Page 332 - 1-4_2
P. 332
Amasya Tarihi 1-4. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Sultân Mes'ud'un Amasya'yı merkez-i hükûmet ittihâz etmesi, mücerred âb u hevâsının
letâfetinden değil, belki memâlik-i Dânişmendiye'yi tamâmiyle istîlâ etmek siyâsetinden
istifâde için idi. İşte Ikdu'l-Cümân'ın kayd eylediği vak'a budur. Çünkü Sultân Mes'ûd'un
Amasya'da Simre Kasabası'nı 538'de binâ etdirdiği müttefikan kayd edilmekdedir.
Dânişmendîler'in Amasya'da hükûmeti 467-538 târîhine kadar tâm yetmiş bir sene
devâm edib Melik Ahmed, İsmâ'il, İbrâhim, Sunkur, Muhammed, Yağıbasan nâmlarıyla altı
nefer zevât idâre-i hükûmet etmişlerdir. Bu hükûmet hudûd-ı Rûmiyye üzerinde müteşekkil
olduğu cihetle bunlar, [325] dâ'imî bir harb ve gazâda imrâr-ı hayât ederek "Gâzi" unvân-ı
mefharetiyle iktisâb-ı şeref etmişlerdir. Binâ'en-aleyh bunların cümlesi de "Melik Gâzi"
unvânıyla meşhûrdur.
Bu hükûmet-i Dânişmendiye, ibtidâ-yı teşekkülünde Rûmlar'ın nüfuzunu Anadolu'dan
tamâmiyle izâle edecek derecede kudret-i askeriyye gösterdikleri kâbil-i inkâr değildir.
Hudûd-ı garbiyyesini Üsküdâr'a kadar îsâl ederek Boğaz'dan geçen gemilerden vergi ve
gümrük alan bu hükûmetin nüfûzu sâyesinde Türkler'in Anadolu'da ebediyyen tavattun
edebilmeleri mümkün olabilmiş, hattâ Selçûkîler'in Anadolu'da nüfûz-ı hükûmetleri, bunların
mu'âvenet-i mâddiyesiyle idâme-i mevcûdiyet etmişdir.
Dânişmendîler, zann olunduğu gibi bir mekteb-i sıbyân hâceliğinden türemiş, sülâlesi
gayr-i mazbût adamlar değillerdir. Bunu iddi'â edebilmek için o zamân Türkler'in soylara,
husûsiyle irislere ne kadar dikkat ve ihtimâm etdiklerini unutmamak îcâb eder. Bir melikzâdeyi
iris olmadığından dolayı tahtından iskât eden Türkler, bu kadar mefâhir-i milliyeyi, me'âsir-i
dîniyyeyi meydâna getirecek derecede ibrâz-ı reviyyet ve şecâ'at etdikleri hâlde öyle bir mekteb
hâcesinin başına toplanacak bir seviyyede olmadıkları meydândadır.
Dânişmendîler, bâlâda arz edildiği üzere Selçûkîler'in mensûb olduğu "Kınık" sülâlesi
beylerinden ve hânzâdelerden olup "Toganlu" nâmıyla bir oymak teşkîl eden Togan Hân
neslinden [326] oldukları ve Selçûkîler'in ammizâdelerinden bulundukları cihetle Türkler,
Türkmenler arasında fevkalâde hâ'iz-i nüfûz ve i'tibâr idiler.
Yağıbasan Gâzi Arabiyyü'l-ibâre sikkeler kesdirmiş olup Meskûkât-ı İslâmiyye
Kataloğu'nda görüldüğü üzere bir sikkesinin yüz tarafında "el-melikü'l-âdil Nizâmeddîn
Yağıbasan bin Melik Gâzi" ve devresinde "Bin Melik Dânişmend Zahîr Emîrü'l-Mü'minîn" ve
arka tarafında belden yukarı, sağa müteveccih kıvırcık saçları bir çelenge bağlanmış bir sûret
tersîm edilmiş olup bu sûret Yağıbasan 342 Gâzi'nin tasvîri olmalıdır. Dânişmendîler'de
Rûmiyyü'l-ibâre sikkelerin mecmû'u da Melik Muhammed Gâzi Bey'e ve evlâdına mensûb
olduğu Katalog'da ayânen görülmekdedir.
Katalog'da "Sivas'da Dânişmendlüler" unvânı altında mülûk-i Dânişmendiye'nin sıra ile
yazılmasına göre bunların 343 merkez-i hükûmeti kuyûd-ı târîhiyye hilâfında Sivas olduğunu
işrâb etmekdedir. Hâlbuki mülûk-i Dânişmendiye'nin merkez-i hükûmeti Amasya şehri olduğu
Târîh-i Âl-i Dânişmend'in ifâdâtından müstebân ve Amasya'da mevcûd olduğu arz edilen âsâr-ı
Dânişmendiye dahi bunu mü'eyyiddir. [327]
Amasya, hükûmet-i Dânişmendiye'nin merkezi olmasaydı, Sultân Mes'ûd-ı Selçûkî
bütün memâlik-i Dânişmendiye'yi istîlâ etmek için Amasya'yı merkez-i hükûmet ittihâz etmeğe
lüzûm görmezdi. Kezâlik Emîr Gümüştigin sülâle-i Dânişmendiye'den değildir. 344
342 "Yağıbasan", "düşmanı basıp bozan" ya'nî "muzaffer" demekdir.
343 Katalog'da Melik Dânişmend Gâzî'nin târîh-i cülûsu 464 Gümüştigin Gâzî'nin târîh-i emâreti 477 kayd
edildiğine nazaran melik-i müşârün-ileyhin 477'de vefâtı anlaşılır. Hâlbuki tevârîh-i Arabiyye'nin zabtından
müstefâd olduğu üzere Melik Dânişmend Ahmed Hân bâlâda arz edildiği üzere 490 hudûdunda vefât etdiği
muhakkakdır.
344 Dânişmendîler'in sülâlesine ve terâcim-i ahvâline dâ'ir mü'essisleri olan Ahmed Gâzî tercemesine mürâca'at
olunmalıdır.
630
331