Page 486 - 6-8
P. 486

Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
               Amasya Tarihi 9-12. Cilt                                                           Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR

                     Abdülevvel Efendi’nin mahdûmu kudâtdan Mehmed Efendi      151  ve birâderi Zeynelâbidin
               Ali  Efendi’dir.  Zeynelâbidin  Efendi’nin  kendi  yazısıyla  kaydı  üzere  Amasya’nın  İltigin
               kasabasında  851’de  doğdu.  Sâhib-i  terceme  bundan  büyük  olduğu  münâsebetle  845-849
               arasında  doğduğu  takrîb  edilebilir.  Mevâlîden  Amasya  müftüsü  Abdülazîz  Efendi  sâhib-i
               tercemenin oğlu değil birâderi Zeynelâbidin Ali Efendi’nin oğludur. Abdülazîz Efendizâde Ali
               Efendi de mevâlîdendir. [414]

                     Abdülbârî Efendi-Kâtibzâde
                     Amasyalı  Mustafa  Efendi’nin  oğludur.  Saray-ı  hümâyûnda  tahsîl  ve  terbiye  görüp
               Dârüssaâde Ağası kaleminde baş-halîfe olmuşdu. 1158’de yazıcının istirkâbıyla taşra çıkarılıp
               İstanbul’da Sultân Bâyezîd evkâfı baş-kâtibi oldu.
                     On beş yıl kadar bu vazîfeyi rü’yet ve istikâmetle iyi idâre etdiğinden Hâcegân-ı Divân-ı
               Hümâyûn zümresine iltihâk ederek vakf-ı mezkûre mütevellî ba’dehû silâhdâr kâtibi, harameyn
               muhâsebecisi olup 1184 yılına doğru vefât etdi. Hatt ve idâresi güzeldi.

                     Mevlânâ Abdülbâki-Nizâmeddîn Ebü’l-Meâlî
                     Ebû el-Kemâl  Nahcivânî  mahdûmu  olup  şark  ulemâsından  ikmâl-i  tahsîl  ederek
               Amasya’ya  gelip  yerleşdi.  Yıllarca  tedrîs-i  ulûm  edib  Amasya  ulemâsına  kendisini  tanıttı.
               Mevlânâ  Mecdeddîn  Ömer  bin  Mevlânâ  Ziyâeddîn  İsa  el-Hakkarî  Amasya  kâdı’l-kudâtı
               oldukda nâibi olup hüsn-i muâmelâtıyla halka yarandı. 718 sâlinden sonra vefât etdi. Bu târihte
               verdiği iki şer’iyye bâlâsında imzâsı görüldü. Kibâr-ı ulemâdan idi. [415]

                     Abdulbâki Çelebi-Kadı
                     Kedağralı Ahmed oğludur. Ulemâdan ikmâl-i tahsîl etdikden sonra Kedağra’da müderris,
               müftü, kadı  olup teayyün etdi. 801’de müderris ve müftü, 812’de Kâdî-i  Kedağra görüldü.
               Ba’dehû vefât etdi. Ulemâdan idi.

                     Abdülbâkî Efendi-Şeyh Sun’ullahzâde
                     Amasya’da  debbağlar  şeyhi  olan  Mevlânâ  Sun’ullâh  Halvetîzâde  Mehmed  Çelebi
               mahdûmudur. Amasya’da ikmâl-i tahsîl edib ders-i âm, müderris, bilâd ve kasabâta kadı olup
               910 sâlinden sonra vefât etdi. Meşâhîr-i kudât-ı sütûde-simâtdan idi.

                     Abdülbâkî Efendi-Müeyyedzâde
                     Amasya kadılarından Şemseddîn Ahmed Efendi bin Mehmed Efendi bin Müeyyed Çelebi
               mahdûmudur.  Amasya’da  doğdu.  Amcazâdesi  Abdurrahman  Efendi’den  ikmâl-i  tahsîl  edib
               müderris ba’dehû silk-i kudâta girip bilâd-ı celîleye kadı oldu. 955 hudûdunda vefât etdi. Kibâr-
               ı kudâtdan idi. Birâderleri Abdülvâsî’, Abdülhâdî, Remzi Efendilerdir. [416]

                     Abdülbâkî Efendi-Müfessirzâde
                     Amasya fuzalâsından müfessir Ahmed Efendi’nin mahdûmudur. Pederinden ve Şeyhü’l-
               Harem Hacı Sinan Efendi’den ikmâl-i tahsîl edib ders-i âm ve müderris-i be-nâm oldu. Amasya
               medreselerini  devrederek  merâtib-i  ilmiyye üzere vâzife-i  yevmîyesi  altmış  akçeye  erişdi.
               1008’de  Hâtuniye-i  Tokat  müderrisi  olup  1010  vak’asında  Celâlî  eşkiyâsının  korkusundan
               zehre-çâk olarak vefât etdi. Fâzıl, edîb, gâyet fakîh, usûlî bir zât idi.

                     Abdülbâkî Paşa-Çavuşzâde
                     Amasya  ricâlinden  ve  Çavuşân-ı  Dergâh-ı  Âlî’den  Kalender  Ağa’nın  mahdûmu  olup
               “Bâki Paşa” demekle meşhûr olduğundan yukarıda Bâkî Paşa diye yazıldı.

               151   es-Seyyid  Mehmed  Efendi  bin  Abdülevvel  Efendi  963’de  vefât  edip  oğulları  Abdülevvel,  Abdurrahman,
                 Abdülvehhab, Abdülkadir Efendiler olduğu 963 “Sicillât-ı Sadâret-i Rûmeli”nde görüldü.

                                                           481
                                                           485
   481   482   483   484   485   486   487   488   489   490   491