Page 351 - 1-4_2
P. 351

Amasya Tarihi 1-4. Cilt                                                             Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
               Amasya Tarihi Cilt: 2


               hademesiyle  beraber  şehîd  ve  Rûm  İsâk'ın  kokmuş  olan  cesed-i  maslûbunu  darağacından
               aldıkdan sonra ihtifâ etmişlerdir.
                      Bu  vak'ayı  müte'âkib  Erzurum  vâlîsi  Yâkût  ve  sevâhil  muhâfızı  Alîşîr  Beyler
               Amasya'ya gelip buldukları Baba'îler'i i'dâm ve yalancı peygamberin ümmet-i câhilesinden
               memâlik-i Selçûkiyye'yi tathîr etdikden sonra Konya hükümdârı Sultân Gıyâseddîn Keyhusrev
               dahi Cezîre-i Kubâd 385  üzerinden Çat Bükü'ne geçip Baba İlyâs'ı savma'asında bulmuş idi.
               Baba İlyâs, Baba İshâk'dan müteneffir, diyânet ve i'tikâdı enzâr-ı ulemâda müsellem olduğu
               münâsebetle afv edib çiftliğinde ikâmete me'mûr etmiş ve Çat Bükü mu'ahharan İlyâs Köyü
               demekle meşhûr olmuşdur.
                      Baba  İshâk,  Anadolu'da  Türkler'in  ahlâk-ı  sâfiyesini,  efkâr-ı  dîniyyesini  [380]  ifsâd
               eden Babalar'ın birincilerinden ma'dûd olup kendisi dünyâdan gideli sekiz yüz yıl olduğu hâlde
               bırakdığı  zehirli  efkârın  âsâr-ı  meş'ûmesi  bâkî  olarak  hâlâ  görülmekdedir.  Baba  İshâk'ın
               Amasya'da kabri hakkındaki tedkîkât ve taharriyât, Mukaddime'de "Anbarlı Evliyâ Türbesi"
               zeylinde  mezkûrdur.  İşte  Amasya'da  yalancı  peygamber  vak'a-i  târîhiyyesinin  tevârîh  ve
               tetebbu'ât ve istidlâlâta müstenid olan tafsîlâtı bundan ibâretdir.
                      Sultân  Gıyâseddîn  Keyhusrev,  Amasya'ya  geldikden  sonra  Sinâneddîn  Yâkût  Bey'i
               Erzurum'a i'âde edib münhal olan Simre (Amasya) vâlîliğine emîrü's-sevâhil olan Alâ'eddîn
               Alîşîr Bey'i ve sevâhil emâretine ya'nî muhâfazasına Halifet Gâzizâde Şücâ'eddîn Tekûr Sinan
               Bey'i ta'yîn ve Amasya kadılığına meşâhîr-i fuzalâdan müderris-i Halîfe Fahreddîn Alî bin
               Muhammed el-Buhârî'yi nasb etmiş ve Simre vilâyeti istîfâsına (defter-dârlığına) Sa'deddîn
               Yûnus el-Gümüşî me'mûr olmuşdur.

                      Alâ'eddîn Alîşîr Bey
                      Amasya ümerâsından  Selçûk  bin  Aydoğdu  Bey'in  oğlu  olup  akvâ-yı  ihtimâl  üzere
               638'de Amasya vâlîsi olmuşdur. Bunun hânesi Üçler Mahallesi'nin bir kısmında, bahçesi dahi
               şimdiki  Kağnı  Pazarı'nın  yerinde  olduğu  münâsebetle  buralara  "Alişîr  Bahçesi"  denir  idi.
               Mu'ahharan mahdûmu Gâzi Bey zamânında "Alîşîr Mahallesi" nâmını almış idi.
                      639'da Tatar hükümdârı Oktay Ka'ân vefât edib yerine [381] oğlu Geyük Hân Tatar
               hâkânı oldukda Ermenî ve Rûm papazları Çıgay Noyin vâsıtasıyla Geyük Hân'ı Hristiyânlığa
               temâyüle  meyl  etdirebilmişler  idi.  Bu  cihetden  Geyük  Hân'ın  siyâseti  İslâmiyyet  aleyhine
               müteveccih idi.
                      Baba İshâk'ın vefâtıyla münkesirü'l-hayâl olan Rûmlar, Erzurum'da bir mevcûdiyyet-i
               siyâsiyyeye  mazhariyyet  sevdâsıyla  her  türlü  fedâkârlığı  ihtiyâr  eden  Ermenîler  Eran
               (Revân)'da ikâmet eden Kafkasya vâlîsi Baycu Noyin'i müslim Türkler ve hâssaten Erzurum
               vâlîsi Sinâneddîn Yâkût Bey'in aleyhinde fevkalâde tahrîk ve teşvîk ediyorlardı.
                      Binâ'en-aleyh 640'da Baycu Noyin otuz bin Tatar askeriyle gelip Erzurum'u muhâsara
               eyledi. Yâkût Bey var kuvvetiyle müdâfa'aya kıyâm ederek Tatarlar'ı aylarca kale hâricinde
               it'âb eylediği hâlde kale derûnunda bulunan Hristiyânların hıyânetiyle Baycu Noyin kaleyi zabt
               etdikden sonra Yâkût Bey'i, oğlu ve pek çok ricâl-i İslâm ile beraber şehîd ve şehri başdan başa
               yağmâ etdi. Ba'dehû Sivas'a doğru yürüdü.
                      Târîh-i  İbni  Bîbî'de  mezkûr  olduğu  üzere  bu  fâci'ayı  işiden  Sultân  Gıyâseddîn
               Keyhusrev, tedârikât-ı harbiyyesini ikmâl edib derhâl hareket ve Amasya vâlîsi Alâ'eddîn Alîşîr
               Bey dahi  ma'iyyet-i  mevcûdesiyle  bu  orduya  iltihâk  ederek  Tatarlar'ı  karşılıyorlar  idi.  641
               muharreminin  altıncı  cum'a  günü  Sivas  kurbunda  kâ'in  Köse  Dağı  eteğinde  başlayan
               muhârebede  Selçûkîler  fenâ  hâlde  münhezim  olarak  Gıyâseddîn  Keyhusrev,  [382]  sâhib-i
               a'zamı Amasyalı Mühezzebeddîn Alî bin el-Keşânî, pervânesi el-Hâc Veliyyeddîn Umur Bey


               385   Cezîre-i Kubâd, Amasya kurbunda kâ'in Yeşil ve Çekerek Irmakları'nın arasında vâki' Kayabaşı olmalıdır.
                  Burası şeklen bir adaya benzer ve Çat Bükü'ne gâyet yakındır. Ba'zı tevârîhde Keyhusrev Hân, Baba İlyâs'ı
                  savma'asında basıp öldürmüş olduğu mezkûr ise de 656 târîhli elde bulunan vesâ'ik-i atîkada ber-hayât olduğu
                  görülmüşdür.
                                                           649
                                                           350
   346   347   348   349   350   351   352   353   354   355   356