Page 319 - 1-4_2
P. 319

Amasya Tarihi 1-4. Cilt                                                             Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
               Amasya Tarihi Cilt: 2


                      Suli  Bey,  Lâdik  şehrini  bir  hamlede  feth  edib  Canik  taraflarına  doğru  hareket  ve
               umûmen Samsun sancağını zabta himmet eylediği hâlde Amasya'nın imdâdına gelmek üzere
               yola  çıkan  Kastamonu  fırkası  Nikonya  beyi  Nastûr'u  takviye  etdiği  cihetle  Çavlı  Bey'in
               mükerreren hücûmu akîm kaldığı iş'âr edilmekle Melik Ahmed Gâzi Bey derhâl bir kuvve-i
               kâfiye alıp İltigin Gâzi ile 468'de Nikonya'ya gitdi.
                      Melik  Ahmed  Gâzi  Bey,  Kastamonu  fırkasını  fenâ  hâlde  perîşân  ederek  Nikonya
               kalesini feth ve beyi olan Nastûr'u Serkis Ahmed vâsıtasıyla der-dest ve esîr eylediği esnâda
               bir  mahdûmu  tevellüd  etdiği  haberi  vürûd  etmekle  teşekküren  mevlûdun  nâmını  "İzzeddîn
               Muhammed"  tesmiye  ve  Nikonya  livâsını  Türkmenler'in  Alayuntlu  neslinden  teşa''ub  eden
               meşhûr Çorumlu Oymağı    324  re'îsi İlyâs Bey'e tevcîh ve Çavlı Bey'i Karatigin Gâzi ile [287]
               Çangırı fethine me'mûr etdikden sonra Nastûr'u alıp Eflenus (Osmâncık) tarafına azîmet eyledi.
                      Târîh-i Âl-i Dânişmend'in verdiği şu ma'lûmât Dürretü'l-Eslâk'da şu tarzda muharrerdir:
               "Şemseddîn Ahmed Dânişmend, ba'dehû hareket ederek o taraflarda kürsî-i memleket-i küffâr
               olan Harşene şehrine geldikde sâhibi (vâlîsi) Şettât mukâbele ve ehl-i İslâm şehri muhâsara
               edib şehri feth  etdikden sonra el-yevm "Çorumlu" demekle meşhûr "Nikonya" şehrini  feth
               eylediği gün bir oğlu doğduğu tebşîr olundu".
                      Melik Ahmed Gâzi Bey, İltigin ile Eflanus kalesini cebren feth edib emâretini yine
               Alayuntlu  neslinden  Sorkunlu  Oymağı  re'îsi  Osmân  Bey'e   325   tevcîh  etdikden  sonra
               "Mangıriyye,  Gümüş"  kalesi  önüne  geldi.  [288]  Burayı  birkaç  gün  muhâsaradan  sonra
               Mangıriyye  326  ve müte'âkiben Merzifon ahâlîsi istîmân etmekle Melik Ahmed Gâzi bunları zabt
               edib  ikmâl-i  fütûhât  için  ümerâdan  birkaçını  birer  kuvve-i  kâfiye  ile  "Kavuz,  Havza"  ve
               "Tenuşin, Köprü" kasabalarını zabta irsâl ve kendisi de Amasya'ya avdet eyledi.
                      Melik Ahmed Gâzi, Amasya'da Nestûr'u cerâ'im-i sâbıkası ve ta'addiyât-ı zâlimânesi
               ma'lûm olduğu cihetle salben i'dâm edib küçük oğlu kabûl-i İslâm etdi. Muhaddis-i meşhûr Ebû
               Abdullah Muhammed bin Nestûr er-Rûmî el-Harşenî budur. Melik Ahmed Gâzi Bey'in bu
               seferinde Amasya'da kâ'im-makâmı, kölesi olup i'tâk ederek halîlesi Gülnûş Bânû'ya kethüdâ
               nasb etdiği silahdârı Mübârekşâh idi.
                      Hulâsa  Canik  ve  Karahisâr-ı  Şarkî  ve  havâlîsi  Suli,  Çangırı  ve  havâlîsi  Çavlı,
               Kayseriyye ve Ankara ve havâlîsi Tursân Beyler'in himmetleriyle feth olunarak eski Pon ve
               Kapadokya kıt'ası kâmilen Melik Ahmed Dânişmend Gâzi Bey'in zîr-i hükmüne idhâl edildi.
               Bizans imparatoru Aleksiyus, Normanlar ile pek meşgûl olduğundan bi'z-zarûre İznik şehrine
               kadar  gelen  Mansûr-ı  Selçûkî'ye  Konya,  Aydın  vilâyetlerini  ve  Ankara  hudûdunu  geçip
               Üsküdâr'a doğru gelen Dânişmendîler'e dahi Sivas, Ankara ve Trabzon vilâyetlerini tevârîh-i
               muhtelifede teslîm eyledi. [289]
                      Fakat Sultân Alp Arslan tarafından Anadolu hükûmetine nasb olunan Mansûr-ı Selçûkî,
               maktû'  vergisini  Sultân  Melikşâh'a  irsâl  etdiği  hâlde  feth  etdiği  bilâd-ı  cesîmeye  nisbetle

               324   Çorumlu Oymağı Nikonya şehrinde tavattun etdikleri münâsebetle Nikonya şehri "Çorumlu" demekle meşhûr
                  olmuş idi. Bu ta'bîr bin târîhine kadar bütün evrâk-ı resmiyyede muhâfaza edildiği hâlde mu'ahharan edât-ı
                  nisbet  hazf  edilerek  asıl  kabîleyi  teşkîl  eden  "Çorum,  Çârum"  nâmıyla  meşhûr  olmuşdur.  Çorum,  eski
                  Türkçemizde "meserret, memnûniyet" ma'nâsına olan "çârûm" lafzından galat olup memnûn ve mesrûr olan
                  kimseye  lugaten  "çarak"  denir.  Meşhûr  "Çaruklu  Oymağı"  da  "çaraklu"  ta'bîrinden  galatdır.  Bunlardan
                  Çarakşâh bin Sâlih Bey bin İlyâs Bey meşhûrdur.
               325   Bâlâda zikr edildiği üzere Eflanus ya'nî Aplan nâmında Tûrânî bir zâtın eser-i binâsı olup fetihden sonra buraya
                  "Sorkun" dendiği ve mu'ahharan 731 târîhinden i'tibâren "Osmâncık" nâmıyla şöhret bulduğu anlaşılır. Çünkü
                  Sorkun emîri olan Osmâncık Bey ibni Muhammed Bey'in 731 târîhli vakıf-nâmesinde Beyler Câmi'ini binâ ve
                  emlâkini vakf etdiği musarrahdır. Bunun birâderi Emîr Sâreddîn Ahmed Çelebi vak'ası karîben zikr olunur.
                  789 târîhli vakfiye sâhibi Sencer Bey bunun ammizâdesi olup Ahmed Çelebizâde Mahmûd Çelebi ve bunun
                  mahdûmu Tokad beyi Muhammed Paşa'dır. Bunların cümlesi de Sorkunlu Kabîlesi ümerâsından idi. Kargılı
                  Oymağı, Alayuntlu neslinden olup Osmâncık kazâsında bir nâhiyedir.
               326   Bu kasaba esnâ-yı fethinde "Mangûriyye" ve ba'dehû "Gümüş Pâzârı" nâmıyla tesmiye edildiği 757 târîhli bir
                  vesîka-i  şer'iyyede  "Abdülmelik  el-Gâzî  bi-medîneti  Gümüş  Pâzârı"  imzâsıyla  mu'anven  olmasından
                  anlaşılmışdır. Ba'dehû "Gümüş, Gûmuş" denmişdir.
                                                           617
                                                           318
   314   315   316   317   318   319   320   321   322   323   324