Page 358 - 1-4_2
P. 358
Amasya Tarihi 1-4. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Anadolu nâzırı Alıcak Noyin, Hristiyânların tezvîrâtıyla bu müsâlemeti hoş görmüyor,
Mu'îneddîn Pervâne Bey dahi menâfi'-i İslâmiyyeyi rahne-dâr eden bu iki hükûmetin nüfûzu
te'âruz ve tehâlüf etdikçe Hristiyânların nüfûzu tezâyüd edeceğini idrâk ediyor, her hâlde iki
hükûmeti birleşdirmeğe çalışıyor, tabî'î kendi efendisi olan Kılıç Arslan Hân'ın istiklâlini
muvâfık-ı maslahat buluyordu.
Sâhib-i a'zam Mu'îneddîn Pervâne Bey, Simre nâzırı Alıcak Noyin'in Sultân İzzeddîn
Keykâvus'dan i'râzını ve Sultân Rükneddîn Kılıç Arslan tarafına meylini tahkîk edib birçok
fedâkârlıkla bu meyli takviye ve Alıcak Noyin'i tamâmiyle celb ederek Sultân Kılıç Arslan'ın
istiklâli esbâbını tehyi’e etmiş idi.
660'da Konya hükümdârı Sultân İzzeddîn Keykâvus'un Mısır sultânıyla ittifâk etdiği
fikri, Konya nâzırı Buyan ve Simre nâzırı Alıcak Noyinler'e ilkâ ve tezvîr edilmekle bunların
arz ve inhâsı üzerine Hülâgu Hân bîçâre Keykavus'u saltanatdan azl ve birâderi Rükneddîn
Kılıç Arslan Hân'ı müstakillen Anadolu hükümdârı nasb eyledi. Binâ'en-aleyh Sultân İzzeddîn
Keykâvus, perîşân bir sûrette memleket-i [400] Selçûkiyye'den çıkıp üç oğlu ve ba'zı etbâ'ıyla
Bizans imparatorluğuna ilticâ etmişdir.
Sultân Kılıç Arslan Hân, Simre hükümdârı iken Amasya, Tokat, Sivas beldelerinde
bi'l-münâvebe ikâmet etdiği münâsebetle Amasya vâlîsi Seyfeddîn Torumtay nâib-i saltanat
olarak tesviye-i umûr-ı vilâyet etmekde idi. Bu def'a sultân-ı müşârün-ileyhin Konya'ya azîmeti
hasebiyle Torumtay Bey Amasya'da ibkâ ve Pervâne Bey'in birâderi Emîr Kutbeddîn Osmân
mevki'-i dîvân-ı sultânî ve dayıları olan Hâce Sa'deddîn Yûnus el-Amâsî müstevfi'l-memâlik
ve Pervâne Bey'in dâmâdı Mecdeddîn Muhammed bin Hüseyin atabeg-i saltanat ve eniştesi
Hüsâmeddîn Geyük es-Salgârî emîrü'l-ümerâ olup Sultân Keykâvus'un vezîr-i a'zamı
Şemseddîn Mahmûd bin Baba İlyâs et-Tugrâ'î de Amasya'da pederi hânkâhında mütekâ'id
olmuşdur.
Bâlâda arz edildiği üzere Hristiyân papazlarının Kubilay Ka'ân'a ve birâderi Hülâgu
Hân'a pek ziyâde hulûlü hasebiyle bunların ta'zîbâtı ve Tatarlar'ın ta'addiyâtı ehl-i İslâma karşı
kesb-i dehşet ediyor, Anadolu'da müdhiş mezâlimin kesreti işidenleri ağlatıyordu. Kubilay
Ka'ân'ın heykeli ekser bilâd-ı cesîmede olduğu gibi Amasya'da şimdiki Tımarhâne civârına vaz'
olunarak önünden geçen müslimleri cebren bu heykele secde etdiriyorlar, etmeyenleri
öldürüyorlardı.
Kırım hükümdârı bulunan Berkây (Berke) Hân bin Cüci Hân [401] bin Cengiz Hân,
Moğol hânları içinde birinci olarak dîn-i İslâmı kabûl etmekle Hülâgu Hân'ın ehl-i İslâmı bu
kadar ta'zîb ve iz'âc etmesine dayanamıyor, Hülâgu aleyhinde i'lân-ı harb ederek hukûk-ı
İslâmiyyeyi muhâfazaya ve mezâlimi tahfîfe çalışıyor, diyânet-i İslâmiyyeyi ve ehl-i îmânı
müdâfa'a etmek için ulemâ ve ümerâ-yı İslâma rehberlik ediyor, ehl-i İslâmın üzerine çökmüş
olan acz ve meskenet hissiyâtını kaldırmak istiyordu.
Berke Hân'ın muhârebâtını ta'kîb eden ulemâ-yı İslâm, bir tarafdan papazların gâyet iyi
bir dîn-i hak olduğunu anlatmağa çalışdıkları Hristiyânlığın akıl ve mantıka muhâlif i'tikâdât-ı
sahîfesini gâyet ma'kûl ve mantıkî bir sûretde teşrîh ederek Tatarlar'ı Hristiyânlıkdan tenfîr ve
dîn-i İslâmın gâyet fıtrî, tab'-ı beşere gâyet mülâyim, akl-ı selîmin tabî'î bir sûretde kabûlüne
hâhişger bir vaz'-ı İlâhî olduğunu ma'kûlât ve mahsûsât ile isbât ederek onları kabûl-i İslâma
takrîb ve celb ediyorlar, diğer tarafdan ümerâ-yı İslâm, Tatar beylerine hissiyât-ı milliye telkîn
ederek bir kelime-i şehâdet bedelinde kızlarını onlara tezvîc ve onların kızlarını da kendileri
tezevvüc ederek alâka-i sıhriyyet meydâna getiriyorlardı.
Bu cümleden olarak Amasya'ya yeni gelmiş olan Karamsi, Söbüktay Noyinler Oktay
Ka'ân'ın müsteşârı Karaçin bin Çıgay Noyin gibi keskin bir Hristiyânın oğulları olduğu hâlde
Amasya ümerâsından [402] Hüsâmeddîn Biçâr el-Yâberî bunların hemşîresini tezevvüc ve
Pervâne Bey'in birâderi Kutbeddîn Osmân Bey de iki kızını bunlara tezvîc ve Anadolu nâzırı
656
357