Page 70 - 6-8
P. 70
Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Amasya Tarihi 9-12. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
kitâb-hâne-i enderûn-ı hümâyûn dersiyyesi ve Ayasofya-i kebirde Sultân Mahmûd Hân-ı Evvel
Kitab-hânesi’nde tefsîr hizmeti ve Sadr-ı Esbak Hüseyin Paşa dârü’l-hadîsinde vâki’ dersiyye-
yi tefsîr emsâl-ı hidemât-ı ilmiyye ile ta’lim-i talebe üzre olup leyle-i ihyâda huzur-ı hümâyûn-
ı Mahmûd Hânî’de Kürsü-nişîn vaz’ olup neşr-i bend ve nush dahî buyurdular”. “Her fende
husûsan ilm-i kıraatde hezâr te’lîf ü resâili vardır.”
Mahdûmları Yûsuf, Ahmed Hâlid, Mehmed Sa’id Efendilerdir. [210] Dâmâdı Kibâr
Medresesi’nden Amasyalı el-Hâc İbrâhim Efendi olup bunun mahdûmu Fâiz Abdurrahim
Efendi’dir. Diğer dâmâdı Abdî Efendi Yeğeni demekle meşhûr Amasyalızâde el-Hâc Mustafa
Efendi olup bunun mahdûmu da ricâl-i devletden Abdullah Berrî Efendi’dir.
Hilmi Osmân Efendi-Gürcü el-Hâc Hâfız
Batumludur. Mehmed bin Ahmed mahdûmu olup 1257’de doğdu. Batum’da
mukaddimât-ı ulûmu görüb Amasya’ya geldi. Bir müddet İbikli el-Hâc Hasan ve Sofuzâde
Hulûsî Mehmed Efendilerden ahz-ı ulûma çalışdı. Hacı Hasan Efendi Hicâz’a gitdikde Şirvânî
el-Hâc Mustafa Efendi’nin halka-i tedrîsine mülâzemet etdi.
Müşarün-ileyhden icâzet-nâme ahziyle ders-i âm olup Sultân Bâyezîd Câmi-i şerîfinde
tedrîs-i ulûm ederek iştihâr etdi. 1301’de mutantan bir sûretde bir çok talebesine icâzet-nâme
verib 1303 senesi şa’bânının on ikinci günü Müftü Sofuzâde Mehmed Hulûsî Efendi’nin
irtihâline binâen Kazasker Şirvânîzâde es-Seyyid Ahmed Hulûsî Efendi’nin himmetiyle
Amasya müftüsü ve Halfet Gâzi müderrisi [211] oldu.
1310 senesi şevvâlinde müsevvidi ve fetvâ emîni Caniklizâde el-Hâc Ahmed Efendi ve
bir cemm-i gafîr ile Hicâz’a gidip farîza-i haccı îfâdan sonra 1311 senesi saferinde avdet ve
vazîfe-i şer’iyyesine mübâşeret etdi. 1314 senesi recebinde şûrâ-yı devlet mahkeme-i temyizi
müddeî umûmîsi Arif Beyzâde Mehmed Kemal Bey Amasya mutasarrıfı olarak geldi.
Mehmed Kemal Bey eş-Şeyh Tal’atî Efendi’nin müridânından olup tarikata müncezib idi.
Tarikât-ı Hamzâviye şeyhi olan Mir Hasan Efendi bu zâtı kendisine cezb ederek ulemâyı ehl-i
sünnet ittifakıyla ashab-ı Resulullahdan ma’dûd olan Hazreti Muaviye ibn Ebi Süfyânın ve
tarafdarlarının tekfiri mes’elesi yine meydana çıkdı.
Çünkü Mir Hasan Efendi’nin yukarıda aynen yazılan “Tevellâ ve Teberrâ Risalesi”ni
te’lîf ve sûret-i hafiyyede ihvan-ı Hamzeviyye arasında neşr etdiği esnâda sâhib-i terceme bir
sûretini bulub şerh ve usûl-ı şer’iyye ve kavâid-i kelâmiye dâiresinde tezyif ve cerh ederek mîr-
i mûmâ-ileyhe göndermesi Kemal Bey’in nazarında bir cürm-i siyâsî olmuşdu. [212] Kezâlik
Mutasarrıf Kemal Bey romatizmadan muzdarib olduğundan bahisle meclis-i idâre riyâsetini
muhâsebeci Giridli Sâlih Bey’e verib mukarrerat, Kemal Bey’in verdiği emr ü irâde dâiresinde
ittihaz edilirdi. Sahîb-i terceme buna da mu’terizdi. Kemal Bey’in bizzat riyâset etmesini ve
mukarrerât ittihâzında âzânın hürriyet-i kelâmiyesini taleb ediyordu. Bu talebi de bir cürm-i
siyâsî oldu.
Şu iki haslet-i meşrûa Kemâl Bey’in gâyet üstâdâne yazan kaleminde gayr-i kabil afv ve
müsamaha birer cürm-i siyâsî şeklinde tezâhür etdiğinden vâlî Reşid Akif Paşa’nın bilâ-tahkîk
bu tezâhürâtı tervici üzerine 1317 senesi saferinin yirmi birinci günü Amasya fetvâsından azl
edildi.
Bundan sonra tedrîs ve ibâdetle iştigâl ederek 1321 senesi recebinde bir takım tezvirâtla
azl ve Kayserîye’ye nefy edilen Mutasarrıf Kemal Bey’in muhakkarân Amasya’dan i’zâmını
gördü. 1323 senesi recebinde vefât eden Mir Hasan Efendi’den beş buçuk ay sonra sene-i
35
mezbûre zilhiccesinin ... günü dâr-ı naîme irtihâl etdi. Halfet Gâzi civârında medfûndur. Âlim,
ulûm-ı şer’iyyede kâmil, fakih, usûl-i fürûa [213] pek vâkıf, kavâid-i kelâmiye ve âdâb-ı
münâzaraya ârif, tab’an kerîm, beşûş, âl-i cenâb, gâyet müşekkel, orta boylu, ak ve kızılca
benizli, endâmı güzel ve mütenâsib, âbid, müteheccid, gâyet müteşerri’, selef-i sâlihîne pir ve
35 Müellif bu kısmı boş bırakmıştır (Ed.).
59
69