Page 370 - 1-4_2
P. 370

Amasya Tarihi 1-4. Cilt                                                             Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
                                                                             Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR


               artıyor, Hristiyânların hattâ Yahûdîlerin tahakkümâtı ehl-i İslâmın üzerine kâbûs-ı belâ gibi
               çökmüş duruyor, müslim Türkler tahsîlât-ı şedîde altında eziliyordu.
                      Bu zamâna kadar bir tarafdan ulemâ-yı İslâmın diğer tarafdan ümerâ-yı benâmın yirmi
               beş seneden beri sarf etdikleri mesâ'î-i fevkalâde semerâtından olmak üzere nûr-ı İslâmiyyet
               Tatarlar'ın arasında oldukça parlamış, birkaç noyin ile ufak ümerâ-yı Tatar'dan çokları kabûl-i
               İslâm  etmiş, Hristiyânların harekât-ı müfritânesi, Hristiyânlığın âkil bir insânı iknâ' edecek
               desâtîr-i i'tikâdiyyeye mâlik olmadığı, Tatar ukalâsını Hristiyânlıkdan tenfîr eylemiş idi.
                      Âl-i Cengiz'den Gazân Hân bin Argun Hân'ın dîn-i İslâma meyli pek ziyâde olduğunu
               gören bütün ulemâ ve ümerâ-yı İslâm, müşârün-ileyhi taht-ı İlhânî'ye iclâsa çalışıyor, ez-cümle
               Emîr  Nevrûz  ile  meşâhîr-i  ulemâdan  Sa'deddîn  İbrâhim  Hamevî  müşârün-ileyhe  tekarrüb
               ederek Gazân Hân'ı hâlis bir müslim ediyor, Geyhatu ve Baydu Hânlar'ın Hristiyânlık nâmına
               harekât-ı zâlimânesi Tatar beylerini bile tenfîr etmekle Emîr Nevrûz Bey bu beyleri dahi dâ'ire-i
               ittihâdına alıp Baydu Hân'ı 694 [435] şevvâlinde harben ahz ve katl ederek Gazân Hân'ı taht-ı
               İlhânî'ye iclâs ediyordu.
                      Henüz yirmi beş yaşında bulunan Gazân Hân 694 zilhiccesinde i'lân-ı İslâm ve kendi
               nâmını Mahmûd ve birâderi, velî-ahdı olan Olcaytu Hân'a "Hudâbende Muhammed" tesmiye
               etdiği gün bütün ehl-i beyti, ümerâsı ve seksen bin Moğol kabûl-i İslâm etdikden sonra evvelce
               Hristiyânlığı kabûl etmiş olan ekser sükkân-ı deşt ü Hıtâ ve sâ'ir ukalâ-yı Tatar Müslümân
               oldular.
                      Anadolu  nâzırı  bulunan  Cumûdâr  Hân  zâten  müslim  olduğu  münâsebetle  Sultân
               Mahmûd  Gazân  Hân'ın  kabûl-i  İslâm  ve  cülûsuna  izhâr-ı  memnûniyyet  etmiş  olmalıdır  ki
               Baydu  Hân'ın  tarafdârı  olup  Konya  ciheti  nâzırı  olan  Akboğa  Noyin  ba'zı  harekâta  cür'et
               etmekle Gazân Hân bunu ahz ve katl ve dâmâdı olan İzzeddîn Pervâne Bey'i Harşene kalesinde
               habs eylediği hâlde Cumûdâr Hân'ı muvakkaten makâmında ibkâ etmişdir.
                      Sultân Mahmûd Gazân Hân'ın kabûl-i İslâmı Anadolu sükkânı üzerinde hüsn-i te'sîr
               etmekle  Sultân  Mes'ûd'un  erkân-ı  devletinden  feryâd  ve  Hristiyânların  tahakkümât-ı
               şedîdesinden  şikâyet  ve  istimdâd  ederek  Mahmûd  Gazân  Hân'ın  dergâh-ı  adâletine  ilticâ
               etmişler idi. Zâten Mahmûd Gazân Hân, mezâlim-i Tatar'ın Anadolu Türkleri'ni ne kadar dil-gîr
               etdiğini  ve  nihâyetinde  Türkmen  Beyleri  bu  mezâlimden  kurtulmak  için  i'lân-ı  istiklâl
               edeceklerini tahmîn etmekde idi. [436]
                      Binâ'en-aleyh  Sultân  Mahmûd  Gazân  Hân,  695  recebinde  saltanat-ı  Selçûkiyye'yi
               tamâmiyle ilgâ ederek Anadolu memâlikini dört kısma taksîm ve her bir kısma senevî on beş
               tümen 418  vergi tarh ve tevzî' ve her kısmı bir emîr-i müte'ahhide tevcîh eylediği esnâda Konya
               emâretini  Babazâde  Mücîreddîn  Muhammed  Emîr  Şâh  Bey'e  ve  Amasya  emâretini
               emîrü's-sevâhil Azîzeddîn Muhammed Bey'e tefvîz etmişdir.

                      Azîzeddîn Mehmed Bey
                      Amasyalı  Mu'îneddîn  Süleyman  Pervâne  Bey'in  mahdûmu  ve  Alâ'eddîn  Alî  Bey'in
               birâderi  olup 419   mültezim  şeklinde  695  senesinde  Gazân  Hân  tarafından  Amasya  vâlîsi
               olmuşdur.  Dâ'ire-i  hükûmeti  Sinop  dâhil  olduğu  hâlde  Kızılırmak'ın  havzası,  ya'nî  Simre
               hükûmeti müştemilâtından ibâret olup bu dâ'ireye "Eyâlet-i Rûmiyye" nâmı verilmişdir.
                      Sultân  Mahmûd  Gazân  Hân,  Anadolu  memâlikini  dörde  taksîm  etmekle  doğrudan
               idâresini der-uhde  etmiş  olup  Anadolu  ahvâline  vukûfları  olan  Cumûdâr  Hân  ile  Togacar
               Noyin'i Anadolu nâzırı nasb ederek Türkmenler'in harekât-ı umûmiyyesini bir nezâret-i şedîde
               altında bulunduruyor, muhtemilü'z-zuhûr olan vekâyi'i der-pîş etmek istiyor, bunun için ta'yîn
               eylediği ümerâ ve nuzzâra nîm-istiklâl veriyor, fakat [437] her dâ'ireyi para için fevkalâde
               tazyîk ediyordu.


               418   Her tümen on bin dînâr olup mecmû'u senevî yüz elli bin dînâr, ya'nî yarım milyon lira tutar.
               419   Buna Mu'îneddîn Mehmed dahi denmişdir.
                                                           668
                                                           369
   365   366   367   368   369   370   371   372   373   374   375