Page 368 - 1-4_2
P. 368

Amasya Tarihi 1-4. Cilt                                                             Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
                                                                             Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR


               Çünkü selâtîn-i Selçûkiyye'den  Alâ'eddîn Keykubâd-ı  Evvel  634'de  merhûm  ve  Alâ'eddîn
               Keykubâd-ı Sânî dahi 696'da hükümdâr ve 699'da ma'zûl olduğu târîhen mazbûtdur.
                      Amasya hükümdârı Sultân Mes'ûd Hân'ın Emîr Muzaffereddîn Osmân Bey'e gönderdiği
               seyf-i mahsusu îsâle me'mûr bulunduğu maznûn ve Amasyalı olduğu kayden muhakkak olan
               ulemâdan Mecdeddîn Îsâ bin Tagar es-Salgarî emîr-i müşârün-ileyhe taklîd ve kayınpederi olup
               "Ede Bâlî, Ata Bâlî" demekle meşhûr olan eş-Şeyh İmâdeddîn Mustafa bin İbrâhim bin İnâc
               el-Kırşehrî de du'â etdikleri zann olunmakdadır. [429]
                      Çünkü  727'de  Bursa  kadısı  bulunan  Şemseddîn  Ahmed  bin  eş-Şeyh  Mustafa  bin
               İbrâhim el-Kırşehrî, şeyh-i müşârün-ileyhin mahdûmu ve 743'de vezîr bulunan Nizâmeddîn
               Ahmed Paşa bin Şemseddîn Mahmûd bin eş-Şeyh Mustafa Bâlî dahi müşârün-ileyhin hafîdi,
               kezâlik  evâhir-i ahd-i  Osmânî'de  kâdı'l-kudâti'l-Osmâniyye  olan  Musliheddîn  Mûsâ  bin
               Mecdeddîn Îsâ es-Salgarî, âlim-i müşârün-ileyhin mahdûmu ve 761'de vezîr-i kebîr bulunup
               Sinan  Paşa 415   demekle  meşhûr  olan  Sinâneddîn  Yûsuf  Paşa  bin  es-Sadru'l-Kebîr  Îsâ  dahi
               müşârün-ileyhin hafîdi olduğu kuyûd-ı atîkadan anlaşılmakdadır.
                      Selâtîn-i Âl-i Osmân hazerâtının Amasya şehrine karşı ibrâz buyurdukları hissiyât-ı
               teveccüh-kârâne  târîhen  meşhûd  ve  Amasya  ümerâsının  ve  a'yânının  selâtîn-i Âl-i  Osmân
               hazerâtına tav'an arz-ı mutâba'at ve her husûsda ibrâz-ı sadâkat etdikleri de târîhen müsellem
               olduğu  tedkîk  edilirse  Amasya'nın  ve  Amasyalıların  saltanat-ı  celîle-i  Osmâniyye'ye  karşı
               mevki'leri  tamâmiyle  ta'ayyün  eder  ve  tabl  ve  alem  irsâli  de  Amasya  hükûmetinden  sebk
               eylediği anlaşılır.
                      Taklîd-i  seyfin  Mevlânâ  Celâleddîn-i  Muhammed  Rûmî  Hazretleri  yâhud  ahfâdı
               taraflarından îfâ edildiği, târîh ile gayr-i kâbil-i te'lîf olan hurâfât-ı Mevleviyye'den ma'dûddur.
               1012'de câlis-i taht-ı Osmânî olan [430] Sultân Ahmed Hân-ı Evvel hazretlerine kadar ahfâd-ı
               Mevlânâ'dan ma'dûd olan zevâtdan   416  hiçbirinin selâtîn-i Âl-i Osmân hazerâtına taklîd-i seyf
               etdikleri târîhen ma'lûm değildir.
                      Moğol  hükümdârı  Argun  Hân'ın  ittihâz  eylediği  şu  tedâbîr-i muvakkata Anadolu
               sükkânını te'mîn ve Türkmen beylerinin harekâtını ta'dîl edecek bir hâlde değil idi. Çünkü bu
               kadar zevâtı ta'yîn ve ikdâr etdiği hâlde bir müddet sonra Mücîreddîn Emîr Şâh yalnız tahsîl-i
               emvâle münhasır olarak nüfûz-ı saltanat, müstakillen nâzır-ı memleket olan Tulatay Noyin'in
               şahsında temerküz ediyor, Argun Hân'ın kendisi ve her beldede ikâme eylediği Tatar şıhneleri
               eski mezâlimi ma'a-ziyâdetin yapıyorlardı.
                      689'da Simre kâdı'l-kudâtı Gıyâseddîn Mahmûd bin Abdül'azîz el-Garmînî irtihâl-i dâr-ı
               bekâ ederek meşâhîr-i kudâtdan Nâsıreddîn Muhammed bin Ahmed el-Bôrî Simre kâdı'l-kudâtı
               olmuş, eş-Şeyh Sadreddîn Muhammed Çelebi Mevleviye şeyhi ve Şihâbeddîn Ahmed Baba
               Mes'ûdiyye şeyhi bulunup Şemseddîn Ahmed bin el-Verdî ve Mecdeddîn Ömer bin el-Hakkârî
               ve Mecdeddîn Îsâ es-Salgârî meşâhîr-i ulemâdan görülmüşdür.

                      Târîh-i İbni Bîbî'de mezkûr olduğu üzere mukaddemen Tebrîz'e giden Anadolu nâzırı
               Geyhatu Hân'ın bu esnâda Erzincân'a avdeti şâyi' oldukda Amasya hükümdârı Sultân Mes'ûd
               Hân nâzır-ı mûmâ-ileyhi istikbâl etmek [431] üzere Mücîreddîn Emîr Şâh Bey'i alıp Erzincân'a
               gidiyor, Devletşâhzâde Gıyâseddîn İbrâhim Bey âbâ vü ecdâdının memleketi olan Kastamonu
               şehrine  ansızın hücûm ederek vâlîsi  bulunan "Alp Yörük"  demekle meşhûr Muzaffereddîn
               Arslan Bey'i katl ve şehri zabt ediyordu.
                      Kastamonu  hâkimi  Gıyâseddîn  İbrâhim  Bey  bu  kadarla  iktifâ  etmiyor,  Sultân
               Gıyâseddîn  Mes'ûd'un  Amasya'da  sâkin  olan  birâderi  Rükneddîn  Kılıç  Arslan'ı  hafiyyen



               415   760'da Sultân Orhân Hazretleri'nin Bursa'da binâ eylediği zâviyesi meşîhatına ta'yîn etdiği eş-Şeyh Şerefeddîn
                  Ya'kûb bin eş-Şeyh Muhammed dahi Ede Bâlî merhûmun hafîdi olmalıdır.
               416   Bunlar,  Sultân  Veled  Hazretleri'nin  terbiyet-kerdesi  ve  rebîbi  olan  Ulu  Ârif  Çelebi  demekle  meşhûr  Ârif
                  Muhammed bin İbrâhîm el-Lârendî ahfâdı olmalıdır.
                                                           666
                                                           367
   363   364   365   366   367   368   369   370   371   372   373