Page 183 - 1-4_2
P. 183
Amasya Tarihi 1-4. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Amasya Tarihi Cilt: 1
24- "Musliheddîn Sülâlesi": 757'de Amasya ulemâsından "Musliheddîn Mûsâ" evlâdına
denir. Bunlara umûmen "Muslihî" denir iken 900 târîhinden sonra "Mehmed Paşazâde", "Seydî
Paşazâde" nâmıyla Amasya'da iki şu'be hâsıl olmuş ve ba'dehû birinci şu'be muntafî olarak
ikinci şu'beden "Hatîbzâde" nâmıyla bir kol zuhûr ve kesb-i iştihâr etmişdir. 1140 sâline doğru
bu kol tamâmiyle İstanbul'a nakl-i ikâmet ederek "Seydî Oğulları" Amasya'da kalmış ve
Amasya'da kalanları da muntafî olmuşdur. Bu sülâleden pek çok Amasya kadıları, kazasker
"Molla Vildân Çelebi", vüzerâdan "Mehmed Paşa", sadr-ı a'zam "Nâ'ilî Abdullah Paşa" ve
ümerâdan "Mahmûd Paşa", "Seydî Ahmed Paşa", "Musliheddîn Paşa" ve birkaç defterdâr,
yeniçeri ağası ve pek çok ulemâ, kudât zuhûr etmişdir.
25- "Niğdeli Sülâlesi": 770'de Amasya ricâlinden bulunan "Ahî Hüseyin Niğdevî"
evlâdına denir. Bu sülâleden "Sofuzâde" demekle meşhûr bir fırka zuhûr ederek pek ziyâde
iştihâr ve 1000 târîhine kadar idâme-i şeref etmişdir. Bunlar mu'allim-i sultânî "Sofu Bâyezîd
[329] Çelebi" evlâdı olup biri mîr-i mîrân diğeri vezîr olan iki "Mehmed Paşa" bu sülâleden
zuhûr eylemiş ve Amasya'da "Sofuzâde Mahallesi"nde ikâmet etmişlerdir.
26- "Yeğen Sülâlesi": Amasya'da 1060 hudûdunda meşâhîr-i züamâdan "Küçük Ali
Bey"in hafîdi "Yeğen Ali Bey"in evlâdına denir. Bunlara umûmen "Yeğenzâde" denip
vüzerâdan "Ömer Paşa" ve a'yândan "İbrâhim Âsım Bey" bu sülâlenin en meşhûrudur. Bu
"Yeğen Ali Bey", "Rahtuvân Mehmed Paşa"nın hemşîrezâdesi olup bu "Rahtuvân Mehmed
Paşa" dahi Amasya'da bir sülâle teşkîl eylediyse de bunların nüfûzu yeğenlerine galebe
edememişdir. Cümlesine "Rahtuvânzâde" denir. En meşhûrları "el-Hâc İbrâhim, Ali" beylerdir.
27- "Yeniceli Sülâlesi": Amasya civârında bulunan Yenice Köyü’nden 1200'de Amasya
a'yânından "Yeniceli Ahmed Paşa" evlâdına denir. Bunun ve birâderi defterdâr "Mahmûd" ve
ulemâdan "Ali Efendiler"in evlâdına "Yenicelizâde" denir. "Ahmed Paşa" evlâdından
"Mehmed Paşa", "Hüseyin Paşa" nâmıyla iki vezîr zuhûr etmişdir.
Şu ensâb-ı âliyeden mâ-adâ Amasya'da vüzerâ, ulemâ, meşâyih, mevâlî, a'yân sülâlesi
pek çok olup Amasya'nın ne kadar meşâhîr ve a'yân yetişdirdiği mülâhaza olunursa îzâhında
bulunduğumuz dört mısrâ'ın bir mübâlağadan ibâret olmadığı anlaşılır. İşte şu ricâli bildirmek,
Amasya'nın nasıl mübârek, [330] bir şehr-i mu'azzam olduğunu anlatmak için yirmi beş senelik
bir külfet-i azîme ihtiyâr edilmişdir.
Lâyık mı ki bu menba'-ı ahyâr ola mechûl
Her fâzılı bir gûşe-i nisyânda mahmûl
Lâyık mı ki şu menbet-i ebrâr ola mezhûl
Mübhem kala dehr içre şu esrâr-ı Amasya
Bâlâda icmâl edilen menâkıb ve ahvâle nazaran Amasya, bir menba'-ı ahyâr, menbet-i
ebrâr olduğu hâlde vaktiyle kâffe-i ahvâlini câmi bir târîh-i mükemmel te'lîf edilmediği cihetle
şu kadar menâkıb ve ahvâl-i mâziyesi mechûl, ahyârı gûşegîr-i humûl olarak kalması lâyık
görülemedi.
Anadolu'da Amasya'nın ahvâl-i mâzîsini zikr etmek, târîhini yazmak, Türk millet-i
mu'azzamasının mefâhir-i azîmesinden, menâkıb-ı kadîmesinden bahs etmek kadar mühim
olduğunu muharrir-i âcizden mukaddem nazar-ı dikkate alan ba'zı zevât, Amasya'nın ulemâ ve
şu'arâsına ve ba'zı vukû'ât ve âsârına dâ'ir kütüb ve resâ'il cem' ve te'lîf etmiş oldukları esnâ-yı
taharriyâtda anlaşılmış olmakla ele geçenler şu sûretle ihtisâr olunabilir:
1- "Bezm ü Rezm": Hâkim-i Sivas "Kadı Burhân"ın kâtib-i dîvânı [331] olan "Azîz bin
Erdeşîr el-Esterebâdî" tarafından lisân-ı Fârisî üzere yazılmış bir eser-i nefîs olup 768-798
târîhine kadar Sivas, Amasya ve mülhakâtının ahvâl-i târîhiyyesini câmidir. İstanbul'da
"Ayasofya" ve "Yerebatan" kütübhânelerinde bulunur.
170
182