Page 265 - 1-4_2
P. 265
Amasya Tarihi 1-4. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Amasya Tarihi Cilt: 2
Ünsü'l-Mühec'de "Tanûsîn ve Danûsiyye, Amasya'nın şimâl-i garbîsinde olup
Amasya'ya iki merhale kadar karîb olduğu" mestûrdur. Şu ta'rîfden müstebân olduğu üzere
"Tanûsîn, Tanûşîn" şimdiki Köprü ya'nî Kedağra kasabasıdır. Evliyâ Çelebi,
Seyâhat-nâme'sinde Köprü kasabasını ta'rîf ederken "buraya Amâlika dilinde "Şîn" denir"
demesi mezkûr Tenûşîn kelimesinin nısf-ı ahîrinden kinâye olmalıdır.
Çünkü Tanûş, lisân-ı Rûmî'de Tanûs okunur, Tânûş demekdir. Mu'ahharan Köprü'ye
"Denûsiyye, Tenûsîn" ve Sivas mülhakâtından olan Kasabaya aslı üzere "Tanûs" denmişdir.
Tanuş ve Tânış, lugaten "fehm ve idrâk" ma'nâsına olup Tûrânîler'den pek çok ricâle alem
olmuşdur. [132] Şâm hükümdârı Tânış Hân-ı Selçûkî pek meşhûrdur.
Ba'dehû Amasya hükümdârı olan Avk Hân bu Tânûş Hân'ın oğlu olmalıdır. An'anât-ı
mahalliyeden müstefâd olduğu üzere Avk Hân Amasya hükümdârının oğlu olup Mecîdözü
Kasabası kurbunda vaktiyle bir kazâ merkezi olan şimdi Avgât karyesinin şimâl-i garbîsinde
bir kale inşâ ve "Avgât" nâmıyla tesmiye etmişdir. Avgât, Avk'a mensûb demekdir.
Avk, "yavk" vezninde avcı bir kuşa denir. Lugaten "Avîk" dahi denmişdir. Evliyâ
Çelebi, Seyâhat-nâme'sinde "Lâdik kasabasını binâ eden Amasya kayâsıresinden ya'nî
mülûkından Hâvîk" dediği bu Avîk olmalıdır. Sivas mülhakâtından Hâfîk (كيفاح), Hâfîk (قيفاح),
Hâfîk ( كيفاه) kasabasını ve kalesini binâ eden her hâlde bu Avîk Hân olacaktır.
Ba'dehû kable'l-hicre 1520 târîhine kadar müte'addid Amâs, Argûn, İli, Sânûs, Sülîm,
Kâvus, Mangır gibi hükkâm-ı Tûrâniyye Amasya'da hükûmet etdikleri zann olunur. Çünkü
bunlardan Amâs Hân, târîhen Amentâs demekle ma'rûf olup Harşenûn kıt'asında akvâm-ı
mütecâvire ile harb etmişdir.
Sânûs Hân Amasya'da hükûmet edib şimdiki Erba'a kazâsının eski merkezi olan Sonusa
(Sanusa, Sanusât) karyesinde vâki' eski kasaba ve kaleyi diğer Amasya hükümdârı Kâvus Hân
dahi şimdiki Havza (Hâvza, Kâvsâ) kasabasını ve kalesini ve Mangır Hân [133] dahi şimdiki
Gümüş kasabasında bir kale inşâ etdikleri zann olunmakdadır. Sânûs "muhâsib" ve Kâvus
"târid ve mâni'" ma'nâlarınadır.
Ünsü'l-Mühec de Sonusa kasabasını "Sânise" ve Havza kasabasını "Hâviz" ve Gümüş
kasabasını da "Mankıriyye" kayd ediyor. Mangır, Mângır ya'nî "bakır" demekdir. Vesâ'ik-i
atîka-i şer'iyyede şimdiki Havza kasabası "Hâvize (هزواح), Hâvize (هزواخ), Kâvize (هزواق), Hâvize
(هزواه)" nâmlarıyla mestûrdur ve hâlâ elsine-i âmmede "Kavza" nâmıyla mezkûrdur.
Mukaddime'de tafsîl edilen "Ancere" şimdiki Havza'nın garb tarafında mu'ahharan binâ edilmiş
bir kasaba-i meşhûre olmalıdır.
Amasya'da hâlâ müşâhedesi temâşâ-gerânın hayretini mûcib olan pek çok âsâr-ı atîka
bu devrin âsâr-ı bâkiyesinden olduğu pek çok âsâr-ı atîka mütehassıslarının beyânâtından
anlaşılmakdadır.
Ez-cümle Amasya'nın ortasından akan Yeşilırmak’a bu zamânlardan i'tibâren "İrîs, Îrîs"
nâmı verilmekde olduğu bütün tevârîh-i şarkiyye ve garbiyyede mestûr olup bu ırmağın
Amasya'ya menâfi'-i azîmesi olduğu münâsebetle encüm-perest olan Amâsîtler bu ırmağı
ma'bûd ittihâz etdikleri İrîs'e teşbîh ve onun nâmıyla tesmiye etdikleri anlaşılır. Bu ırmağa
"Nehr-i Amâs" dahi denir idi.
Medhal'de beyân olunduğu üzere encüm-perestlerin en büyük re'îs-i rûhânîsine bu İrîs'e
nisbetle "İrîsât" ve galat olarak "İrîstât" dendiği nakl edilmiş idi. İşte bu İrîstâtlar'ın hânlar kadar
nüfûzu [134] olduğu Amasya'da mevcûd olan dahmelerinden bellidir.
Şarl Teksiye'nin Amasya mağaralarını beyân ederken "birinin kapısı üzerinde bulunan
bir kitâbe, büyük bir kâhinin, krallar kadar iktidâra mâlik olan büyük kâhinlerden birinin türbesi
olduğunu gösterir" dediği, Ziyâre yolu üzerinde vâki' Aynalı Mağara olup bu İrîstâtlar'dan
birinin türbesi olduğu şübhesizdir.
563
264