Page 103 - 1-4_2
P. 103

Amasya Tarihi 1-4. Cilt                                                             Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
               Amasya Tarihi Cilt: 1


               1242'den sonra pek çok âdât-ı hasene-i milliye bîhûde terk edildiği gibi bu da mu'ahharan terk
               edilmişdir.

                             Boydan boya bir manzara-i hûr-likâdır
                             Müstağrak-ı envâr-ı füyûzât-ı Hudâ'dır
                             Her bir tarafı bâğ-ı İrem zevk-fezâdır
                             Hep bunları sîrâb eder enhâr-ı Amasya

                      [88]Amasya'nın  toprağında  Cenâb-ı  Hâlık-ı  Feyyâz'ın  ihsân  buyurduğu  kuvve-i
               inbâtiyye fevkalâdedir. Her bâğında insânı iğnâ edecek birer defîne-i ticâret, her tarlasında
               memleketi ihyâ edecek birer hazîne-i servet meknûzdur.
                      Bâğlar Yeşilırmak’ın her iki tarafını ihâta ederek tûlânî, gâyet müzeyyen bir kâmet-i
               insân şeklindedir. Yüksekden temâşâ eden bir nâzır, yeşil ridâya bürünmüş bir hûra yâhud
               eşi''a-i hadrâdan müteşekkil bir nûra teşbîh eder.
                      Amasya'nın bâğları, ırmağın tûlu i'tibâriyle bir tarafdan diğer tarafa on sekiz sâatlik bir
               mesâfeyi işgâl eder. Bu mesâfe-i tavîlenin orta yeri "Amasya Şehri"dir. Bu bâğların adları,
               mevki'lerine ve sâhiblerine nisbetle yâd olunmakdadır.  Irmağın  sâhil-i  cenûbîsinde "Sultân
               Bâyezîd Hân-ı Sânî Câmi-i Şerîfi"nden i'tibâren garba doğru mahalle "Hacı İlyas Mahallesi"
               önünde "İnehân", ba'dehû "Yörgüç Paşa", ba'dehû "Hacılar Meydânı", ba'dehû "Ferhâd Arası",
               ba'dehû "Çalan Köprü" bâğları bu nâmlar ile meşhûrdur.
                      "Bâyezîd Paşa Câmi-i Şerîfi"nden i'tibâren şarka doğru "Âhûr Önü", ba'dehû "Ayavasıl
               Bâğları",  "Ziyâre  Mahallesi"  hizâsına  kadar  mümtedd  olup  "Ayavasıl"ın  cenûb  tarafları
               umûmen  "Kirazlıdere  Bâğları"  demekle  meşhûr  olduğu  gibi  "Kuş  [89]  Köprü"  başından
               i'tibâren ırmağın sâhil-i şimâlîsine "Bahçeler İçi" ve ba'dehû "Filingir - Firingir - Firenkler" ve
               ba'dehû  "Ziyâre  Bâğları"  daha  ziyâde  meşhûrdur.  "Bahçeler  İçi"  mukaddemen  sarâyın
               tetimmâtından iken 1000 hudûdunda a'yân ve efrâda fürûht edilmişdir.
                      "Meydân  Köprü"nün  sâhil-i  şimâlîsinden  i'tibâren  "Ok  Meydânı",  ba'dehû  "İltekin
               Bâğları"  meşhûr  olup  "Çalan  Köprü"  başına  kadar  mümtedd  olur.  Bu  tarafda  ırmağın  iki
               tarafında bulunan bâğların arkalarında iki meydân-ı cesîm olup, şimâl tarafında kâ'in meydâna
               "Ok Meydânı" ve cenûb tarafında kâ'in meydâna "Hacılar Meydânı" denir. "Ok Meydânı"nda
               kadîmen ok atmak ta'lîm ve "Hacılar Meydânı"nda Hicâz'a azîmet ve avdet eden huccâca du'â
               edildiği münâsebetle bu nâmlarla meşhûr olmuşlardır.
                      Amasya'nın  şu  cesîm  ve  latîf  bâğlarını,  Amasya'dan  cereyân  eden  ırmaklar  iskâ
               etmekdedir. Amasya'nın ırmakları, biri büyük, diğerleri ufak olarak üçdür. Her iki ırmak da
               büyük ırmağa karışdığından "Amasya Irmağı" nâmıyla iştihâr eden asıl büyük ırmak kesb-i
               cesâmet eder.
                      I- "Yeşilırmak"dır ki ezmine-i kadîmede "İris" ve "Nehr-i Amas" demekle meşhûrdur.
               Amasya'nın garb-ı cenûbîsinde "Toros - Boğa" dağlarından nebe'ân ederek "Sivas ve Tokat"
               sancaklarını dolaşıp cenûb tarafından Karadeniz'e dökülür. [90]
                      Bu ırmak, Amasya'nın ortasından akar. Mart evâ'ilinden i'tibâren çoğalır. Ba'zen tavayı
               ya'nî  kenârını  aşar,  etrâfına  taşar,  şehri  ve  bâğları  basar.  Lâkin  kabarsa  letâfetdir,  taşarsa
               bereketdir, akması bir feyz-i rahmetdir. Amasya'yı ezmine-i kadîmeden beri Küçük Asya’da
               hâkim-i bilâd eden bu ırmakdır. Amasya'nın bu ırmağa ihtiyâcı, her ferdin yemeğe, içmeğe
               ihtiyâcı kadar mühimdir. Hülâsa Amasya'nın hayâtı bu ırmakdır.
                      Bu ırmağın ism-i kadîmi olan "İris" kelimesi tahlîl olunursa Türk lügati olduğu tezâhür
               eder. Uygur dilinde cismen büyük olan şey'e "iri" denip, eski Türkler bu ma'nâya "iris" ve "irik"
               lafızlarını  kullanırlar.  Kabîle  büyüğü,  asîl  ve  necîb  ma'nâsında  dahi  isti'mâli  şâyi'  olup
               mu'ahharan lisân-ı Arab'a intikâl eylediğinden asîl ve necîb ma'nâsı muhâfaza ve ta'rîb edilerek
               “sadîk” veznide "erîs" denmişdir.



                                                           90
                                                           102
   98   99   100   101   102   103   104   105   106   107   108