Page 445 - 1-4_2
P. 445
Amasya Tarihi 1-4. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Amasya Tarihi Cilt: 3
sülâlesi, Türklük âleminde büyük teveccühlerle mümtâz olmuşlar, Türkiye devletinde en
yüksek makâmları ihrâz etmişlerdir.
Müverrih ve allâme-i meşhûr Şeyhu'l-İslâm Amasyalı Kemâl Paşazâde Şemseddîn
Ahmed Şâh Çelebi, târîhinin Fâtih Kütübhânesi'nde mevcûd olan defter-i sâbi'i evâ'ilinde diyor
ki:
داب رومعم لدع زك هيساما
داب رود هثداح دب مشچز
Sultânu'l-mücâhidîn Hudâvendigâr Gâzi enârallâhu burhânehû zamânında feth
olmuşdur. Osmânîler ol diyâra onun eyyâm-ı devletinde ve hengâm-ı saltanatında istîlâ
bulmuşdur. Mezkûr şehriyâr-ı mağfûr ol vilâyetin eyâletini ulu oğlu Sultân Bâyezîd'e
vermişdir".
Müverrih-i müşârün-ileyhin bu târîhini 915 senelerinde tahrîre me'mûr olduğu cihetle
788 senesine âid bir vak'ayı delîl irâ'e etmeksizin yazması, bir kavl-i mücerred sayılabilir.
Târîhen kavl-i mücerredle istişhâd edilemez, denilebilir.
Fakat Osmâncıklı es-sadru'l-ecell Seydî Murâd ile el-Hâc Sancar (Sencer)'in 9 şa'bân
789 târîhli 532 vakfiye-i müşterekeleri mâdde-i ihtilâfı tamâmiyle izâle etmekdedir.
Bu iki zât, nısfiyet üzere mâlik oldukları Osmâncık dâhilinde [138] Ovacık Karyesi'nin
Seydî Murâd'ın zâviyesi mesâlihine vakf etmek için, Sultân Murâd-ı Evvel'den istihsâl edilen
izni Osmâncık mahkemesi şöyle i'lâm ediyor:
برعأ ىذلا مجعلاو برعلا كولم ىلوم ملاعلا ىف الله لظ مظعملا ناقاخلاو مظعلأا ناطلسلا ةرضح نم نذإب
ةرفكلا عماق نيدهاجملاو ةازغلا ناطلس ناسحلإاو لدعلارشان ناملأا رملأا طساب مجعأو ةلودلا فئاحص
نيملسملاو ملاسلإا نيعم نيدلاو ايندلا ثايغ ةيدلبلا ةحارتساو ةيعرلا ةحارل ةيلعلا سفنلا بعتم نيغاطلاو
ىلإ جرادلاروربملا ديهشلا ديعسلا ناطلسلا نب ناخ دارم ناطلسلا نيملا علا بر ةيانع نوعب صوصخملا
ىلوطانا ددجم رتفد( . نامثع ناطلس هل روفغملا موحرملا ديعسلا ناطلسلا نب ناخروا روفغلا ىلاعت اللهةمحر
) ۲٧٤ ص ۱
Bir mahkemeden sâdır olan şu i'lâm-ı şer'î sarîhan delâlet ediyor ki Osmâncık kazâsı
789 senesinde Birinci Sultân Murâd Hân'ın tasarruf ve idâresi dâhilinde idi. Bunun için Ovacık
Karyesi'nin vakfında müşârün-ileyhin iznini istihsâl etmişlerdi. Ma'lûmdur ki o zamân
Osmâncık kazâsı Amasya emâreti dâhilinde idi.
Pek muhtemeldir ki müverrih-i müşârün-ileyh Kemâl Paşazâde bu vakfiyeyi görmüş,
âbâ vü ecdâdından ve Amasya halkından kendi maskat-ı re'si olan Amasya'nın Sultân Murâd-ı
Evvel devrinde Osmanlı devletine iltihâk etdiğini an'ane ile işitmiş, kendince kanâ'at-ı kâmile
gelmiş, bu kanâ'atine binâ'en târîhinde bu sûreti tercîhen yazmışdır.
Bundan anlaşılır ki Kemâl Paşazâde'nin kaydı, bir kavl-i mücerred değil, [139] bir kavl-i
mü'eyyeddir. Bir tarafdan mahkemenin i'lâmı, dîğer tarafdan an'anât-ı mahalliyenin vücûdu
yalnız Kemâl Paşazâde'yi değil her müverrihi iknâ' edecek birer beyyine-i âdiledir.
Husûsiyle o zamânın ricâlinden olan Azîz bin Erdeşîr el-Esterebâdî Bezm ü Rezm'inde
Amasya mülhakâtındaki ümerânın Osmanlı şehzâdesine mutâba'at ve kalelerini teslîm
etmelerini şöyle anlatıyor:
532 Kuyûd-ı vakfiye idâresinde mevcûd olan bu vakfiye 1286'da deftere kayd edilirken sonunda "senete tis'in ve
semânîn ve seb'i mi'e diye yazılan "semânîn" kelimesi mukayyidi tarafından sehven "sittîn" kırâ'at ve kayd
edilmişdi. “نينمث“ , ”نينمث” kelimesinin eski imlâ-yı Arabîsi'dir. Çünkü târîhen 769 senesinde Osmâncık
emâreti Hacı Şâdgeldi Paşa'ya tâbi' idi.
742
444