Page 192 - 1-4_2
P. 192
Amasya Tarihi 1-4. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
"Çetmi, Göçeri" köyleri bunların isminden galat bir sûretde kalmışdır. Bu nâhiye, "Hamamözü
Karyesi"nin nâmıyla müsemmâdır.
2- "Saraycık Nâhiyesi"dir ki: Kazânın şimâl ve kısmen garb taraflarını ihâta eder. Bu
nâhiye "Saraycık Karyesi"nin nâmıyla [356] müsemmâ olup "Şeyh Saltuk Baba"nın ve
evlâdının sâkin olduğu karye "Şeyhler - Şeyhoğulları" nâmıyla meşhûr olmuşdur. Amasya'da
bir sülâle-i ilmiyye teşkîl eden "Següköylü el-Hâc Mehmed Efendi" bu nâhiye dâhilinde
bulunan "Segü Köyü"ndendir.
3- "Kabakoz Nâhiyesi"dir ki: Kazânın garb-ı şimâlîsini umûmen ihâta ederek Türk
oymaklarının ma'rûflarından "Kızık Oymağı" bu nâhiyede meskûn olup kadîmen "Kızık
Nâhiyesi" dendiği hâlde mu'ahharan "Kabakoz Nâhiyesi" denmişdir. Kabîle rü'esâsından
"Korkud, Kutluca" Beyler'in nâmlarıyla müsemmâ birer köy bulunmakdadır. Hacıköyü
ulemâsından "Kızıklı el-Hâc Ahmed Efendi" ve Köprü ulemâsından "Kabakozlu el-Hâc Ömer
Efendi" bu nâhiyedendirler.
4- "Gümüş Nâhiyesi"dir ki: Kazânın tamâmiyle cenûb ve şark taraflarını ihâta eder. Bu
nâhiye, kadîmen kazâ merkezi bir şehr-i latîf olup birkaç meşâhîre vatan olmuş ve pek çok
meşâhîr bu kasabanın i'mârına himmet etmişlerdir. Şehrin mevki'i düz ve umûmiyyet i'tibâriyle
şimâle doğru mâ'il, bir müselles şeklindedir.
"Gümüş Kasabası", "İnegöl Dağı"nın şarkan eteğinde kâ'in ve Hacıköyü'nün cenûbunda
ve iki kilometre kadar kurbunda ufak bir şehir olup cenûb ve garb tarafları mezkûr dağın
eteklerine istinâd etmekde ise de şark ve şimâl tarafları açıkdır. [357] İstinâd etdiği dağ ve
tepelerde kesretle gümüş ma'deni vardır. Bu münâsebetle mezkûr kasaba "Gümüş" nâmıyla
tesmiye edildiği zann olunmakdadır. Her hâlde bu kasabaya "Gümüş" dendiği 575 târîhinden
beri kayden ma'lûmdur. Sonra tesmiye edilmiş bir nâm değildir. 190
Ba'zı ulemâ tarafından ta'rîben "Kûmüs" ve tahvîlen "Fızza" nâmı isti'mâl edilen bu
"Gümüş Kasabası", ümerâ-yı Selçûkiyye'den "Emîr Gümüşlü" demekle meşhûr olan
"Emîneddîn Yûnus el-Kûmusî" himmeti sâyesinde inkişâf ederek 768 sâlinde meşâyih-i
Sühreverdiye'den "Ahî İbrâhim-i Basrî" bu kasabada neşr-i füyûzât ve bir tekke inşâ ve
mahdûmu "Ahî Burak Baba" evkâfını tanzîm etdiği münâsebetle Gümüş Kasabası kesb-i
ma'rûfiyyet etmişdir. 806'da "Çelebi Sultân Mehmed Hân" hazretleri taraflarından "Amasyalı
Kutlu Beyzâde Halîl Bey" gümüş ma'deni emîni olmuş ve 816'da beylerbeyi olan bu "Halîl
Paşa" 818'de tarz-ı Selçûkî üzere sengîn bir medrese-i âliye binâ ve evkâfını tanzîm ederek
şehri ihyâ etmişdir. Buna "Medrese-i Halîliyye" denir. [358]
833'de "Yörgüç Paşa" bu medresenin civârında oldukça büyük bir câmi-i şerîf ve
ba'dehû ma'den emîni olan "İskender Çelebi" 856'da bir mekteb inşâ etmiş ve Yörgüç Paşa'nın
câmii müşrif-i harâb olduğu münâsebetle 968'de sadr-ı esbak "Rüstem Paşa" müceddeden
kârgîr olarak inşâ ve yanına bir minâre-i beyzâ ve bir mekteb ve akâr olmak üzere sekiz dükkân
ilâveten binâ etdiğinden "Rüstem Paşa Câmii", "Rüstem Paşa Mektebi", "Rüstem Paşa Vakfı"
demekle meşhûr olarak şehri ihyâ etmişdir.
Ba'dehû "Molla Ali Efendi" bir mescid-i şerîf ve 1136'da "Karabaşoğlu el-Hâc Mehmed
Ağa" bir câmi-i şerîf ve bir mekteb ve 1227'de müftü "Şeyh Osmân Efendizâde Ebûbekir
Efendi", "Irgad Mahallesi"nde kâ'in mescidi müceddeden binâ ve ihyâ ve her biri evkâfını
tanzîm ederek şehrin i'mârına himmet ve hamiyyet-i dîniyyelerini îfâya müsâra'at etmişlerdir.
Devr-i Selçûkî'de ve saltanat-ı celîle-i Osmâniye'nin evâ'il ahdinde bu kasabada
darbhâne te'sîs olunarak sikke darb edilmiş olduğundan "Darbhâne" nâmı şimdi bir mahalleye
alem-i mahsûs olduğu gibi "Yörgüç Paşa"nın, ba'dehû "Rüstem Paşa"nın binâ ve tecdîd
eylediği câmi-i kebîr çiniler ile tarsî' edildiğinden "Çinili Câmi" denmiş ve şimdi bu nâm dahi
bir mahalleye alem-i mahsûs olarak kalmış ve 757 sâline kadar "Armağan Çelebi" ma'den emîni
190 Asrımızda umûr-ı nâfi'a hakkında intişâr eden ba'zı resâ'il-i mevkûtede "Gümüş ma'deninin bu kasabada keşfi
1140 târîhlerine tesâdüf etdiği" gösterilmekde ise de sehve mübtenî olduğu şübhesizdir. Burada gümüş ma'deni
emînleri 648 târîhlerinden beri târîhen mazbûtdur.
179
191

