Page 307 - 1-4_2
P. 307

Amasya Tarihi 1-4. Cilt                                                             Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
               Amasya Tarihi Cilt: 2


                      Ikdu'l-Cümân'da Bedreddîn Mahmûd el-Aynî 349 senesi vekâyi'inde diyor ki: "Bu sene
               Türkler'den iki yüz bin çadır halkı kabûl-i  İslâm etmekle bunlar "Türk Îmân" nâmıyla yâd
               olundular. Ba'dehû "Türk Îmân" lafzı tahfîf olunarak "Türkmân" denmişdir!". 311  [252]
                      Fakat "el-Muhtâr Fî Târîhi'l-Ahyâr"'da mestûr olduğu üzere bu Türkler "Guz" demekle
               meşhûr Oğuz Hân evlâdı olan Türkmenler olup bir günde kabûl-i İslâm etmeleri de bu târîh ile
               Câmiu'd-Düvel'den müstebân olduğu üzere şöyle cereyân etmişdir:
                      Türkistân hâkânı olan "Habak, Kâbak, Kâbûk" Hân, Oğuz Hân'ın torunu Salur Hân
               neslinden  olduğu  münâsebetle  "Habaku's-Salgurî"  demekle  meşhûr  idi.  Bunun  sâlârı  ya'nî
               müdebbir-i umûru olan ser-askeri, Oğuz Hân'ın diğer torunu olan Kınık Hân soyundan Dukak
               (Togâk Bây) idi. Kabuk Hân, ehl-i İslâm aleyhinde muhârebe etmek fikrinde olduğu hâlde
               mehâsin-i İslâmiyyeyi kalben takdîr eden Togak Bây dahi kabûl-i İslâm fikrinde olmakla araları
               bozulmuş idi.
                      Şu tehâlüf-i efkârdan dolayı Togâk Bây, Kabuk Hân'ı terk edib onunla harb etmeğe
               kadar varmış idi. Çünkü Togâk Bây, akıl ve dehâsıyla meşhûr olan Toktemür'ün torunu olup
               Türkmenler arasında gâyet mutâ', tedbîr ve nüfûzuyla meşhûr bir kahramân-sîret olduğu cihetle
               Kabuk Hân, bunun nüfûzundan istifâde etmek üzere celbini muvâfık buluyor, muhâlefetini
               tehlikeli görüyor idi.
                      Binâ'en-aleyh Kabuk Hân, birâderleri Suli ve Ulug Hânlar'ı tavsît ederek Togâk Bây'ı
               celbe teşebbüs eylediği esnâda Togâk Bây'ın kabûlünü teklîf eylediği dîn-i İslâmı bi'l-müşâvere
               kabûle karâr vermeleri üzerine bütün [253] Türkmen oymakları bunlara muvâfakat etdiler, bir
               günde üç milyonu mütecâviz Türkmenler şeref-i İslâm ile müşerref oldular.
                      Kabuk Hân, mukaddemen Türkler'in kabûl-i İslâmında hizmeti sebk eden Bugrâ Hân'a
               teşbîhen  Türkmenler  arasında  "Bugrâ  Hân"  demekle  meşhûr  olmuşdur.  Türkistân  hâkânı
               "Bigvâ,  Bigrâ,  Bugrâ"  gibi  eşkâl-i  muhtelifede  zabt  edilen  hükümdâr  budur.  Kuvvet-i
               kâhiresiyle neşr-i İslâma himmet eden bütün hânedân-ı Selçûk'un cedd-i a'lâsı da işte bu Togâk
               Bây'dır.
                      Gelelim sadede: Ehl-i İslâmın yüreklerini dağlayan Rûm imparatoru Nikofor Fokas,
               kendi zevcesi olan Te'ofanu ile Anadolu vâlîsi ve kendi perverde-i ni'meti olan Yani Zimiskis'in
               mu'âşakası uğruna 354'de rakîbâne maktûl olarak Yani Zimiskis Rûm imparatoru olmuşdur.
                      Pon ve Kapadokya vâlîsi olan Bardas Fokas, maktûl olan imparator Nikofor Fokas'ın
               yeğeni olduğuna binâ'en imparatorluğu işgâl eden kâtil Zimiskis'in şu cinâyeti, inân-ı ihtiyârını
               selb ederek imparatorluğa karşı isyân ve Amasya'da istiklâlini i'lân eyledi.
                      Bu  esnâda  hâricen  pek  meşgûl  olan  imparator  Yani,  Bardas  Fokas'ın  isyânından
               müte'essir olup Pon vâlîliğine nasb eylediği Savdes (Te'odos) nâm bir generali kuvve-i kâfiye
               ile  Pon  kıt'asına  irsâl  etmiş  idi.  Bi'l-muhârebe  Bardas  mağlûb  ve  esîr  olmakla  Harşene
               zindânında mahbûs ve Te'odos da Amasya'ya vâlî olarak mukîm oldu. [254]
                      Pon vâlîsi Te'odos, 356'da Amasya'ya girip idâre-i umûr-ı vilâyet etmekde iken Bardas
               Fokas, bir fürce bulup hafiyyen mahbûsdan firâr ve başına cem' edebildiği avenesiyle bir gece
               Te'dos'un  hânesini  basıp  kendisini  ve  avenesini  katl  ederek  takrîben  357'de  ikinci  def'a
               Amasya'da isyân ve krallığını i'lân eyledi.
                      İmparator Yani, bunun def'ine Anadolu vâlîsi Bardas Sıklarus nâmında bir kumandânı
               me'mûr  etmekle  iki  Varda  (Bardas)  mükerreren  çarpışdılar.  Nihâyet  Pon  kralı  nâmını  alan
               Bardas  Fokas,  Anadolu  vâlîsi  olan  Bardas  Sıklarus'un  eline  esîr  düşdüğü  cihetle  derhâl




               311   Hâlbuki müverrih-i müşârün-ileyh cild-i evvelde Türkmenler'in kabâ'ilini tafsîl ederken Türkmen denmesinin
                  sebebini şöyle beyân ediyordu, gûyâ: "İskender, Türkistân'a hücûm eylediği esnâda Türkler'den pek çoğu firâr
                  ve bir azı da sebât etmiş idi. İskender, sebât edenlere hitâben Acem lisânıyla "înân Türk-mânend" ya'nî, bunlar
                  Türk'e  benziyorlar,  demesiyle  "Türk-mânend"  terkîbi  bu  sebât  eden  Türkler'e  alem  olmuş,  ba'dehû  tahfîf
                  olunarak "Türkmân" kalmışdır". Bâlâda sebk eden tedkîkât üzerine bunların her ikisi de yakışdırma şeylerden
                  ibâretdir.
                                                           605
                                                           306
   302   303   304   305   306   307   308   309   310   311   312