Page 361 - 1-4_2
P. 361
Amasya Tarihi 1-4. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Amasya Tarihi Cilt: 2
Abaka Hân'ın nezdinde mukarreb olan İzzeddîn İbik Baba, Mısır [408] hükümdârından
yediği dayağın acısını çıkarmak için Abaka Hân'ı muttasıl bilâd-ı Mısriyye'nin teshîrine teşvîk
ediyor, mükerreren Mısır'a gidip Tebrîz'e geliyor, ümerâ-yı Mısriyye'nin ekseri hân tarafdârı
olduğunu haber veriyor, Abaka Hân da bunun tezvîrâtına inanıp bu tezvîrâta inzimâm eden
Hristiyânların teşvîkâtına binâ'en 675'de hükûmet-i Mısriyye ile harbe kalkışıyordu.
Fakat Anadolu ümerâsı ve efrâdı Tatar mezâliminden fenâ hâlde yıldıkları münâsebetle
bu harbi hoş görmüyorlar. Çünkü muhârebe Tatarlar'ın galebesiyle hitâm bulduğu takdîrde
mezâlimin katmerli olacağını cezm ediyorlardı. Lâkin Abaka Hân'ın harb edeceği de muhakkak
olduğu cihetle Türk ve müslim olan hükûmet-i Mısriyye'yi takviye etmek dînen ve maslahaten
muvâfık olduğunu teslîm etmekle beraber Tatarlar'dan korkuyorlar, Harbrut vâlîsi Hüsâmeddîn
Biçâr Bey gibi Pervâne Bey'in taraf-ı hilâfında bulunan ba'zı ümerâ hafiyyen hükûmet-i
Mısriyye ile muhâberâta cesâret ederek esnâ-yı muhârebede mu'âvenet edeceklerini hükûmet-i
Mısriyye'ye kaviyyen va'd ediyorlardı.
Anadolu'da mukîm olan Tatar ümerâsı, Anadolu müslimlerinin bu efkârına vâkıf
oldukları cihetle müslim olan beyleri tarassud altına alıyorlar, şübhelendikleri ümerânın ocağını
söndürüyorlardı. Binâ'en-aleyh hükûmet-i Mısriyye ile muhâbere-i hafiyyesi duyulan
Hüsâmeddîn Biçâr Bey ve oğlu Bahâ'eddîn Bahâdır Bey ve torunu Şihâbeddîn Ahmed Bey
675'de Mısır'a firâr etdiklerini müte'âkib Bahâdır Bey'in [409] kayınbirâderleri olup Amasya'da
mukîm olan Söbüktay Noyin ile Tokat'da mukîm Karmasî Noyin dahi Mısır'a gidiyorlardı.
Hulâsa 675'de Moğol başkumandânı Tutagun Noyin idâresinde bulunan Tatar askerleri
bilâd-ı Mısriyye'ye tecâvüz edib Anadolu başkumandânı Mu'îneddîn Pervâne Bey idâresinde
olan bîçâre Anadolu efrâd-ı müslimesi bi'z-zarûre Tatarlar'a teba'iyyet ederek Mısır efrâd-ı
müslimesiyle gâyesiz bir harbe giriyorlar, Amasya vâlîsi Seyfeddîn Torumtay dâhil olduğu
hâlde bütün Anadolu ümerâsı bu muhârebede isbât-ı vücûd ediyorlardı. Ümerâdan İzzeddîn
Gül Bey Amasya'da vâlî kâ'im-makâmı olarak kalmışdır.
Mısır hükümdârı Baybars el-Bundukdârî bu tecâvüzât-ı nâ-revâyı şiddetle def' ediyor,
Elbistân sahrâsında girişdiği muhârebede hissiyât-ı milliyeden bî-haber, efkâr-ı dîniyyeden
bî-eser olan Moğol askerini pek fenâ bozuyor, başkumandân Tutagun Noyin başda olduğu
hâlde bütün kumandanları hâk-i helâke seriyordu. Hulâsa Mısır Türkleri galebe-i kâmileye
mazhariyetle Tatarlar'ın burunları kırıldı. Hristiyân râhiblerinin kurduğu dolâb-ı mefsedet
esâsından bozuldu.
Moğol hükümdârı Abaka Hân'ın şu harbinde ne bir eser-i milliyet ne de bir sebeb ve
zarûret aslâ yok idi. Ancak Hristiyânların teşvîkâtı, bu harbi îcâd eylediği şübhesizdir. Çünkü
Moğol hükûmetinin kudret-i kâhiresi, Asya'da bulunan en kuvvetli hükûmât-ı İslâmiyyeyi
taht-ı kahrına [410] aldığı hâlde ufak bir Trabzon hükûmet-i Hristiyâniyyesinden âciz olduğu
iddi'â edilemez. Trabzon'da Rûm krallığı ferîh, fahûr olarak idâme-i mevcûdiyyet eylediği bir
eser-i tesâdüf değil, belki Hristiyânlığın Moğol hükûmetine fevkalâde icrâ-yı nüfûz etdiğine bir
delîl-i bâhirdir.
Bu muhârebede Anadolu ümerâsı ber-hayât olarak Mısır'a esâretle gitdikleri hâlde Tatar
ümerâsı maktûl olarak ifnâ-yı mevcûdiyet etdikleri tedkîk olunursa Anadolu ümerâsının
hükûmet-i Mısriyye'ye mu'âvenet etdikleri anlaşılır. Bunlardan esîr olarak Mısır'a giden
Amasya ümerâsı şunlardır: Mu'îneddîn Pervâne Beyzâde Alâ'eddîn Alî, Amasya vâlîsi
Seyfeddîn Torumtayzâde Sinâneddîn Mûsâ, müstevfi'l-memâlik Gümüşlüzâde Hâce Yûnus
oğulları Nûreddîn Cebrâ'il, Emîneddîn Mikâ'il, Sirâceddîn İsmâ'il; Pervâne Bey'in birâderi
Kutbeddîn Osmân, Alîşîrzâde Şihâbeddîn Gâzi, Alîşîr yeğeni Necmeddîn Ferruh, subaşı
Seyfeddîn Sunkurca ve İzzeddîn Balaban Beyler.
Eğer Moğol hükûmeti hissiyât-ı milliyeyi bilseydi ya'nî siyâset-i milliye ta'kîb etseydi
ne Anadolu Türkmenleri'ni kırıp geçirir, ne de Mısır Türkleri'yle harb ederek kendi kolunu
kanadını kırardı. Belki bunlar ile te'yîd-i münâsebât ederek keşmekeş içinde yüzen Bizans ve
her tarafını ihâta eden Türk ve Tatar hükûmetlerini iğfâl ve yek-diğeriyle işgâl etmek sâyesinde
659
360