Page 327 - 1-4_2
P. 327
Amasya Tarihi 1-4. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Amasya Tarihi Cilt: 2
ve Bağdâd'a celb ederek ihtilâfâtı suhûletle hall ve tesviye ve Kayseriyye ile Malatya ve
havâlîsini kemâ-kân Gümüştigin uhdesinde ibkâ ve Sivas emâretini de Melik Dânişmendzâde
Gâzi İbrâhim Bey'e i'tâ etmişdir.
495'de Kılıç Arslan-ı Selçûkî ehl-i salîb ile harb ederek onları mülkünden tard etmekle
nüfûz-ı hükûmetini tezyîd etmiş idi. 497'de Malatya'yı Emîr Gümüştigin'in Kayseriyye'de
bırakdığı kâ'im-makâmı Anuştigin elinden ahz eyledi. Bağdâd şıhnesi Gümüştigin bunu haber
aldığı esnâda efendisi Berkyaruk Hân 498 evâ'ilinde vefât eylediğini müte'âkib Bağdâd
şıhneliğinden ma'zûlen Kayseriyye'ye avdet etdi. Fakat eski nüfûzunu gâ'ib eylediğinden
bi'z-zarûre Amasya hükümdârı Melik İsmâ'il Gâzi'ye tâbi' oldu.
Mesâlikü'l-Ebsâr gibi tevârîh-i mühimmede mestûr olduğu üzere 500'de Musul vâlîsi
Cigermiş (Çigremiş) 332 Bey vefât ederek yerine oğlu Zengî Bey emâretini i'lân eylediği esnâda
Selçûk hükümdârı Sultân Gıyâseddîn Muhammed Hân tarafından Musul vâlîliğine Çavlı
Bey 333 nasb ve irsâl edilmiş, Musul ahâlîsi Çavlı Bey'in kuvvetine karşı Zengî Bey'in aczini
bildikleri cihetle Konya [311] hükümdârı Sultân İzzeddîn Kılıç Arslan Hân tarafına arz-ı
teslîmiyyet ederek müşârün-ileyhi da'vet etmişlerdir.
Bu da'vete binâ'en Sultân Kılıç Arslan, bir kuvve-i kâfiye alıp Konya'dan hareketle 500
senesi receb-i şerîfinin yirmi beşinci günü Musul'a giriyor, şehri tesellüm etdikden sonra
vâlîliğini on bir yaşında bulunan şehzâdesi Mes'ûd'a tevcîh ediyor, ba'dehû Musul vâlîsi nasb
olunan Çavlı Bey'le harb ederken bozuluyor, ric'at ederken de Habur (Abur) nehrine düşüp
sene-i mezbûrenin şevvâlinde yâhud zilka'desinde boğuluyor 334 , bunu müte'âkib Kayseriyye
emîri Alemüddîn Gümüştigin dahi Kayseriyye'de vefât ediyor. Bu sûretle memleket-i
Selçûkiyye ile vilâyet-i Kayseriyye münhal oluyordu.
Çavlı Bey, harben kazandığı muvaffakiyet üzerine Musul'u zabt ederek vâlîsi bulunan
Sultân Mes'ûd bin Kılıç Arslan'ı tutup Sultân Gıyâseddîn Muhammed-i Selçûkî nezdine
gönderdiği gibi Sivas vâlîsi Melik Gâzi İbrâhim Bey dahi büyük birâderinin mu'âvenetiyle
ibtidâ Kayseriyye'yi zabt ederek orayı Gümüştigin'in vefâtında istîlâ eden Anuştigin
et-Türkmânî'yi tutup Amasya'ya Melik Gâzi İsmâ'îl Dânişmendî nezdine gönderiyor, ba'dehû
memleket-i Selçûkiyye'de meskûn olan Türkmen ümerâsı Amasya hükümdârına arz-ı
mutâba'at etmeleri [312] üzerine Gâzi İbrâhim Bey memleket-i Selçûkiyye'yi zabt edib birâderi
tarafından eyâlet-i Selçûkiyye vâlîsi oluyor.
Bu târîhden i'tibâren memleket-i Dânişmendiyye, memleket-i Selçûkiyye ile birleşip
Amasya hükümdârı Melik Gâzi İsmâ'il Hân Anadolu hükümdârı ve Amasya şehri dahi Anadolu
hükûmetinin merkezi oluyor, Sultân Kılıç Arslan, Selçûk hükümdârı Sultân Gıyâseddîn
Muhammed Hân'ın Musul vâlîliği mes'elesinde emrini dinlemeyip hilâfını iltizâm etdiği cihetle
Sultân Muhammed Hân, memleket-i Selçûkiyye'nin Âl-i Dânişmend'e intikâl etdiğine
aldırmıyor; Çünkü Âl-i Dânişmend Âl-i Selçûk'un fer'-i sülâlesi ya'nî yek-diğerinin
ammizâdesi bulunuyordu.
Anadolu hükümdârı Sultân Seyfeddîn İsmâ'îl Hân Amasya'da ikâmet edib Kayseriyye
emâretini küçük birâderi İzzeddîn Muhammed Bey'e ve Sivas emâretini Niksâr beyi Gâzi
Ahmed Bey'e tevcîh ederek Trabzon ile Sinop'u ikinci def'a feth etdikden sonra 506'da
Amasya'da irtihâl-i dâr-ı na'îm etdiği tahmîn olunmakdadır. Müşârün-ileyhin 335 Amasya'da
türbesi, Şâmlar mahallesinde zâviyesi, İçeri Şehir'de Loğ Minâre demekle meşhûr bir câmii 336
olup Firenkler'in harâb etdiği [313] Semendû (Ziyâre) kasabasını muhtasaran binâ ederek
"Dânişmendiyye" nâmını vermiş idi. Bu kasaba mu'ahharan tevsî' edilerek mahallâta münkasim
332 Uykusunu terk etmiş, müteyakkız kimseye denir.
333 Çavlı, "doğan yavrusu" demekdir. Nâmûskâr ve nâfizü'l-kelim adamlara dahi denir.
334 Sultân-ı müşârün-ileyhin cesedi ırmakdan çıkarılıp Meyâfârikîn şehrinde defn edilmişdir.
335 Tercüme-i hâli cild-i râbi'de tahrîr edilmişdir.
336 Bu câmi'-i şerîf melik-i müşârün-ileyhin eser-i binâsı olduğu ve Argun (Suluova)'da birkaç karyeyi buraya
vakf etdiği mu'ahharan tedkîkât-ı kaydiyyeden anlaşılmakdadır.
625
326