Page 325 - 1-4_2
P. 325

Amasya Tarihi 1-4. Cilt                                                             Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
               Amasya Tarihi Cilt: 2


               muhkem ve sengîn binâları Amasya'nın esnâ-yı fethinde müslim Türkler yıkabilirdi. O zamân
               yıkmayıp da Amasya'dan sür'atle çekilirken yıkmaları mümkün değildir.
                      Melik  İsmâ'il  Gâzi,  ehl-i  salîb  fırkasının  Amasya'dan  çekildiklerini  müte'âkib  gelip
               harâb  olan  Amasya'yı  i'mâr  etmeğe  çalışıyor,  fakat  ehl-i  salîb  alaylarının  mütemâdiyen
               Anadolu'ya verdikleri dehşet, kulûb-ı İslâmiyyeyi ya'nî insânlığı bilen her ferdi dil-hûn etdiği
               cihetle Melik İsmâ'il Gâzi her ihtimâle karşı kuvve-i askeriyyesini hâzır bulunduruyor, Konya
               hükümdârı Kılıç Arslan Hân ile müttefikâne hareket ederek her ikisi de ehl-i salîb ordularına
               karşı Anadolu'da bir sedd-i âhenîn oluyordu.
                      Melik İsmâ'il Gâzi, Amasya'ya geldikden sonra Rûmlar'dan Niksâr ve Karahisâr-ı Şarkî
               şehirlerini ve havâlîsini tahlîs ederek Hüseyin Gâzizâde Ahmed Bey'e tevcîh eylediği esnâda
               ehl-i  salîb  alaylarının  Konya  hükümdârı  Sultân  Kılıç  Arslan'ı  dûçâr-ı  hezîmet  ederek
               Kayseriyye üzerine yürüdükleri haberi şâyi' olmuş idi.
                      Çünkü tevârîh-i umûmiyyeden müstebân olduğu üzere İznik tarafında Kılıç Arslan'ı
               ric'ate mecbûr eden ehl-i salîb kumandânı Kont Bemind [305] (Bohemond) bir kuvve-i azîme
               ile Kayseriyye üzerine hareket  ederek orayı istîlâ etmeğe çalışıyor, fakat Kayseriyye vâlîsi
               Alemüddîn Gümüştigin ile girişdiği muhârebede ehl-i salîb fırkası münhezim ve kendisi de
               Gümüştigin Gâzi'ye esîr oluyordu.
                      Ba'dehû  münhezim  olan  ehl-i  salîb  alayları  General  Simyon  kumandasında  ictimâ'
               ederek Ankara tarafına hücûm ediyorlar, Ankara vâlîsi Fetih Hân Gâzi birkaç bin mücâhide
               bâliğ  olan  ma'iyyet-i  mevcûdesiyle  son  dereceye  kadar  müdâfa'a  ediyor,  fakat  ehl-i salîb
               alayları günden güne çoğaldığı cihetle Fetih Hân ric'at etmeğe mecbûr oluyor, Çorum sancağına
               geliyordu.
                      Ehl-i salîb alayları Ankara'yı alıp derûnunda meskûn olan ehl-i îmânı tekmîl katliâm ve
               Fetih  Hân'ı  ta'kîb  ederek  veche-i  azîmetleri  Amasya  merkezi  olmak  üzere  Çorum  üzerine
               hareket  ediyorlardı.  Melik  İsmâ'il  Gâzi,  Amasya'da  bu  vekâyi'-i  müdhişeyi  haber  aldıkdan
               sonra  beş  bin  kadar  mücâhidlerden  mürekkeb  olan  ma'iyyet-i  mevcûdesiyle  491'de  Çorum
               şehrine gidiyor,  ehl-i  salîbin vicdânsız alayları gelmezden  evvel  bir hud'a-i  harbiyye tertîb
               ediyordu.
                      Ankara vâlîsi Fetih Hân'ı gâyet tüvânâ üç bin mücâhid ile bir pusuya bırakıyor, kendisi
               de  ufak  bir  meydân  muhârebesinden  sonra  Nikonya  (Çorum)  kalesine  kapanıyor,  kaleden
               müdâfa'a ederken [306] bir gün ansızın bir hurûc hareketi yapıyor, biraz harb etdikden sonra
               bozgunluk gösteriyor, ehl-i salîb alayları bunu ta'kîb ederken tâm pusuya düşüyorlar, pusudan
               çıkan üç bin mücâhid ehl-i salîbe şiddetli bir sûretde arslan gibi saldırıyor, Melik İsmâ'îl Gâzi
               de yüzgeri ederek ehl-i salîbi ortaya alıyordu.
                      Melik İsmâ'îl Gâzi ile Fetih Hân Gâzi gâyet fedâkârâne bir sûretde elli, altmış binlerden
               mürekkeb ehl-i  salîb  alaylarıyla  merdâne  harb  ederek  her  iki  tarafdan  dahi  zâyi'ât-ı  azîme
               oluyor, fakat netîceyi yaralı oldukları hâlde i'lâ-yı insâniyyet, ihyâ-yı İslâmiyyet uğuruna bezl-i
               nüfûs eden ancak üç yüz mücâhid kazanıyor, ehl-i salîb alayları hasârât-ı azîmeye uğradıkdan
               sonra kaçıyorlar, Melik İsmâ'îl Gâzi ile Fetih Hân bunları ta'kîb ediyor, Emîr Gümüştigin'in
               kuvve-i imdâdiyyesiyle cümlesini Ankara hudûdundan çıkarıyordu.
                      Târîh-i  Baybars'da  şu  vekâyi'-i  müdhişe  şöyle  telhîs  olunuyor:  "491'de  Firenkler,
               Gümüştigin  bin  ed-Dânişmend  harbinde  münhezim  oldukdan  sonra  bi'l-ictimâ'  Engûriyâ
               denilen kaleye yürüdüler. Orayı alıp derûnunda bulunan ehl-i  İslâmı kâmilen katl etdikden
               sonra Harşene civârında bir kaleye yürüyüp orayı muhâsara etdiler. Bu kalede 331  [307] bulunan
               İsmâ'il bin ed-Dânişmend ma'iyyet-i askeriyyesini cem' ve mukâtele etdikden sonra Firenkler'i
               tertîb etdiği pusuya düşürdü. Pusudan çıkanlar ile İsmâ'îl bin ed-Dânişmend birleşip Firenkler'i




               331   Bu  kalenin  Çorum  kalesi  olduğu  muhakkak  değildir.  Bozok  kalesi  olması  da  muhtemeldir.  Ancak  ba'zı
                  karâ'in-i târîhiyye bu kalenin Çorum şehri olduğunu zann etdiriyor.
                                                           623
                                                           324
   320   321   322   323   324   325   326   327   328   329   330