Page 377 - 1-4_2
P. 377

Amasya Tarihi 1-4. Cilt                                                             Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
               Amasya Tarihi Cilt: 2


               Nizâmeddîn  Yahyâ'yı  Tebrîz'e  celb  ederek  i'dâm  ediyor,  Torumtayzâde  Nâsıreddîn
               Muhammed Bey müstevfi'l-memâlik, ya'nî Anadolu defterdârı ve Alâ'eddîn Savcı Bey dahi
               nâib-i saltanat oluyordu.
                      701 şa'bânında muvakki'-i dîvân-ı sultânî Pervâne Beyzâde Alâ'eddîn Alî Bey pervâne-i
               sultânî  ve  şu'arâdan  Zeyneddîn  Abdurrahîm  es-Simrî  dahi  muvakki'-i  dîvân-ı  âlî  oldukdan
               sonra  Hânkâh-ı  Mes'ûdî  şeyhi  Şemseddîn  Ahmed  Baba  azl  edilerek  meşâhîr-i  ulemâdan
               eş-Şeyh Mecdeddîn Îsâ es-Salgarî Mes'ûdiyye şeyhi ve müderrisi olmuşdur.
                      Anadolu hükümdârı olan Sultân Gıyâseddîn Mes'ûd Hân eski mevki'ini bulduysa da
               nüfûz-ı  hükûmet  tamâmiyle  sâhib-i  a'zam  Şemseddîn  Ahmed  el-Lâkûşî  ile  nâib-i saltanat
               Alâ'eddîn  Savcı  Beyler'e  münhasır  olduğu  hâlde  bunların  nâzım-ı  umûru  dahi  memleket-i
               Selçûkiyye nâzırı olan İşboğa Noyin olduğu münâsebetle sultân-ı müşârün-ileyhin hükûmeti
               Tatar nüfûzuyla kâ'im bulunuyordu. Binâ'en-aleyh adı sultân olan Mes'ûd Hân mahkûm bir
               hâlde yaşıyordu.
                      Sultân Mahmûd Gazân Hân, hükûmet-i Mısriyye ile tasmîm eylediği harbi yapmak için
               702 senesi rebî'ulâhirinde Tebrîz'den hareket ediyor, [455] ser-askeri Kutlug Şâh idâresinde
               ictimâ' eden Tatar ümerâsından Sutay Aktâcî, "Emîr Çoban" demekle meşhûr olan Sildüz bin
               Tudavuk, Kutlug Şâh oğlu Sebuşi, İlikan ve Taytuk Noyinler ile Anadolu bilâdında mukîm
               olan  nâzır  İşbuka  (İşboğa)  birâderi  Ulay,  Alıcak  Noyin  oğlu  Kurumsi,  Acay  oğlu  Tagril
               Noyinler bulunuyordu.
                      Bunlardan mâ-adâ Anadolu ümerâsından Tatar nüfûzu altında bulunan beyler Gazân
               Hân'ın bu seferinde isbât-ı vücûd etmişler ise de Türkmen beylerinin kısm-ı a'zamı gitmiyorlar
               idi. Sultân Mes'ûd vezîr-i a'zamı Şemseddîn Ahmed el-Lâkûşî ile nâib-i saltanatı olan Alâ'eddîn
               Savcı Beyler gibi ümerâ Tatar ordusuyla beraber Mısır'a müteveccihen gitmişlerdir.
                      Hulâsa Sultân Mahmûd Gazân Hân ile Mısır'a giden Tatar ordusu Hama'ya kadar bilâd-ı
               Halebiyye ve Şâmiyye'yi gâret ve 702 senesi ramazânının ikinci günü Hama civârında harbe
               mübâşeret etdiler. İşte bu son muhârebe Gazân Hân'ı son derece müte'essir edecek hezîmetle
               hitâm bulduğundan Tatar firârîleri Anadolu diyârını talân etmeğe koyulmuşlar idi. Bunların
               gâretinden memleketi kurtarmak için Türkmen beyleri harekete başladılar.
                      İşte  bu  fırsatdan  bi'l-istifâde  Karaman  Beyzâde  Bedreddîn  Mahmûd  Bey  Konya'da
               yirmi  sene  kadar  emâret  edib  halkın  mazhar-ı  teveccühü  olan  Babazâde  Mücîreddîn  Emîr
               Şâh'ın vefâtıyla bu teveccüh-i umûmî emîr-i müşârün-ileyhin amcası Babazâde Muhliseddîn
               Mûsâ (Muhlis Paşa)'ya [456] intikâl etdiğini takdîr ederek bu Muhlis Paşa'yı dâ'ire-i ittihâdına
               alıyor,  bunun  nüfûzundan  bi'l-istifâde  derhâl  Muhlis  Paşa  nâmına  hareket  ederek  Tatar
               firârîlerini tenkîle koyuluyordu.
                      Sultân  Mahmûd  Gazân  Hân'ın  münhezimen  Tebrîz'e  avdetinden  sonra  takrîben  702
               zilhiccesinde Konya'yı zabt ve istîlâ ederek Türkmenler'in lehine isyân eden Sülimiş Bay'ın
               kâtib-i dîvânı ve müdîr-i umûru olmakla iştihâr eden Babazâde Muhlis Paşa'yı taht-ı Selçûk'a
               iclâs ediyor ve Selçûkîler'e teşbîhen emîr-i  müşârün-ileyhe Muhliseddîn Mûsâ Hân unvânı
               veriliyordu. 427
                      Sultân  Gazân  Hân'ın  bu  mağlûbiyeti  Türkmen  beylerinin  istiklâl  harekâtını  intâc
               etmekle her biri bir tarafda i'lân-ı istiklâl ediyor, Sultân Mes'ûd'un dâ'ire-i hükûmeti eyâlet-i
               Rûmiyye'ye münhasır kaldığı hâlde kendisi de Türk Ahmed Bey ve Savcı Bey demekle meşhûr
               olan  Şemseddîn  Ahmed  Lâkûşî  ve  Alâ'eddîn  Savcı  Beyler'in  tahakkümleri  altında  mahsûr
               kaldığına son derece müte'essir olarak mübtelâ-yı felc oluyordu.
                      Sultân Mahmûd Gazân Hân, Konya ahvâlinden haberdâr oldukda Sutay Aktacî Noyin'i
               Konya hükümdârı  Muhliseddîn Mûsâ Hân  [457]  aleyhine irsâl  edib  703 evâsıtında Muhlis
               Paşalılar, Karamânîler mağlûb olmakla Emîr Muhliseddîn er-Rûmî ve yeğenleri ya'nî birâderi

               427   Muhlis Paşa'nın Alâ'eddîn Alî, Gıyâseddîn Mahmûd, Zahîreddîn Oğuz nâmında üç mahdûmu olup birincisi
                  Âşık Paşa, ikincisi Gıyâs Çelebi ve üçüncüsü Hân oğlu Oğuz Şâh demekle meşhûr ve kayden mazbût olduğuna
                  nazaran Oğuz Şâh Bey'in pederinin hânlığı zamânında tevellüd eylediği anlaşılır.
                                                           675
                                                           376
   372   373   374   375   376   377   378   379   380   381   382