Page 189 - 1-4_2
P. 189

Amasya Tarihi 1-4. Cilt                                                             Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
               Amasya Tarihi Cilt: 1


                      1177'de "Mustafa Efendi"nin vefâtıyla ulemâdan "Osmân Efendi" ve 1191'de vefâtıyla
               "es-Seyyid  Zeynü'l-âbîdîn  Efendi"  ve  1209'da  ref'iyle  mûmâ-ileyh  "Osmân  Efendizâde  es-
               Seyyid Ahmed Efendi" ve ba'dehû ref' olunarak "es-Seyyid Zeynü'l-âbidîn Efendi" ve 1221'de
               vefâtıyla  "Osmân  Efendi"nin  diğer  mahdûmu  "es-Seyyid  Mahmûd  Efendi"  ile  "es-Seyyid
               Ahmed Efendi" müştereken müderris oldular ise de "Hacı Mahmûd Efendi"nin 1222'de kasr-ı
               yediyle hissesine "Kâşif Mehmed Efendizâde es-Seyyid Lütfullâh" ve 1250'de kasr-ı yediyle
               oğlu "es-Seyyid Ahmed Feyzî Efendi" mutasarrıf olmuşlardır.
                      1239'da "es-Seyyid Ahmed Efendi"nin kasr-ı yediyle hissesine ulemâdan "Ebû Bekir
               Efendi" ve 1242'de vefâtıyla ulemâdan "Canikli el-Hâc Mehmed Efendi" ve 1250'de vefâtıyla
               mahdûmu  ulemâdan  "el-Hâc  Mehmed  Hilmî  Efendi"  ve  1251'de  kasr-ı  yediyle  ulemâdan
               "Mehmed  Âkil  Efendi"  ve  1254'de  vefâtıyla  oğulları  "İsmâ'îl,  İshak"  Efendiler  ve  1270'de
               "İshak Efendi"nin vefâtıyla birâderi "es-Seyyid İsmâ'îl Hakkı Efendi" mutasarrıf olmuşlardır.
               [347]
                      Bu karyede ikinci  medrese-i  meşhûre  "Hacı  Beyzâde  Muhyiddîn  Mehmed  Çelebi"
               tarafından binâ ve "Hordaz Mâlikânesi" nısfı müderrisliğine tahsîs edilmişdir. Bu medrese,
               "Kâsım Bey Medresesi" gibi erba'în râddesinde olup köyün içinde, hamâmın kurbunda olduğu
               münâsebetle rağbet-i âmmeyi celb ederek kibâr-ı ulemâdan pek çok zevât müderris ve köyde
               ikâmetle tedrîs-i ulûma muvâzıb olmuşlar idi. Fakat müderrislik ciheti vech-i ma'îşet telakkî
               olunduğu  zamândan  i'tibâren  bu  medrese  dahi  birtakım  gurabâ  ve  müsâfirîn  ve  fukarâya
               mesken olarak harâb olmuşdur.
                      "Medrese-i  Kâsımiyye"  gibi  köyde  tedrîs-i  ulûm  etmiş  ulemâya  tevcîh  olunan  bu
               medrese dahi ulemâ ve zâdegâna tevcîh olunarak 1224'de "es-Seyyid el-Hâc Osmân Efendi"
               nısfen cihet-i tedrîse mutasarrıf olduysa da 1226'da kasr-ı yediyle ulemâdan diğer "Osmân
               Efendi" müderris olmuş ve 1239'da bunun da kasr-ı yediyle oğulları "Mustafa, İsmâ'îl Hakkı"
               Efendiler  mutasarrıf-ı  cihet  ve  1243'de  "Mustafa  Efendi"nin  vefâtıyla  ulemâdan  "Hasan
               Efendi"  müderris  ve  1250'de  fevtiyle  oğlu  "Mehmed  Efendi"  ve  1250'de  kasr-ı  yediyle
               ulemâdan "Mehmed Âkil Efendi" müderris olarak vefâtında evlâdına kalmış ve diğer nısfına
               1224'de "es-Seyyid  Hâfız  Abdullah  Efendi"  mutasarrıf  olduysa  da  1226'da  kasr-ı  yediyle
               "Mehmed Kâşif Efendizâde [348] es-Seyyid Lütfullâh Efendi" ve irtihâlinde evlâdı müderris
               ve mutasarrıf-ı mâlikâne olmuşlardır.
                      Bu iki medreseden mâ-adâ iki mekteb, bir zâviye-i Rufâ'iyye olup tekkenin imâreti ve
               ziyâfethânesi ve evkâfı düzgün olduğundan bir kasaba-i ma'mûre şeklini alan "Hakala Karyesi"
               1100  târîhlerine  kadar  ulemâ  ve  talebe-i  ulûm  ve  dervîşân  ve  fukarâ-yı  etrâfın  mültecâsı
               hükmünde idi. Efendileri, beyleri, ağaları gayet sahî, hukûka râ'î oldukları meşhûr olup bunların
               seng-i mezârında görülen letâfet ve kitâbe-i bedî'a mezârlık içinde şâyân-ı hayret bir hâldedir.
               "Seyyid Yahyâ-yı Rufâ'î Türbesi" pek meşhûr olup ziyâretgâh-ı müslimîndir.
                      Bu nâhiye dâhilinde "Tersakan Çayı"nın  kenârında bulunan "Gani  Türbesi", kibâr-ı
               evliyâdan  "eş-Şeyh  Abdülganî  el-Halvetî"  hazretlerinin  olup  marzâ-yı  müslimînin
               mültecâsıdır. Bahâr günleri bu türbenin etrâfı mecma'-ı nâs olup panayır şeklini alır. Her gün
               kurbân eksik olmaz. Amasya'da meşhûr "Gani Sülâlesi" bu zâtın evlâdıdır.
                      4-  "Geldiklan  Nâhiyesi"dir  ki:  Amasya'nın  garb  taraflarını  muhît  olup  merkezi
               "Ortaköy"dür.  Hükûmet-i  Dânişmendiye  devri  evâ'ilinde  490  hudûdunda  Harezm
               Türkleri'nden "Afşar Kabîlesi" beylerinden "Baygeldi" ve aşîreti bu nâhiyede iskân olunarak
               "Baygeldi Çiftliği" ma'nâsını irâ'e eden "Baygeldi Alan" [349] denmiş ve mu'ahharan tahfîf
               olunarak "Geldi Alan" ve ba'dehû tahrîf olunarak "Geldiklan" nâmıyla meşhûr olmuşdur.
                      Bu  nâhiye  dâhilinde  bulunan  "Afşar,  Olus,  Doğan,  Alikadı,  Yağmur,  Karlı,
               Akçakoyunlu"  köyleri,  "Afşar  ve  Bayındır"  uluslarından  ayrılan  birer  kabîle  büyüklerinin
               isimleridir.  Bu  nâhiyede  meskûn  "Akçakoyunlu  Oymağı"ndan  Amasya  hükümdârı  meşhûr
               "Şâdgeldi  Pâdişâh"  bu  nâhiyeyi  kendi  evlâdına  mâlikâne  olmak  üzere  tahsîs  eylediğinden
               evlâdının nüfûz-ı hâkimânesi Amasya'da hitâm bulduğu esnâda burada ikâmet etmişler idi.

                                                           176
                                                           188
   184   185   186   187   188   189   190   191   192   193   194