  Dokuz  Mehmed  Efendi  bin  Hüseyin  Efendi  bin  Ali  Çelebi  bin
               Muhyiddîn  Mehmed  Çelebi  bin  Mevlânâ  Abdî-i  Amâsî  mahdûmudur.  970’de  Amasya’da
               doğdu. Vâlidesinin Pederi Hasan Efendi Sokullu Mehmed Paşa evlâdına muallim oldukdan
               sonra  pederiyle  beraber  İstanbul’a  gidip  orada  ikmâl-i  tahsîl  edib  Şeyhülislam  Çivizâde
               Mehmed Efendi’nin muîd ve mülâzımı olarak müderris oldu.
                     Kırk akçe ile Esediyye müderrisliğinden münfasıl iken 1012’de Osmân Paşa, 1017’de
               Rüstem  Paşa,  1018’de  Edirnekapısında  Mihrimâh  Sultân,  1019’da  Sahn  müderrisi  oldu.
               1020’de sânîyen Mihrimâh müderrisi ve 1022 muharreminde Manisa Kazâsı verildiyse de kabûl
               etmeyip  sânîyen  Sahn  müderrisi  ve  1023’de  Edirne’de  Sultân  Bâyezîd  müderrisi  ve
               zilhiccesinde Bağdat  mollası  oldu.  1025 ramazanında ma’zûl  olup  1031 cumâdelâhiresinde
               İzmir mollası oldu. 1032 rebîülâhirinde azledilip 1034’de dâr-ı naîme irtihâl etdi. Âlim, âmil,
               halûk, kerîm, sâdık, müstakîm, melek-nihâd bir zât idi.

                     Şeyhî Mehmed Efendi-Şeyh Ya’kûbzâde
                     Esbak Amasya müftüsü Hacı Mustafa Efendi bin Ya’kûb Efendi bin Abdullah Efendi bin
               Şeyh Ya’kûb Efendi’nin mahdûmu olup pederinden ve fâzıl-ı meşhûr müfessir Hızır Efendi’den
               ikmâl-i tahsîl ederek ders-i âm ve müderris-i be-nâm oldu. [222]
                     Amasya medreselerine müderris olarak 1081’de Hüseyin Ağa müderisliğinden terfîan
               Tokat’da Hâtunîye müderrisi oldu. 1085’de ma’zûlen Amasya’ya gelip sânîyen Hüseyin Ağa
               müderrisi ve 1087 rebîülevvel gurresinde İstanbul’a giden Amasya müftüsü Iydî Bayram Efendi
               yerine müftî vekili ve ramazanın gurresinde asâleten Amasya müftüsü oldu.
                     1088 senesi rebîülevvelinde Iydî Bayram Efendi müftülüğe ta’yin edilmiş olduğundan
               ma’zûl ve 1089 muharreminde Sivas kadısı oldu. 1090 şâbânında ma’zûlen gelip sonra Ankara




                                                           419
                                                           423
   419   420   421   422   423   424   425   426   427   428   429