Page 281 - 1-4_2
P. 281

Amasya Tarihi 1-4. Cilt                                                             Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
               Amasya Tarihi Cilt: 2


               sarâyı biz göremiyoruz, ancak buralarda ya'nî el-yevm "Düldül Ayağı" denilen yerin üzerinde
               görülen kârgîr binâlar o sarâyın harâbesi olmak ihtimâli pek kavîdir. 287
                      Çünkü kale için pek dar ve yüksek olduğu hâlde sarây için pek güzel bir yerdir. Hâlbuki
               orada bizim gördüğümüze göre bir yol şehir ile dâ'imâ irtibâtını muhâfaza edegelmişdir. Bu
               sarâyı yapan krallar kimdir? Buna dâ'ir hiçbir işâret yokdur.
                      Fakat İstrabon, mağaraların sûret-i kat'iyyede krallar mezârı olduğunu beyân ediyor, biz
               de  inanmak  mecbûriyetindeyiz.  Şurası  doğrudur  ki,  burada  Mihridâd'ın  â'ilesi  hükûmet
               etmişdir. Diğer tarafdan o büyük Mihridâd'ın vefâtından elli altmış sene sonra bu mezârlar
               hakkında mevcûd olan vesâ'ik-i târîhiyye, sarây ve mezârların o â'ileye mensûb olduğunu isbât
               eder.  [179]  Sıra  üzerine  görülen  beş  mezâr,  Mihridâd'dan  evvel  gelen  kralların  mezârı
               olmalıdır. Diğer mezârlar dahi vardır.
                      Aynalı Mağara'ya gelince, Jorj Perro diyor ki: "Civârında Ziyâre karyesinin nâmı gâlibâ
               bu mezârın çok ziyâret edilmesinden nâşî tesmiye edilmişdir. 288  Bu mağaranın orta penceresi
               üzerinde iki satır yazı olup üst tarafı mükemmel okunduğu hâlde alt tarafı silinmişdir.
                      Jorj Perro, alt tarafın silinmesi esbâbını şöyle nakl ediyor: "Ata binmiş olan bir Türk,
               oradan geçerken mağara önünde hayvânı yere düşmüş, mağara içinde şeytân olduğunu i'tikâd
               eden o Türk hiddetinden o yazıyı ya'nî alt satırını silmiş ve üst satırı yüksek olduğu münâsebetle
               erişemediğinden silememişdir". 289
                      Jorj Perro, bu mağara hakkında Amasya'yı ziyâret eden Mortman [180] ve Papas Buri
               gibi  müsteşriklerin  efkârını  nakl  etdikden sonra diyor  ki: "Ezmine-i  kadîmede  Komena,
               Komenât'da bulunan büyük râhiblerden gâyet müteneffiz ve krallar kadar iktidâra mâlik olan
               birinin İrisâttayis'in mezârı olduğu şübhesizdir."
                      Çünkü İstrabon'un naklinden ma'lûm olduğu üzere o asırlarda bu memleketin en büyük
               adamları Zila'da ve Komena'da bulunan râhibler idi. Bu râhiblerden Amasya'da doğmuş olan
               Darilus pek meşhûr olup Filitr'in oğlu ve İstrabon'un akrabâsından idi. Bu Aynalı Mağara'nın
               aşağı  tarafında  görülen  ufak  bir  mağara  â'ile-i  hükümdârîye  mensûb  Pifodor  nâmında  bir
               kadının mezârıdır.
                      Tabakâtu'l-Hükemâ'da  mestûr  olduğu  üzere  hükemâ-yı  kadîmeden  coğrâfî-i  meşhûr
               Amasyalı İstrabon, bir Â'ile-i Berberiyye'den (Â'ile-i Bâriye'den olacak) tevellüd edib ibtidâ
               Nikiyye'de  Aristo  etbâ'ından  Aristudimos  nâm  hakîmden  fesâhat  ve  edebiyâtı,  hikmet  ve
               mantıkı ahz ve telakkî ederek meşşâ'iyyûn mesleğini ihtiyâr etmişdi.
                      Ba'dehû Amisos'da hakîm-i meşhûr Tiraniyon ile sohbet ve ondan riyâzât ve gramatiki
               ahz ederek işrâkiyyûn mesleğini kabûl etmiş; ba'dehû İskenderiyye, Tarsûs, Silifke şehirlerinde
               hikmet  tedrîs  edib  mu'ahharan  ahvâl-i  araziyyeyi  tedkîke  ve  târîhe  merâk  ederek  seyâhata
               çıkmışdı.
                      İbtidâ  Asyâ-yı  Sugrâ'yı  geşt  ü  güzâr  edib  sonra  Lidya,  Mısır,  Sûriye,  İgrikiye,
               Makedonya, Roma, İtalya, Lidonya, Galya ve Afrika [181] kıt'alarında seyâhat ve kürre-i arzın
               tûl ve arzını tedkîk ve ikmâl-i seyâhatle Roma'da ikâmet etmişdir.
                      Gezdiği  yerlerin  ahvâl-i târîhiyye  ve  coğrâfiyyesi  hakkında  iki  eser-i  mühim  te'lîf
               ederek fenn-i  târîh  ve  ilm-i  coğrafyaya  pek  büyük  hizmet  eylemiş  idi.  Bunların  bir  kısmı
               mu'ahharan ele geçip Avrupa'da müte'addid merâkiz-i ilmiyyede mükerreren tab' ve neşr edildi.


               287   Mukaddime'de bu sarâya dâ'ir îzâhât-ı lâzıme verilmişdir.
               288   Ziyâre  hakkında  Mukaddime'nin  verdiği  îzâhâta  mürâca'at  buyurulduğu  takdîrde  bu  tesmiyenin  esbâbı
                  anlaşılır. Aynalı Mağara, beyne'l-müslimîn ziyâret edilecek bir mezâr olmak üzere telakkî edilmiş değildir ki
                  bu tesmiye vârid-i hâtır olsun.
               289   Perro'yu oraya götüren yerli Hristiyânlar Türkler'i tezyîf için şöyle masalı tasnî' edebilirler. Fakat Avrupa
                  müdekkikleri böyle açık hezeyâna inanacak kadar bön olmadıkları şübhesiz ise de Hristiyân söylediği için
                  doğruluğuna kanmış olmalıdırlar. Bu masalın doğruluğu takdîrinde alt satırıyla üst satırın arası gâyet açık
                  değildir ki altını bozan üstüne erişemesin de üstü şimdiye kadar kalabilsin. Amasya'da böyle bir hikâye aslâ
                  işidilmemişdir. Taş üzerinde oymalı yazılar kolay kolay yazılabilir mi?
                                                           579
                                                           280
   276   277   278   279   280   281   282   283   284   285   286