Page 316 - 1-4_2
P. 316
Amasya Tarihi 1-4. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
merdâneleri, gayret-i müslimâneleri sâyesinde istirdâd edilerek Türkler öz vatanlarına,
sılalarına kavuşdular. [278]
ALTINCI FASIL
Türkler'in öz yurdu olan Amasya Sancağı'nda Togânîler'in ya'nî
Dânişmendîler'in neş'etlerini, sûret-i idârelerini, Amasya Sancağı'nı idâre eden
beylerinin ahvâlini, âsâr-ı medeniyetlerini ma'lûm olabildiği kadar beyân ve tafsîl eder.
Amasya fâtihi olan "El-Melikü'l-Mücâhid Şemseddîn Ebû Nasr Ahmed et-Togânî"
bütün tevârîh-i İslâmiyyede "el-Melik Ahmed ed-Dânişmend et-Türkmânî, Melik Dânişmend
Ahmed Gâzi" demekle meşhûr olup tevârîh-i umûmiyye, kuyûd-ı mazbûta ve mahkûka ile
tatbîk ve mukâyese olundukda müşârün-ileyhin ensâbını kayd u zabt ederken te'lîf ve cem'i
kâbil olacak derecede ba'zı ihtilâfâta ya'nî galat-ı zabta ma'rûz oldukları görülmekdedir.
Melik-i müşârün-ileyhin hafîdi olan el-Melik Mecdeddîn Yağıbasan ed-Dânişmendî'nin
560 târîhli vakıf-nâmesinde "el-Melik el-Mücâhid Ahmed bin Alî bin Ca'fer bin Hüseyin" diye
mestûr olup Târîh-i Âl-i Dânişmend bunu te'yîd etmekle beraber müşârün-ileyhin âbâ vü ecdâdı
Harezm'de meskûn Türkmen beylerinden ve hân evlâdından olduğunu ve ba'zı ma'lûmâtı ilâve
ediyor.
Bu ma'lûmâtın hulâsası "Dürretü'l-Eslâk fî Sîreti Mülûki'l-Etrâk"da şöyle muharrerdir:
"Şemseddîn Ahmed ed-Dânişmend bin Alî bin Migrâb et-Türkmânî, Malatya emîri olan Ömer
bin Nu'mân bin Ziyâd'ın kızı [279] Nazaru'l-Cemâl'den tevellüd etmişdir. Bu Nazaru'l-Cemâl,
es-Seyyid Ca'fer ibni Sultân Hüseyin bin Rebî' bin Alî bin Abbâs el-Malâtî nâmında bir zâtın
hemşîresi, ya'nî Sultân Hüseyin bin Rebî'in kızı olan es-Seyyide eş-Şerîfe el-Aleviyye'nin
kızıdır".
El-Kâmil, Târîh-i Baybars, Ikdü'l-Cümân nâmlarıyla meşhûr olan müdevvenât-ı
târîhiyyede "el-Melikü'l-Mücâhid Şemseddîn Ahmed bin Alî bin Mitrâb bin Tablu
et-Türkmânî" diye mestûr olan melik-i müşârün-ileyhin sülâlesi Mesâlikü'l-Ebsâr'da "Ahmed
bin Alî bin Mıdrâb bin Tablu" ve Revâmîzü'l-A'yân'da dahi "Ahmed bin Alî bin Nasr bin Tanlu"
ve ammizâdesi olan Antakya emîri hakkında "Yağbasan bin Muhammed bin Nasr" ve Târîh-i
Baybars'da bu emîrin sülâlesi "Yağbasan ibni Muhammed bin Alp Arslan bin Kutlu
et-Türkmânî" diye zabt edilmişdir.
Reyhânetü'l-Ervâh'da melik-i müşârün-ileyhin ammizâdesi olan bu emîrin sülâlesi
"Yağıbasan bin Muhammed bin Alp Arslan et-Togânî" diye mestûr olduğu gibi diğer
ammizâdesi olan Süli Gâzi Bey'in hafîdi Emîr Şâhenşâh'ın Nîksâr'da kemâl-i müşkilât ile
bulunup kırâ'at edilebilen seng-i mezârında "Emera bi-imârati hâzihi't-türbeti'l-meymûneti
el-emîrü'l-isfehsâlâr el-ecellü'l-kebîr el-âlimü'l-âdil Bedreddîn Atabeg Ebû Mansûr Şâhenşâh
bin Arslandoğmuş et-Togânî fî târîhi seneti semânin ve seb'îne ve hamsi-mi'e" diye mahkûkdur.
Bu kitâbe-i mahkûkada mestûr olan "Arslandoğmuş (Arslan [280] Togmuş) Bey,
melik-i müşârün-ileyhin dâmâdı ve ammizâdesi olan Suli Gâzi Bey'in oğlu olup Lâdik kazâsı
dâhilinde Toganlu Karyesi, mâlikâne olmak üzere Suli Bey'in ahfâdından Emîr Bahâ'eddîn
Şâhenşâh bin el-Emîr Sa’deddîn Suli bin el-Emîr Nûreddîn Ebi’l-mekârim Uluğ 320 bin el-Emîr
Bedreddîn Şâhenşâh'ın ve evlâdının uhdelerinde bulunduğu kuyûd-ı atîkadan anlaşılmakdadır.
Şimdi şu rivâyât ile kuyûd-ı mahkûka ve mazbûtayı cem' ve telfîk, yek-diğeriyle
mukâyese ve tatbîk ederek aralarını te'lîf edebilmek kâbil olduğu meydândadır. Çünkü, melik-i
müşârün-ileyhin Nîksâr'da şimdiki meşhûr olan kabrinin tâm şarkında ve üst tarafında vâki' bir
türbe-i atîkanın şimâle nâzır olan kapısı bâlâsında gâyet musanna' bir hatt-ı kûfî ile kızılca bir
320 Matbu nüshada ulug (غلا) şeklinde geçen ifadeyi Uzunçarşılı eserinde uluğ (غولوا) şeklinde okumuştur. Bkz.
Kitabeler, s. 63.(Ed.).
614
315