Page 382 - 1-4_2
P. 382
Amasya Tarihi 1-4. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
İşboğa Noyin halkın bu nefretinden bi'l-istifâde rakîbi olan Ahmed Bey'i ortadan
kaldırıp şehzâde Altunbaş-ı Selçûkî câlis-i taht olduğu takdîrde söz sâhibi müstakillen kendisi
olacağı cihetle şehzâdenin cülûsuna muvâfakat etmesinde menâfi'-i zâtiyyesi te'mîn edilmiş
oluyordu. Kezâlik Sultân Muhammed Olcaytu Hân Anadolu ahvâlinin [469] sükûnet ve
âsâyişini te'mîn için şehzâdenin cülûsunda menfa'at-i siyâsiyye olduğunu takdîr ediyordu.
Sultân Tâceddîn Altunbaş
Amasya'da âhir-i mülûk-i Selçûkiyye olan Sultân Gıyâseddîn Mes'ûd bin Keykâvus'un
şehzâdesi olup Câmiu'd-Düvel, El-aylemü'z-Zâhir, Mir'ât-ı Kâ'inât'da "Gâzi Çelebi bin Sultân
Mes'ûd" unvânıyla Simre hükümdârı gösterilen zâtın bu olduğu 757 târîhli vakfiyesinden
müstebân olmakdadır. Tâceddîn Altunbaş, tâli'in bir tecellîsi olmak üzere 712'de Simre
hükümdârı olarak Amasya'ya gelmişdir.
Hulâsa Anadolu'da Kazancık Noyin'in hezîmet-i külliyesi hükûmet-i İlhâniyye'nin
nüfûzunu izâle edecek kadar bir te'sîr-i azîm icrâ etmekle bu hezîmete vâkıf olan Sultân
Muhammed Olcaytu Hân fevkalâde müte'essir ve Şi'îler'den müteneffir oluyor, vezîri Sa'deddîn
el-Kazvînî kemâl-i gamından vefât etmekle ahvâle çâre-sâz olmak için derhâl mezheb-i ehl-i
sünneti kabûl etdiğini i'lân ve rü'esâ-yı Şî'a'yı def' ve tard ediyor, Sultân Tâceddîn Altunbaş'ı
Simre hükûmetinde ibkâ ve takrîr etmekle Yaranc Bahâdır Noyin nâm emîri gönderiyordu.
Anadolu nâzırı İşboğa Noyin, kemâ-kân mevki'-i nezâretde müstakil olup Pervâne
Beyzâde Alâ'eddîn Alî Bey pervâne-i sultânî ve Sultân [470] Altunbaş'ın atabegi olan Atal oğlu
Nâsıreddîn Ahmed Bey nâib-i saltanat, Gümüşlü oğlu Tâceddîn Mahmûd Çelebi
müstevfi'l-memâlik, İnâc oğlu Şihâbeddîn Şâdî Bey emîrü'l-ümerâ ve muhâfız-ı belde ve
Timurbay dahi şıhne olmuşdur.
Amasya kâdı'l-kudâtı Şemseddîn Muhammed bin el-Hallâtî mecbûr-ı inzivâ olarak
Nasreddîn Muhammed bin el-Garmînî Simre kâdı'l-kudâtı, Baba-zâda Alâ'eddîn Ebu'l-Ma'âlî
Alî Paşa bin Muhlis Paşa Hânkâh-ı Mes'ûdî şeyhi ve "Yavuz Dede" demekle meşhûr olan
eş-Şeyh Cemâleddîn Yûsuf Çelebi dahi Alâ'eddîn Alî Pervâne Bey'in yeni binâ eylediği
Mevlevî-hâne şeyhi olarak erkân-ı memleket tebeddül etmişdir.
"Emîr Şeyh" demekle meşhûr olan Hâbil oğlu İzzeddîn Hasan Bey Sivas ve Tutaş oğlu
Gıyâseddîn Mahmûd Bey Kastamonu ve Devletşâh oğlu Tâceddîn Devletşâh Bey Ankara
vâlîliklerine nasb olundukları zann edilmekdedir. Çünkü Gıyâseddîn Mahmûd Bey harben
Kastamonu emâretini zabt eylediği ve Emîr Şeyh Hasan Bey dahi 716 târîhine kadar emîr-i
Sivas ve Devletşâh Bey 718'de Ankara'dan gidip Karaman oğlu Bedreddîn Mahmûd Bey'e
dehâlet ederek ona dâmâd olduğu kuyûd-ı târîhiyyedendir.
Şu ricâl içinde eş-Şeyh Alâ'eddîn Alî Paşa ile eş-Şeyh Cemâleddîn Yûsuf Çelebi
Amasya için şâyân-ı iftihâr olan zevâtdandır. Çünkü eş-Şeyh Alî Paşa, ceddinin kibâr-ı
hulefâsından Lokmân Baba'nın halîfesi ve Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî Hazretleri'nin
terbiyet-kerdesi olarak zü'l-cenâheyn [471] olan eş-Şeyh Süleyman el-Kırşehrî hazretlerinden
ulûm-ı zâhiriyye ve bâtıniyyeyi ahz ederek bir insân-ı kâmil olmuş idi. "Âşık Paşa, Şeyh Paşa,
Âşık Baba" demekle meşhûrdur.
Eş-Şeyh Yûsuf Çelebi dahi Konya'da Hazret-i Mevlânâ'yı görmüş ve halîfesi olan
Hüsâmeddîn Hasan Çelebi'den ve mahdûm-ı zî-şânı olan Sultân Veled Çelebi Hazretleri'nden
füyûzât-ı ilmiyye ve ameliyyeyi ahz ederek Amasya'da tarîkat-ı Mevleviyye'nin kutbu olmuş
idi. Yavuz Dede, "Yavuz Çelebi, Buğrâ Şeyh" demekle meşhûrdur. Bunların her ikisi de fâzıl,
şâir, ilm-i tasavvufda mâhir zevât olup Amasya'da ehl-i sünnet mezhebi mürevviclerinden idi.
713'de kibâr-ı meşâyih-i Rufâ'iyye'den "Sâhibü'l-Hâl" demekle meşhûr olan eş-Şeyh
Şemseddîn Ahmed el-Ubeydî er-Rufâ'î Hazretleri Hicâz'dan gelip Hânkâh-ı Mes'ûdiyye'ye
nâzil olmuşdur. "Büyük Müderris" demekle meşhûr olan Şemseddîn Muhammed bin Ahmed
bin Ebi'l-Kemâl en-Nahcivânî bu senelerde iştihâr edib Nûreddîn Hasan bin Alî ez-Ziyârî
sadru'l-ulemâ ve me'zûn bi'l-iftâ idi.
680
381