Page 102 - 1-4_2
P. 102
Amasya Tarihi 1-4. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Amasya'nın mağrib tarafı "Karaman Dağı" demekle meşhûr, hafîf orman olan bir dağ
ile muhât olup, şimâlden cenûba doğru uzanmışdır. Bu dağ da "Kelkis" nâmıyla meşhûr olan
cebelin bir kısmı iken 727'de "Gümüşlüzâde Tâceddîn Mahmûd Çelebi"nin Mısır Türkmenleri
tarafından ahz ve i'zâmına me'mûr olan "Karamânzâde Yahşî Bey" Amasya'ya bu dağdan aşıp
girdiği ve "Mahmûd Çelebi"yi tutup Mısır'a i'zâm eylediği münâsebetle bu dağa "Karaman
Dağı" dendiği zann olunur.
Bu "Karaman Dağı", cenûb boğazının müntehâsında kâ'in "Çalan Köprü" başına kadar
imtidâd eder. Garb tarafları "Geldiklan" sahrâsına nâzır olduğu gibi şark tarafları da umûmen
Amasya şehrine nâzırdır. Bu dağın şark eteklerinden [85] "Şeyh Cû'î" mevki'inin cenûb
taraflarına tesâdüf eden yerlere "Akbilek" denir. Sâdât-ı ulemâ-yı Hanefiyye'den ve kibâr-ı
müfessirînden "Akbilek" demekle meşhûr "Molla Bahşî Halîfe" hazretleri bâğların cenûbunda
medfûn olduğu münâsebetle 931 târîhinden i'tibâren buralar "Akbilek" nâmıyla iştihâr etmişdir.
Akbilek Bâğları, Şeyh Cû'î Bâğları’nın cenûben aşağı taraflarında olup şimâlden cenûba
doğru uzanmış bir mustatîl şeklindedir. Etrâfı duvâr-ı muhât olup cesîm bir bâğ iken muahharan
taksîmâta uğradığı zann olunur. Bu "Akbilek" semtinin üst tarafında "Karaman Dağı"nın şark
eteğinde kâ'in bâğlara ve bayırlara umûmen "İltekin" denir.
"İltekin Gâzi", ümerâ-yı Dânişmendiye'den ve "Harezm" Türkmenlerinden olduğu
"Târîh-i Âl-i Dânişmend"de mestûrdur. Emîr-i müşârün-ileyh, ibtidâ-yı fetihde Amasya'ya bu
tarafdan cebren duhûl ederek Kelkis Kalesi’ni tahrîb eylediği ve mu'ahharan buraya defn
edildiği münâsebetle buralara "İltekin" denmişdir. 567 târîhinden şimdiye kadar kuyûd-ı
resmiye ve hâkâniyede "İltekin" nâmıyla mukayyed ve yanında "Kadem Paşa" demekle meşhûr
"Cihân Hâtun" medfûn olduğu meşhûr iken Vâzıh Efendi’nin buraya dâ'ir verdiği ma'lûmât bir
hurâfe-i sırfa olur. [86]
El-yevm "İltekin Türbesi" nâmıyla meşhûr olan mevki'in gerisinde taş yığınları ve
duvâr-ı kadîm harâbeleri "Kelkis Kalesi"nin harâbesi olmak üzere gösterilir. Bu kale, karşılıklı
olup "Ferhâd Kayası"nın şimâlinde kâ'in derenin yukarısında cesîm bir taş oyuğu müşâhede
olunmakdadır. Bu taş oyuğunun iç tarafı yekpâre taşdan oyulmuş bir yol şeklindedir. Takrîben
on metre kutrunda olan bu delik taş içinde aşağıya doğru inmekdedir.
Deverân eden rivâyete nazaran bu taş yol, Ferhâd Arası’nda bulunan ırmağın altından
geçerek Kelkis Kalesi’ne müntehîdir. Fi'l-hakîka bu taş oyukdan içeri giden bir adam sol
tarafında aşağıya doğru giden bir yol müşâhede eder. Vaktiyle mum yakıp bir çok zevât ile bu
yol ta'kîb edildiyse de takrîben otuz metre kadar ilerisinde güherçilenin te'sîri tezâyüd
eylediğinden avdet edilmişdir.
Bu "İltekin Gâzi" türbesi dört taş sütûn üzerinde bir kubbe-i atîkadan ibâret olup
nezdinde "Kadem Paşa Hâtun" medfûndur. Orada bir daha mezâr-ı kadîm var ise de kim olduğu
anlaşılamadı. Bu hâtunun orada defni kuyûd-ı kadîme ile müsbetdir. Gerek gâzî-i
müşârün-ileyhin ve gerek bu Kadem Paşa’nın vakıfları vardır. Yazı Bâğları ve Karasenir
Mahallesi umûmen Gâzi-i müşârün-ileyhin [87] vakfı olup, 1160 târîhine kadar evlâdı tevliyet
tarîkiyle tasarruf etmekdeler idi.
Bu türbenin etrâfı vaktiyle boydan boya bir mahalle olup "Simre" nâmıyla meşhûr olan
kasaba-i cedîdenin merkezi olduğu 1052'de muharrer kuyûd-ı hâkâniye ile müsbetdir. El-yevm
bu mahalle yokdur. Câmii, iki mescidi, bir mektebi münderis olduğundan evkâfı da mazbût-ı
hazîne olmuşdur. Önünde bulunan bâğları meşhûr olup eskiden beri bâğcıların bu "İltekin
Gâzi"ye büyük hürmet-i mahsûsaları vardır. Kadîmen Amasyalılar Gâzi-i müşârün-ileyhin
kabrini her sene Şa'bân evâ'ilinde 146 cemm-i gafîr ile ziyâret etmeyi i'tiyâd etmişler iken
146 "İltekin Gâzî", Amasya'ya şa'bânın ikinci günü fâtihâne girdiği mütevâtir olduğundan müşârün-ileyhin kabrini
ziyâret etmek Amasyalılara mahsûs bir âdet-i kadîme olduğunu "Şeyhzâde Hâcı Ali Efendi" pederinden naklen ve
bi'l-müşâhede fi'lini beyânen söyler idi.
89
101