Page 489 - 6-8
P. 489

Amasya Tarihi Cilt: 11
               Amasya Tarihi 9-12. Cilt                                                           Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR            Amasya Tarihi 9-12. Cilt                                                           Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR

                     Abdülcebbâr Çelebi-Şeyh Sun’ullahzâde                                                                                  Abdülcelîl Çelebi-Şeyhzâde
                     Amasya’da “Debbağlar Şeyhi” demekle meşhûr Sun’ulllah Halvetîzâde [423] Mehmed                                         Amasya’da  debbağlar  şeyhi  Sun’ullah  Halvetîzâde  Mehmed  Çelebi  mahdûmudur.
               Çelebi mahdûmudur. Hatîb Kâsım Efendi’den ikmâl-i tahsîl edib müderris, kadı oldu. 908’de                              Ulemâdan  ikmâl-i  tahsîl  ederek  müderris  ve  kadı  oldu.  Şehzâde  Sultân  Ahmed’in  Amasya
               kibâr-ı kudâtdan görülüp sonra vefât etdi. Birâderi Abdüsselâm Çelebi’dir.                                             vâliliğinde  mukarreblerinden  olup  907  sâlinden  sonra  vefât  etdi.  A’yân-ı  kudâtdan  idi.
                                                                                                                                      Mahdûmu...  152
                     Abdülcebbâr Efendi-Muallim
                     Amasya’da  müderris  iken  940  vak’asında  füc’eten  vefât  eden  Mevlânâ  Veli  bin                                  Abdülcelîl Efendi-Sandûkîzâde
               Abdülkerim  el-Karabâğî  mahdûmudur.  Pederinin  vatanı  olan  Karabağ  Gence’den  küçük                                     Amasya’nın  Sofular  Mahallesi’nden  Mehmed  Çelebi’nin  oğludur.  Büyük  birâderi
               yaşında pederiyle beraber Amasya’ya geldi. Mukaddimât-ı ulûmu görüp Amasya ulemâsından                                 defterdâr Abdülkerîm Paşa olup ulemâdan tahsîl-i ulûm ederek Amasya’da müderris, iki defa
               tahsîl-i  ulûma  çalıştığı  esnâda  Amasya’ya  müftü  gelen  Zeyrekzâde  Rükneddîn  Efendi’ye                          Amasya müftüsü ve kadısı, Trablusşam mollası oldu.
               intisâb ederek müşârün-ileyhin maiyyetinde İstanbul’a gitdi.                                                                 1043’de Üsküdar nâibi ba’dehû Trabzon kadısı [427] olup ma’zûlen 1053’de vefât etdi.
                     Orada  meşâhîr-i  ulemâdan  ve  hâssaten  Rükneddîn  Efendi’den  ikmâl-i  tahsîl  ederek                         Âlim,  kâmil,  fakîh  idi.  Üstâdı  Yağmurköylü  İsmail  Efendi’ye  dâmâd  olup  oğulları  İsmail,
               mülâzım olup ibtidâ Bursa’da Hamza Bey müderrisi, ba’dehû otuz akçe ile Ağroz müderrisi ve                             Hasan,  Hüseyin  Ağalardır.  Bunlara  ve  bunların  evlâdına  Amasya  ve  Musul’da
               müftüsü, sonra kırk ile Ankara müderris ve müftüsü, 947’de Gebze’de Mustafa Paşa, 949’da                               “Abdülcelîlzâdeler” dendi. Diğer mahdûmu Ali Efendi’dir.
               Edirne’de  Dârülhadîs,  955’de  İstanbul’da  Sahn-ı  Semâniye,  958’de  altmış  ile  Bursa’da
               Muradiye müderrisi oldu.                                                                                                     Abdülcelîl Efendi-Şeyhzâde
                     965 saferinde Amasya vâlisi Şehzâde Sultân Bâyezîd’e [424] muallim olarak Amasya’ya                                    Çilehâne  şeyhi  Hüsameddîn  Hüseyin  Efendizâde  Hâfız  Mehmed  Efendi’nin  oğludur.
               geldi. 966’da Şehzâde Bâyezîd birâderi olan Konya vâlisi Sultân Selim’e karşı harbe cür’et ve                          Amasya’da ikmâl-i tahsîl edib ders-i âm ve ba’dehû İstanbul’a giderek Şeyhülislâm Yahya
               mağlûben İran’a firâr etdiği esnâda Sultân Süleyman’ın korkusundan zehre-çâk olarak vefât                              Efendi’den mülâzım ve 1061 şâbânında müderris oldu.
               etdi.                                                                                                                        Devr-i medâris esnâsında bilâda kadı olup 1075 senesi muharreminde Medîne-i Münevvere
                     Nev’îzâde Ataî Efendi “Zeyl-i Şakâyık”da diyor ki: “Dokuz yüz altmış  altı evâilinde                             mollası oldu. Ancak 1076 senesi cumâdelâhiresinde hasta olup receb evâilinde vefât etdi. Âlim,
               Şehzâde-i  gurûr-i  civânî  ve  nahvet-i  cem’iyyet-i  esbâb-ı  kâmrânî  ile  birâderi  Hân  Selim’e                   zâhid, âbid, ekser eyyâmı sâim idi.
               muhâlefet ve ilm-efrâzî harbe ve kıtâle mübâderet etmeden bunlar mahmil-i bend-i âlem-i âhiret
               olup ol ma’reke-i hevl-nâk’den îsâr-i nakd-i can ile hâlas oldular ve dağdağa-i bîm-i kahr-ı                                 Abdülcelîl Ağa-Abdülcelîlzâde
               Sultânî’den  ucuz  kurtuldular.  Amasya’da  medfûndur.”  “Molla-yı  müşârün-ileyh,  sulibet                                  Esbak Amasya mütesellimi Dergâh-ı Âlî kapıcıbaşılarından Hüseyin Ağa bin Abdülcelîl
               sicâlü’l-mağfireti  aleyh,  ulûm-i  akliyye  ve  fünûn-i  nakliyyede  müsellem,  vakt-i  efkâr  ve                     Efendi’nin oğludur. Köprülüzâde Fâzıl Ahmed Paşa’ya intisâb ederek müşârün-ileyhin [428]
               istikâmet-i  enzârda  reşkendâz-ı  Arab  ve  Acem,  garâib-i  âsâr  ve  ahbârda  hâsır,  tevârih  ve                   himmetiyle devr-i hidemât edib kapıcıbaşı, Kara Mustafa Paşa’nın sadâretinde silâhdâr ağası,
               muhâzarâtda müstahzar, nevâdir-i şey’-i yesîr ile kâni’, edîb ve erîb ve mütevâzı idi.”                                1097’de Süleymaniye evkâfı mütevellîsi olduğu muhâsebe defterindeki imzâsından anlaşıldı.
                     Mahdûmları Ebû’l-Hasan, Derviş Mehmed Efendiler olup bir kerîmesini Ağroz müderrisi                                    1101’de amcazâdesi Hasan Paşa Musul Beylerbeyi oldukda tarafından mütesellim olup
               iken orada Şeyh Burhaneddîn Efendizâde Şerîf Mehmed Efendi’ye vermişdi. [425] Bundan                                   Musul’a gitdi. Orada yerleşip mükerreren Musûl mütesellimi, muhassılı, gümrük emîni olduğu
               hafîdi, sudûrdan Nakîbü’l-eşrâf Şerîf Mehmed Efendi’dir.                                                               halde 1119’da vefât etdi. Muhâsebât-ı atîka defterlerinde “Abdülcelîl Hüseyin, Amasya” diye
                                                                                                                                      künyesi görülmüşdür. Oğulları Mehmed Ağa ile İsmail Paşa’dır. Bunlar Musûl’da türediler.
                     Abdülcebbâr Efendi-Şeyhzâde
                     Çilehâne şeyhi  Abdurrahman Efendizâde Şeyh  Hüsameddîn Efendi’nin mahdûmudur.                                         Abdülcelîl Efendi-Abdülcelîlzâde
               988’de doğdu. Ulemâdan tahsîl-i ulûm edib müderris ve kadı olup 1052’de vefât etdi.                                          Amasya  ulemâsından  Yörgüç  Paşa  kürsî  şeyhi  ve  müderrisi  Hâfız  Ali  Efendi  bin
                                                                                                                                      Abdülcelîl  Efendi’nin  mahdûmudur.  Hâfız  Fazlullah  ve  Ahmed  Efendiler’den  huttût-ı
                     Abdülcebbâr Efendi-Şirvânîzâde                                                                                   mütenevvia’yı ahz ve temeşşuk edib hattât-ı mâhir oldu. Biraz da tahsîl gördü.
                     1045’de Revân seferinden avdetde Amasya’ya gelen Sultân Murâd-ı Râbi’ tevâbiinden                                      1090’da Yörgüç Paşa evkâfına kâtip ve ba’dehû mütevellî kâim makâmı, Yörgüç Paşa
               Amasya’da  yerleştirilen  Genceli  Veli  Bey’in  akrabâsından  Mehmed  Ağa  bin  Abdülgaffâr                           Câmii hatîbi olduğu halde 1121’de vefât etdi. Yazısı, savt ve edâsı, [429] akıl ve tedbîri pek
               Ağa’nın  oğludur.  Amasya’da  doğdu.  Mehmed  Paşa  medresesi  müderrisi  Çilizâde  Ömer                               güzeldi.  Birâderi  Hasan  Paşa’dan  kendisine  mâl  ve  servet  etdiğinden  zengin,  hânedân  idi.
               Efendi’den ikmâl-i tahsîl edib ders-i âm ve üstâdına dâmâd oldu.                                                       Birkaç defa meclis-i a’yâna a’zâ olmuşdu. Mahdûmları Hâfız Ali Efendi ile İbrâhim Ağa’dır.
                     1095’de üstâdının irtihâlinde Mehmed Paşa müderrisliği diğerine tevcîh edildiğine cânı
               sıkılıp Çorum’a gitdi. Orada tedrîs-i ulûm ederek kendisini tanıtdığından orada kalıp Çorum                                  Abdülcelîl Ağa-Abdülcelilzâde
               müderris ve müftüsü olduğu halde 1123’de vefât etdi. Âlim, fâzıl, âmil, kâmil bir zât idi. [426]                             Yukarıda  tercemesi  yazılan  Hâfız  Abdülcelîl  Efendizâde  İbrâhim  Ağa’nın  oğludur.
                     Amasya sicillât-ı şer’iyyesinde kaydı ve 1098’de Çorum muhâsebe defterinde vazîfesi                              Gençliğinde İstanbul’a gidip Saray-ı Hümâyun’da Baltacılar ocağına girdi. Burada tahsîl ve
               görüldü. Mahdûmları Mehmed Efendi ile Ömer Ağa’dır. Bunlara “Cebbârzâdeler” dendi. Ömer                                terbiye görüp 1157’de baltacılar kethüdâsı oldu.
               Ağazâde  Ahmed  Paşa  ve  bunun  oğulları  Selim,  Mustafa,  Süleyman  beylerdir.  Bunlara  da                               Ba’dehû  kapıcıbaşılıkla  taşra  çıkarılıp  Mora  eyaletinde  ba’zı  hidemât-ı  mühimmede
               “Cebbârzâdeler” dendi.                                                                                                 istihdâm  edildi.  1167’de  Amasya’da  görülüp  sonra  vefât  etdi.  Amasya’da  “Celoğulları”


                                                                                                                                      152  Müellif “Abdülcelîl Çelebi-Şeyhzâde” tercemesini eksik bırakmıştır. (Ed.)

                                                           484                                                                                                                    485
                                                           488
   484   485   486   487   488   489   490   491   492   493   494