Page 381 - 1-4_2
P. 381
Amasya Tarihi 1-4. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Amasya Tarihi Cilt: 2
Bu esnâda Şî'îler'in ahvâli kesb-i dehşet ederek Âl-i Abâ muhabbeti her tarafı kasıp
kavuruyor, bir takım Acem müteseyyidleri Anadolu'ya gelip pek büyük hürmetler görüyor,
hürmetle menfa'atler te'mîn ediyor, her birinin ashâb-ı Nebî rıdvânullâhi aleyhim ecma'în
hakkındaki makâlâtı ve irtikâb etdiği denâ'etkârâne hâlâtı ehl-i İslâmı üzüyordu.
Bu mesâ'ib-i Şî'a'dan ba'zıları Ikdu'l-Cümân gibi tevârîh-i mühimmede mezkûr olduğu
üzere ehl-i sünnet olan ulemâ ve efrâd-ı müslimîn, Şî'îler'e mümâşât ve terk-i i'tirâz etdikleri
hâlde bunlardan oldukça [466] hâli düzgün olanları ednâ bir bahâne ile tecrîm olunarak hâneleri
yağmâ ve servetleri ifnâ ediliyor, nâ-hak yere pek çok sünnîler âteşlere ihrâk olunuyor,
hayvânlardan daha aşağı görülerek ufak bir şübhe üzerine öldürülüyor, bu cihetden pek çok
ocaklar sönüyordu.
Bundan akdem Mısır'a firâr eden Amasyalı Babazâde Muhlis Paşa Kos şehrinde vefât
etmekle oğulları Alî Âşık Paşa, Gıyâseddîn Mahmûd, Oğuz Çelebiler 709'da Amasya'ya gelip
vatanlarına kavuşdular. Fakat Türkmen beylerinin bir derece sükûnet kesb eden harekâtı, bu
kadar mezâlime karşı tugyân etmeğe başladığı cihetle 710'da taraf taraf isyânlar zuhûr ediyor,
hükûmet-i Mısriyye, ehl-i sünnet olanların istimdâdına binâ'en müdâhale ediyordu.
Yine bu esnâda Rûm eyâleti vâlîsi Savcı Bey vefât etmekle eyâlet-i mezbûre dahi
Anadolu eyâleti vâlîsi Şemseddîn Ahmed Bey'e tevcîh olunarak iki vilâyet birleşdirilmiş ve
emîr-i müşârün-ileyhin, dolayısıyla Anadolu nâzırı İşboğa Noyin'in dâ'ire-i nüfûzu tevsî'
edilmiş idi. Anadolu vilâyeti bu kadar tevessu' etdiği hâlde Ahmed Bey'in idâresi kesb-i nezâket
ediyor, zuhûr eden isyânları basdırmakdaki aczi tezâyüd etmeğe başlıyordu.
Hükûmet-i Mısriyye'nin Anadolu ahvâline müdâhale etmesi esbâbı tedkîk olunmayarak
hükûmet-i İlhâniyye'yi igzâb etmekle Sultân Muhammed Olcaytu Hân vezîri re'îsü'ş-Şî'a
Sa'deddîn el-Kazvînî'nin ibrâmı [467] üzerine Kazancık (Arancık) Noyin'i altmış bin kadar
Tatar askeriyle 711'de irsâl ve diyâr-ı Şâmiyye ve Mısriyye'yi vurup yakmağa me'mûr eyledi.
Kazancık Noyin, Anadolu'da pek çok bilâdı vîrân, hesâbsız ciğerleri büryân ederek Sis
şehrine kadar vusûlünde uç beylerinden Karamânzâde Sultân Bedreddîn Mahmûd Bey ve
Türkmen beylerinden "Tekeli" demekle meşhûr Antalya emîri Seyfeddîn Mahmûd bin
Sârımeddîn Teke ve Kusun Oğlu Nûreddîn Altun bin İlamış 433 Beyler gibi ümerâ müttahiden
hücûm ederek Kazancık ordusunu fenâ hâlde perîşân, yağmâ ve pek çoklarını ifnâ etdiler.
İşte bu muvaffakiyet Karamânzâde Bedreddîn Mahmûd Bey'i enzâr-ı âmmede
fevkalâde i'lâ etmekle Konya ve havâlîsini tekrâr zabt ve istîlâ ederek Tatar ümerâsını o
tarafdan teb'îd, memleket-i Selçûkiyye'nin cihet-i garbiyyesinde nüfûzunu tahkîm ve Konya'da
hükûmet-i Karamâniyye'nin esâsını vaz' ediyor, cihet-i şarkiyyesi de Türkmen beylerinin
ittihâdıyla Tatar mezâliminden kurtuluyordu.
Çünkü Tutaş oğlu Gıyâseddîn Mahmûd, ammizâdesi Bedreddîn Mahmûd, Devletşâh
oğlu Tâceddîn Devletşâh, Hâbil [468] oğlu İzzeddîn Hasan ve Savcı Bey oğlu Sirâceddîn Togan
Şâh Beyler, Kazancık Noyin'in hezîmetinden bi'l-istifâde ittihâd ederek zulüm ve istibdâdından
usandıkları Anadolu vâlîsi Alakuş oğlu Şemseddîn Ahmed Bey'in hânesini Amasya'da sarıp
itlâf etdikden sonra Havza simresinde mukîm olan Sultân Mes'ûd'un şehzâdesi Tâceddîn
Altunbaş'ı Amasya simresinde taht-ı Selçûk'a iclâs etmişlerdir.
Bu Türkmen beyleri, Sultân Altunbaş'ı taht-ı Selçûk'a iclâs etmekle beraber Sultân
Muhammed Olcaytu Hân'a mürâca'at ve arz-ı mutâva'at ederek sultân-ı müşârün-ileyhin Simre
tahtında bekâsını taleb ediyorlardı. Bana öyle geliyor ki Anadolu nâzırı İşboğa Noyin bu beyleri
Ahmed Bey'in aleyhine teşvîk ve tahrîk ederek kendi teferrüdünü te'mîne çalışıyordu. Çünkü
Ahmed Bey, Sultân Olcaytu Hân'ın mu'temedi ve rü'esâ-yı Şî'a'nın müstenedi olduğu cihetle
ba'zı ahvâlde İşboğa'yı dil-gîr ve etvârı da halkı tenfîr etmiş idi.
433 Altun, ekser tevârîhde "Aldan, Aldum, Altan" şeklinde muharrer olup 782'de bunun ahfâdından Abdülhâdî
Bey bin Halîl bin Altun Beyzâde Abdurrâzık, Abdülcelîl, Ahmed Beyler kayden "Kusun Oğulları" demekle
meşhûrdur.
679
380