Page 191 - 1-4_2
P. 191
Amasya Tarihi 1-4. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Amasya Tarihi Cilt: 1
Bundan akdem "eş-Şeyh el-Hâc Yahyâ Efendi" Hacıköyü'nde ikâmetle bir zâviye binâ
ve evkâfını tanzîm ederek iştihâr etmekle zuhûr eden diğer mahalleye "Hacı Yahyâ Efendi"nin
nâmı alem-i mahsûs olmuş ve Hacıköyü'nden zuhûr eden meşâhîr-i fuzalâdan "el-Hâc İsmâ'îl
Efendi" 1118'de "Köprülü Câmi-i şerîfi"nin yanında yedi hücre ve dershâneyi hâvî bir medrese
ve ayrıca bir câmi-i şerîf, bir de mekteb ve kendisine câmii yanında bir türbe binâsıyla
Hacıköyü'nün şerefini, umrânını tezyîd etmişdir.
1226'da Hacıköyü eşrâfından "Kurdoğlu el-Hâc [353] Halîl Ağa" "Sarây Mahallesi"nde
bir mescid-i şerîf ve 1235'de "Araboğlu Uzun Osmân Ağa", "Hacı Yahyâ Mahallesi"nde bir
mekteb ve 1237'de "Çorumluoğlu el-Hâc Halîl Ağa" bir mescid-i şerîf ve ayrıca bir de mekteb
ve 1245'de "Serhadlizâde el-Hâc Ali Ağa" bir mescid-i şerîf ve 1252'de "Kızıklıoğlu el-Hâc
Ahmed Ağa", "Hacı Yahyâ Mahallesi"nde bir câmi-i şerîf ve mahdûmu "el-Hâc Yahyâ Efendi"
1287'de bir tekke binâ ve cümlesi de vakıflarını tanzîm ederek Hacıköyü'nü cidden i'mâr ve
ihyâ etmişlerdir. "Hacı Yahyâ Efendi Tekkesi" 1310 hudûdunda medreseye tahvîl edilmişdir.
Hülâsa, 1280 târîhine kadar Hacıköyü eşrâfı, nâhiye müdürleri bu kasabayı i'mâra
himmet ederek "Cimâre, Artukâbâd, Sarây, Hacı Yahyâ, Adatepe, Beylik Çayır, Ermeni Kilise,
Çay" nâmlarıyla sekiz mahalleden ibâret bir kasaba-i cedîde hâline ifrâğ etmişlerdir. Kasabanın
tezâyüd eden nüfûs ve ehemmiyeti müftî-i kazâ, meşâhîr-i ulemâdan "Dârendelizâde el-Hâc
İsmâ'îl Hakkı Efendi" merhûmun nazar-ı hamiyyeti önünde inkişâf eylediğine binâ'en bütün
eşrâf-ı kazâ ile müştereken himmet ederek 1299'da mukaddem nâhiye merkezi olan Hacıköyü,
kazâ merkezi ve mukaddem kazâ merkezi olan "Gümüş Kasabası" da nâhiye merkezi olmuşdur.
1316'da kazâ kâ'im-makâmı "Yanyalı Mustafa Paşazâde Ali Rızâ Bey" muntazam bir
hükûmet konağı, mekteb-i rüşdî, [354] telgrafhâne, sâat kulesi inşâsına himmet ve bütün ahâlî
ve eşrâf-ı kazâ i'ânâta gayret ve cidden îsâr-ı mâl ederek cümlesini ikmâl etmişlerdir. Bu
hayrâtın içinde "Köprülü Mehmed Paşa"nın câmi-i şerîfi müşrif-i harâb olduğundan tamâmiyle
hedm ve tevsî'an kârgîr olarak binâsına hizmet ve bir minâre-i latîfe ilâvesiyle ikmâl etmesi
mîr-i mûmâ-ileyhin cümle-i muvaffakiyâtındandır. Bu i'ânâtın cem'inde müftî-i kazâ "Hâfız
Mustafa Tevfîk Efendi"nin pek büyük himmeti görülmüşdür.
1324'de kâ'im-makâm-ı kazâ olan "Hacı Tâhir Bey" dahi ma'ârif-i memlekete îrâd-ı
mahsûs olmak üzere "Hacı Yahyâ Câmi-i şerîfi"nin kıble tarafında yol üzerinde mükemmel bir
hamâm-ı latîf inşâsına kıyâm ve bütün eşrâf ve ahâlî-i kazâ dahi i'ânâta ikdâm ederek iki sene
zarfında itmâm etmişlerdir. Kâ'im-makâm-ı kazâ "Bafralı Süleyman Necmeddîn Bey" dahi
kasabanın yollarını tevsî' ve hükûmet konağı önünde bir bahçe ve bir hücreyi müştemil şadırvan
binâsıyla şerefini tezyîd etmişdir.
Bu kasabada kadîmen tedrîs-i ulûm eden ulemâ muhterem olduğundan "eş-Şeyh Yahyâ
Efendi", ba'dehû "el-Hâc Ahmed Efendi" ve ba'dehû "el-Hâc Hasan Efendi" tedrîs-i ulûm ve
iştihâr etmiş ve "el-Hâc İsmâ'îl Efendi"nin binâ eylediği medreseye ibtidâ kendisi, ba'dehû
mahdûmu ulemâdan "Hâfız Osmân Efendi" ve 1245'de vefâtıyla müftü "Ankaralı Abdullah
Efendizâde el-Hâc Ali Efendi" ve bunun da [355] vefâtında yerine müftü olan meşâhîr-i
ulemâdan "Dârendelizâde el-Hâc İsmâ'îl Hakkı Efendi" ve bunun da irtihâlinde mahdûmu
meşâhîr-i ulemâdan "Hâfız Mustafa Tevfîk Efendi" yerine müftü oldukda ulemâdan "Çerkes
İsmâ'îl Efendi" zuhûr ve neşr-i ulûm ve iştihâr ederek müderris olup kazâda ta'mîm-i ma'ârife
himmet ve mekteb-i rüşdî mu'allimlerinin mesâ'î-i cemîlesine iştirâk etmişlerdir.
"Hacıköyü Kasabası"nın hânesi sekiz yüze karîb olup kazânın nüfûs-ı umûmiyyesi otuz
iki bin râddesindedir. Kazânın hâvî olduğu kurâ altmış kadar olup kadîmen dört nâhiyeye
münkasimdir. Merkez nâhiyesi bu nevâhîden hâric olup mu'ahharan "Kabakoz Nâhiyesi"
"Saraycık Nâhiyesi"ne ilhâk olunarak merkez nâhiyesiyle yine dört kısımdan ibâret olmuşdur:
1- "Hamâmözü"dür ki: "İnegöl Dağları"nın şark ve şimâl eteklerinde olup kazânın
garb-ı cenûbî ve kısmen cenûb taraflarını ihâta eder. Bu nâhiye kadîmen Türk oymaklarından
"Göçeri-Göçerli" aşîreti ile meskûn olarak bir mikdâr "Çepni" Türkleri de iskân edilmiş ve
178
190

