Page 286 - 1-4_2
P. 286
Amasya Tarihi 1-4. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
taksîm eylediği esnâda Pon ve Kapadokya krallığını da yeğeni Valentiyen nâmında bir prense
tevcîh etmişdir.
Pon kralı Valentiyen imparator Kostantin'in birâderzâdesi olup Pon ve Kapadokya
krallığına kable'l-hicre 286'da nasb olunmuşdur. Buna kral Habniyaliyen dahi denir. Vâlî-i
sâbık Pelin, Amasya metropolidi Asteris, kral Valentiyen’in nezdinde müşâvir ve muhterem
olarak kaldıkları münâsebetle Hristiyânlığın neşrinde eski tazyîkâta avdet etmişler idi.
Lâkin kral Valentiyen’in müsâ'adesiyle icrâ edilen tazyîkât ve iz'âcât, Hristiyânların
müşrik tanıdıkları tebe'ayı pek bîzâr etmekle Pont kıt'asında meskûn olan Tûrânîler, İskitya
denilen Hazar hânlarından istimdâd etmeğe başladılar. Çünkü cem'iyyet-i beşeriyyeyi isyâna
sevk eden birinci kuvvet, cân yakmakdan ibâretdir.
Silsile-nâmelerde mezkûr olduğu üzere Pon kralı Valentiyen devrinde Hazar hükümdârı
olan Sikrî Hân bin Gökböri Hân 293 Tûrânîler'in feryâdına erişmek için aldığı bir kuvve-i kâfiye
ile İbarya [194] üzerinden mükerreren Pon kıt'asına duhûl ederek Tûrânîler'in üzerinden
tazyîkâtın ref'ini taleb ediyor, Valentiyen’in askerlerini bozuyordu.
Nihâyet Roma askerleri Sikrî Hân'ın hücûmlarından bîzâr olarak kral Valentine'yi sekiz
sene sonra ya'nî kable'l-hicre 278'de evlâdıyla beraber katl ve itlâf edib hürriyet-i mezhebiyyeyi
kabûl etmişler, Anadolu'daki Tûrânîler de tazyîkât ve ta'assubât-ı Hristiyâniyyeden
kurtulmuşlardır. Fakat Kostantin'in oğlu Konstans müstakillen Roma imparatoru oldukda eski
mezâlim ve ta'assubât-ı Hristiyâniyye olanca şiddetiyle infâz-ı ahkâm etmeğe başlamakla
Hazar hükümdâr-ı meşhûru Sikrî Hân Küçük Asya'da Tûrânîler'e îkâ' edilen mezâlimi def'e
gayret ederek hamiyyet-i milliyesini gösterdiği meşhûrdur.
Tevârîh-i umûmiyyede mestûr olduğu üzere kable'l-hicre 276-227 sâline kadar elli sene
zarfında Konstans, Yulyanus, Valentin, Valanis, Garasiyan, Maksimiyus, Te'odos nâmlarında
yedi nefer Roma imparatorlarından Yulyanus'dan mâ-adâ altı neferinin inân-ı ihtiyârı, zimâm-ı
idâresi kilise elinde olduğu cihetle Roma teba'asına Hristiyânlığı cebren kabûl etdirmek için
her zulmü revâ görüyorlar, her vahşeti adâlet gibi icrâ ediyorlardı. Binâ'en-aleyh Te'odos
devrinde Roma teba'ası içinde Hristiyân olmayan bir tek nefer bile kalmamışdı.
Fakat bu kadar tazyîkât, koca Roma imparatorluğunu yangın yerine [195] çevirecek bir
felâket ocağını yakıyordu. Çünkü Romalılar'ın diyânet, medeniyyet nâmına irtikâb etdikleri
vahşetler, bütün İslavları, Almanlar'ı, Tutunlar'ı, Cermenler'i, Gollar'ı pek ziyâde igzâb ediyor,
her millet Roma aleyhinde isyân bayrağını kaldırıyordu.
Bi'l-hâssa Tûrânîler Asya'da Romalılar'ın mezâliminden son dereceye geldikleri cihetle
en ziyâde sâhib-i nüfûz olan Tûrânîler'den Hazar, Fin, Macar oymakları ve Hunlar ya'nî On
Uygurlar tevhîd-i kuvâ ederek Romalılar'ın aleyhinde ittifâka çalışıyorlardı.
Küçük Asya'da en ziyâde hükmü nâfiz olan Hazar hükümdârı Sikrî Hân'ın vefâtında
Silsile-nâmelerde mestûr olduğu üzere oğlu Gilgây Hân yirmi sene hükûmet edib kable'l-hicre
259'da vefâtıyla oğlu Mengli Hân, ba'dehû bunun oğlu Kâlîb (Sâlîb) Hân Hazar hükümdârı ve
Roma imparatoru Te'odos'un mu'âsırı olarak Tûrân ittihâdına dâhil olmuş idi.
Hunlar'ın hâkânı olar Runa (Urun) Hân ve ba'dehû Rukilas (Irkıl) Hân tûrân ittihâdına
muvaffak oldukdan sonra Hazar hükümdârı Sâlîb Hân idâresinde Becenekler, Sakîtler,
Gurşîler, Lekzler, Kumânlar'dan bir kısmını Anadolu'ya irsâl ve diğer kısmını Avarlar, Tatarlar,
Finler, Macarlar, Nogaylar gibi Tûrân oymaklarıyla tevhîd ve istishâb ederek Avrupa'ya hücûm
eyledi.
Tevârîh-i umûmiyyenin verdiği tafsîlât üzere işte bizim Pon kıt'ası [196] bu esnâda ya'nî
kable'l-hicre 231 hudûdunda Hazar hükümdârı Sâlîb Hân'ın kumandası altında bulunan
Becenekler ile Kumânlar tarafından işgâl olunarak Roma idâresi Pon kıt'asından ve merkezi
293 "Gökböri" gök kurt ve Sikrî de bizim "çakır" dediğimiz avcı bir kuşdur. Yunânîler bunu "İskaris, Sikravis"
şeklinde zabt etmişlerdir.
584
285