Page 197 - 1-4_2
P. 197
Amasya Tarihi 1-4. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Amasya Tarihi Cilt: 1
Bu kaydın esâsı "Gâzi Çelebi"nin vakfiyesi olup 765 târîhinde tanzîm edildiğini iş'âr
eden vakfiyede "Sultân Tâceddîn Altunbaş bin Sultân Mes'ûd bin Sultân Keykâvus-ı Selçûkî"
eczâ-yı şerîfe-i Kur'âniyye kırâ'at için bâlâda ta'dâd edilen kurâyı vakf etdiği mezkûrdur.
"Tatar Kalesi"nde "Sultân Mes'ûd"un nâmına bir türbe, bir medrese ve bir câmi-i şerîf
mukayyed ve "Umur Bey Karyesi"nde "Şeyh Savcı" nâmına bir zâviye ve "Sultân Tâceddîn"
nâmına bir türbe muharrer ve bunların müderrisleri, hatîbleri, şeyhleri, cüzhânları, mütevellîleri
kayden mazbût olduğuna binâ'en "Şeyh Savcı", nâm-ı diğer "Umur Bey" [372] ve "Tatar
Kalesi" karyelerine azîmetle taharriyât-ı ciddiye icrâ edildiyse de "Tatar Kalesi"nde "Sultân
Türbesi" nâmıyla taş yığınlarından ibâret bir türbe harâbesi ve "Şeyh Savcı Karyesi"nde dört
duvârdan ibâret "Sultân Altunbaş"ın mezârı demekle meşhûr bir mezâr bulunabilmişdir.
Medreseden eser olmayıp her iki karyede ahşâbdan birer câmi ve tekke nâmına bir köy odası
bulunmakdadır.
"Tatar Kalesi" demekle meşhûr olan köyde vaktiyle Amasya'da ikâmet ve bilâd-ı Rûm'a
nezâret eden Tatar kumandanlarının bu civârda vekîl-i umûru olan Tatar Beyi oturduğu
münâsebetle tesmiye edilmiş olduğu gibi bu kazâ dâhilinde "Şeyh Durasın, Şeyh Bâyezîd, Şeyh
Savcı" nâmlarıyla meşhûr köyleri vardır.
IV - Dördüncüsü "Köprü Kazâsı"dır ki: Şarkan Havza, garben Osmâncık ve Boyabad,
cenûben Merzifon ve Hacıköyü ve şimâlen Bafra kazâlarıyla mahdûd olup merkezi "Taşan
Dağı"nın şimâl-i garbî eteklerinde iki tepenin ortasında ârızalı ve garba doğru mâ'il olan bir
mevki'-i latîfde kâ'in "Köprü Kasabası"dır.
Bu kasabanın nâm-ı kadîminde "Şın, Kedeğra" nâmlarına dâ'ir iki rivâyet mevcûd
olduğundan bunları tedkîk etmek fâ'ideden hâlî değildir. Evliyâ Çelebi, "Seyâhatnâme"sinde
diyor ki: "Bu şehir kadîmen "Şın " adıyla müsemmâ olup "Şın", "Amâlika" lisânında "köprü"
ma'nâsınadır." Şu rivâyetden anlaşıldığına göre "Şın Kasabası", [373] "Köprü Kasabası"nın
mevki'en ve ma'nen aynı olup biri Amelîkî, diğeri Türkî olur.
Kurûn-ı ûlâda "Amâlika" tâ'ifesinin Anadolu'da bulunduğu ba'zı rivâyât-ı za'îfeden
müstebân olmakda ise de bunu te'yîd edecek edille-i târîhiyye yokdur. "Şın" lafzının "Amâlika"
lisânında "köprü" ma'nâsına olduğunu tashîh edecek rivâyet, muharrir-i âcize mechûldür.
Binâ'en-aleyh, şu rivâyetin me'hazı ma'lûm olmadıkça şâyân-ı kabûl olması biraz müşkil olur.
"Kedeğra Kasabası" "Sultân Mes'ûd-ı Selçûkî" tarafından 538 târîhinde binâ edilmiş
olduğu ve "Kedeğra" nâmıyla tesmiye edildiği "el-Aylemü'z-Zâhir", "Câmiu'd-Düvel" gibi
tevârîh-i umûmiyyede mezkûrdur. Bu kasabanın "Kedeğra" nâm-ı kadîmi bütün kuyûd-ı atîka
ve sicillât-ı şer'iyyede mestûr olup "Köprü Kasabası"nın mevki'en aynı olduğuna dâ'ir kayd-ı
resmî ve delîl-i târîhî yokdur. Fakat gayrı olduğu tedkîkât-ı kuyûdiyyeden anlaşılmakdadır.
Şöyle ki:
"Yörgüç Paşa"nın "Köprü"ye âid vakfiyesinde "Kedeğra" medînesi civârında "Köprü
Karyesi" başında bir câmi-i şerîf binâ ve masârif-i şer'iyyesine dâ'ir ta'yîn-i vezâ'if etdiği
mezkûrdur. Kezâlik "Tâceddîn Paşa"nın vakfiyesinde "Kedegra Kasabası" civârında "Köprü
Karyesi"nde bir câmi-i şerîf ve imâret ve hamâm binâ ve evkâfını tanzîm etdiği mestûrdur. 834
târîhinde tanzîm edilen "Yörgüç Paşa"nın [374] ve 900 târîhinde tertîb olunan "Tâceddîn
Paşa"nın vakfiyelerinden anlaşıldığı üzere "Köprü", "Kedeğra Kasabası" civârında bir köy
olduğu muhakkakdır.
Bütün sicillât-ı şer'iyyede, vesâ'ik-i atîkada "Câmi-i Yörgüç Paşa Der-Karye-i Köprü
Der-Civâr-ı Medîne-i Kedeğra Tâbi'-i Amasya" ve "Câmi ve İmâret-i Tâceddîn Paşa
Der-Kasaba-i Köprü Der-Civâr-ı Medîne-i Kedeğra Tâbi'-i Livâ-i Amasya" diye mestûr
olduğundan "Kedeğra kasabası mevki'i başka, "Köprü Köyü" ve mu'ahharan "Köprü Kasabası"
mevki'i yine başka olduğu ve yekdiğerine muttasıl bulunduğu şübhesizdir. Şu hâlde "Köprü
Kasabası", "Kedeğra Kasabası"nın mevki'en aynı değil, belki mütemmimi olur. Bu iki nâmın
daha eskisi ne olduğu ma'lûm değildir.
184
196