Page 242 - 1-4_2
P. 242
Amasya Tarihi 1-4. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Lâkin hâkân-ı müşârün-ileyhin vefâtıyla Tûrsâl 253 Hân'ın cülûsu bu siyâsetin tebeddülüne bâ'is
oldu. Tûrsâl Hân, Türkistân'a ilticâ eden Îrân şâhı Yezdicerd'in mevâ'îdine aldanıp
münevverü'l-efkâr birkaç hânların, beylerin muhâlefetlerine rağmen ibrâz-ı mu'âvenet [71]
etmekle Ömerü'l-Fârûk Hazretleri dahi mukaddemen Türkistân'a duhûlden men' eylediği
mücâhidân-ı İslâmı yirmi ikinci sâl-i hicrîde Türkistân'ın fethine me'mûr ve kibâr-ı ümerâ-yı
sahâbeden Ahnef bin Kays radiyallâhu anh Hazretleri'ni emîrü'l-asker nasb buyurdu.
Bâlâda arz edildiği üzere mücâhidân-ı İslâm Belencer, Merv, Mokân gibi bilâd-ı
mühimmeyi feth etmekle Tûrsâl Hân cesîm bir ordu ile Yezdicerd'e mu'âvenet etmek üzere
hareket ve feth edilen bilâdı kısmen istirdâd eylediği hâlde mücâhidân-ı İslâmda ve hâssaten
emîrü'l-asker olan Ahnef Hazretleri'nde gördüğü ma'neviyyât-ı metîneye, ahlâk-ı hamîdeye
hayrân olup emîr-i müşârün-ileyhin şecî'âne mübârezesinden teşe''üm ve kendi hatâsını teferrüs
ederek Îrânîler'e mu'âvenetden vazgeçdi. Derhâl ordusunu gece kaldırıp merkeze avdet eyledi.
Mücâhidân-ı İslâmda gördüğü ahvâl-i hârika, dîn-i İslâma karşı efkârını tebdîl etmeğe başladı.
Yirmi üçüncü sene-i hicriyye gâyesinde Hazret-i Ömer'in şehâdeti ve yirmi dördüncü
senesi gurre-i muharreminde Hazret-i Osmân'ın hilâfeti vukû'una mebnî Horasân'ın idâresi
Basra vâlîsi Ebû Mûsa'l-Eş'arî Hazretleri'ne tefvîz buyurulmuş olduğu münâsebetle
müşârün-ileyhin hüsn-i idâresi sâyesinde Türkistân kıt'asında temâyülât-ı İslâmiyye günden
güne tezâyüd ediyor, tav'an kabûl-i İslâm edenler çoğalıyor idi. Hattâ Tohâristân denilen Togar
İli emîr-i Horasân Ahnef radiyallâhu anh Hazretleri'ne tav'an inkıyâd, sulhen [72] dehâlet
ederek kısm-ı mühimmi kabûl-i İslâm etdiler. Hazret-i Ahnef dahi Togârîler'e hüsn-i mu'âmele
ederek fezâ'il-i İslâmiyyeyi gösterdi.
Lâkin Mecûsî olan Îrân halkı Merv eyâleti civârında bulunan Türk hânlarını dîndâşlık
sâ'ikasıyla iğfâl ve dâ'ire-i ittifâklarına idhâl ederek aralık aralık isyân etmekle 24 sâlinden 35
târîhine kadar mücâhidân-ı İslâm ile bunlar arasında muhârebe oluyor, ekseriyetle mücâhidân-ı
İslâmın galebe etmeleri bilâd-ı Mâverâ'ü'n-Nehr'de olan Türkleri îkâz ve İslâma celb etmekden
hâlî kalmıyor, mücâhidân-ı İslâm dahi Heytal ya'nî Mâverâ'ü'n-Nehr'e tecâvüz etmiyordu.
Fakat 36 sâlinden ya'nî emîrü'l-mü'minîn Osmân-ı Zi'n-nûreyn Hazretleri'nin
şehâdetinden 72'de Abdullah bin ez-Zübeyr'in şehâdetine kadar mücâhidân-ı İslâmın mes'ele-i
hilâfet nizâ'ıyla yekdiğeri aleyhinde iştigâli ve hâssaten Benî-Ümeyye'nin kuvve-i cebriyye ile
ihrâz-ı hilâfeti ve bu uğurda hânedân-ı risâletin istîsâli, Türkler'in eski temâyülâtını izâle
etmekle kalmayıp mücâhededen maksad neşr-i diyânet değil, belki ihrâz-ı saltanat, iddi'â-yı
hükûmet olduğu fikrini Türkler'e ilkâ ve pek ziyâde sû'-i te'sîr ediyordu.
Tursâl Hân, takrîben otuz beşinci sâl-i hicrîde vefât edib Merv hânlığında bulunan
"Karan, Kuran Hân" 254 Ba'dehû İsen Hân ve elli altıncı sâl-i hicrîde Kutlug Hân mesned-i
hâkânîye iclâs edilmişdir. [73]
İsen Hân 255 sulh ve müsâlemeti sever, Çagân Hân mesleğinde bir kimse olup ümerâ-yı
İslâma karşı mümâşât-kârâne hareket eyler ve hilâfet nizâ'ıyla kâ'im olan münâza'ât-ı
dâhiliyyeyi ta'kîb ederdi. 56 sâlinde Kutlug Hân'ın cülûsundan sonra Horasân vâlîsi olan Sa'd
bin Hazret-i Osmân bin Affân, nehr-i Ceyhûn'u geçip harben Tirmiz (Turmît)'e kadar geldiyse
de müşârün-ileyhin avdetiyle berâbar istirdâd olundu.
77'de Kutlug Hân fevt olup yerine Ratîl (Artîl) Hân Türk hâkânı olduğu esnâda ümerâ-yı
Emeviyye'den Ubeydullâh bin Ebî Bekre Türkistân'a duhûl edib münhezimen avdet etmekle
Abdülmelik bin Mervan Horasân eyâletini Irâk vâlîsi zâlim-i meşhûr Haccâc'ın hükûmetine
ilâve ve Türkistân işini Haccâc'a havâle ederek hükûmet-i Emeviyye-i Şâm'ın inkırâzı esâsını
vaz' etmiş oldu.
253 Tûrsâl, "uysal" vezninde her bir fersah mesâfede vaz' edilen alâmet-i sâbiteye ve rekz edilen âbideye ve taşa
denir. "Tesebbüt etmek" ma'nâsına olan "tursamak" masdarından me'hûzdur.
254 "Kuran", tanzîm-i silâh eden kimseye ve "Kural" usûl-i nizâma denir.
255 İsen, sağ ve sâlim kimse ma'nâsına olup Türkçemizde "esen" denir.
540
241