Page 278 - 1-4_2
P. 278

Amasya Tarihi 1-4. Cilt                                                             Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
                                                                             Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR


                      Roma ser-askeri Lüküllüs  kable'l-hicre  693  evâ'ilinde  muhteşem  bir  alây  ile  şimâl
               boğazından  Amasya  şehrine  girip  şimdiki  "Bahçeler  İçi"  demekle  meşhûr  olan  bahçelerin
               şimâlinde kâ'in ve el-yevm "Gülüs" nâmıyla iştihâr eden çayırlığa nüzûl etdi.
                      Roma  askeri  çapulculuğa  pek  ziyâde  hâhişger  oldukları  münâsebetle  Amasya  şehri
               tahrîbden  masûn  olduysa  da  fenâ  hâlde  yağmaya  ma'rûz  oldu.  Romalılar  Samsun'dan
               Amasya'ya kadar çekdikleri meşakkatlerin acılarını çıkarmak için şerâ'it-i teslîmiyyeyi hiçe
               sayarak her şenâ'eti irtikâb etdiler. [170]
                      Çünkü fezâ'il-i insâniyyeden mahrûm olan insânlar için şerâ'it ancak kuvvetle kâ'im
               olan hasa'isden ibâretdir. Kuvvetin zevâlinde şerâ'itin ehemmiyeti yokdur. Lüküllüs, bu sûretle
               Amasya'da bir müddet kalıp Yedinci Mihridâd'ın kendisine teslîm edilmesini Dikrân'a teklîf
               eyledikde Dikrân muvâfakat etmediği hâlde yüz bin asker tedârik ederek Mihridâd'a terfîk ve
               Pon  kıt'asına  i'zâm  eylediği  gibi  kendisi  dahi  kuvve-i  mevcûdesini  alıp  Mihridâd'ı  takviye
               eyledi.
                      Lüküllüs bu tedârikât-ı askeriyyeyi istihbâr ederek asâkir-i külliye celb ve cem' edib
               Amasya'dan  hareketle  Diyârbekir'e  doğru  gitdi.  Yedinci  Mihridâd  ma'iyyet-i  mevcûdesiyle
               Lüküllüs'ü karşılayıp dördüncü def'a çarpışdıysa da yine muvaffak olamayıp "İdes" nâmıyla
               müsemmâ olduğu hâlde Ermeniler tarafından "Erdeş" tesmiye edilen Urfa şehrine sığındı.
                      Lüküllüs bundan sonra Diyârbekir'i muhâsara ve tazyîk edib Dikrân son dereceye kadar
               müdâfa'a  eylediyse  de  galebe  edemediği  cihetle  münhezimen  firâr  eylediğini  müte'âkib
               Lüküllüs  Diyârbekir'i  zabt  etdiği  gibi  Dikrân'ın  merkez-i  hükûmeti  olan  Nusaybin  üzerine
               yürüyüp Dikrân'ın orada bulunan birâderini de kaçırdı, şehri de aldı.
                      Fakat şu vukû'âtı müte'âkib Dikrân bir tarafdan ve Pon hükümdârı Yedinci Mihridâd
               diğer tarafdan bir kuvve-i kâfiye cem' ederek Lüküllüs'ün yorgun askeri üzerine şiddetli hücûm
               icrâsıyla harben galebe etmeleri [171] telâfî-i mâ-fâta sebeb oldu.
                      Dikrân,  kendi  memâlikini kurtardığı  gibi Yedinci  Mihridâd dahi  gelip Pon kıt'asına
               bilâ-müşkilât girdi. Amasya'da tedârikât-ı askeriyyesini ikmâle çalışdı.
                      Romalılar bu mağlûbiyeti ta'mîr için ikinci bir ordu tertîb ve Roma kumândânlarından
               meşhûr Pompeyüs nâmında bir generali ser-asker nasb ederek Küçük Asya'ya ikinci def'a i'zâm
               ve Anadolu kıt'asını istîlâya kıyâm etdiler.
                      Roma ser-askeri Pompe, serî' bir sûretde hareket ederek Firikya ve Galatya üzerinden
               Pon kıt'asına girdi, Yedinci Mihridâd'ı harben mağlûb edib askerini dağıtdı. Geldiklan ovasında
               ufak bir mukâvemete tesâdüf eylediyse de bunu da ber-taraf edib Yedinci Mihridâd'ın tahassun
               eylediği Amasya kalesini muhâsara etdi.
                      Kable'l-hicre  691'de  Pompe,  Amasya'yı  şedîden  muhâsara  ve  tazyîk  eylediği  hâlde
               Mihridâd  dahi  o  nisbette  müdâfa'a  ediyordu.  Fakat  muhâsaranın  şiddeti  müdâfa'ayı  gayr-i
               mümkün  bir  hâle  getirmiş  olduğu  cihetle  Yedinci  Mihridâd  bi'z-zarûre  hemşîrelerini  habs
               eylediği  Harsân  (Niksâr)  kalesine  firâr  ve  tahassun  eyledikde,  Amasya  şehri  ve  kalesi
               Pompeyüs'e arz-ı teslîmiyyet eyledi.
                      Pompe,  Amasya  kalesine  muzafferen  girdikden  sonra  aşağı  kaleyi  ya'nî  şimdiki
               İçerişehir'in surlarını ve yukarı kaleyi yıkdırıp hâk ile yeksân, üstündeki sarâyı fenâ hâlde vîrân
               ve pek çok halkı katliâm ederek [172] fenâ bir gâlib için medeniyyet, teskîn-i intikâma kadar
               her şenâ'eti irtikâba cesâret demek olduğunu i'lân etmiş oldu.
                      Ba'dehû Pompe, vîrân eylediği  Amasya'dan askerini  kaldırıp Mihridâd'ı tutmak için
               Niksâr'a  gitdi.  Niksâr,  kadîmen  put-perest  olan  râhiblerin  yatağı  olarak  bunların  nazarında
               mukaddes bir şehir olduğu cihetle Pompe, buraya bilâ-mukâvemet girmezden evvel Mihridâd,
               Kafkasya'ya geçdi. Binâ'en-aleyh Pompe Harsân'a ya'nî Niksâr'a bir şey yapmadı. Yalnız adını
               değişdirip "Diyos Polis (Tanrı İli)" tesmiye eyledi.
                      Pompe, Niksâr'dan kalkıp Ermeni kralı Dikrân üzerine gitdi.  Kemâl-i  enâniyetle ve
               büyükçe bir kuvvetle Pompe'yi Diyârbekir önünde karşılayıp harb eylediyse de mağlûb olarak



                                                           576
                                                           277
   273   274   275   276   277   278   279   280   281   282   283