Page 446 - 1-4_2
P. 446

Amasya Tarihi 1-4. Cilt                                                             Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
                                                                             Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR


                      "Bundan  sonra  haber  geldi  ki  Hacı  Bey  Ma'den  kalesini,  Emîr  Abdullah  Çelebi  de
               cihânda  metânet  ve  hasânetiyle  meşhûr  olan  Osmâncık  kalesini  Osmânoğlu'na  teslîm  etdi.
               Osmânoğlu'nun kesret ve kuvveti tezâ'uf ederek ileri yürüdü.
                      Amasya emîri Ahmed Bey, öteden beri âdeti ve tekarrür eden kâ'idesi vechile nakz-i
               ahd ederek Osmânoğlu'na yanaşdı. Onunla ittifâk ve ittihâd etdi. Mahmûd Çelebi de kendi
               birâderi Kılıç Arslan Bey'i ona redîf kıldı.   533
                      Ba'dehû Taşanoğlu, bi'z-zât gelip Osmânoğlu'na arz-ı mutâba'at ederek mülhak oldu.
               Bütün Amasya havâlîsindeki beyler ve sözü nâfiz büyükler gürûh gürûh gidip Osmânoğlu'na
               arz-ı mutâba'at etdiler. Osmânoğlu'nun sevâd ve ihtişâmı günden güne artıp kat kat oldu".
                      Azîz  Esterebâdî,  bunları  bir  lisân-ı  te'essüfle  kayd  etdiği  hâlde  sultânın  ya'nî  Kadı
               Burhân'ın bunlardan aslâ havf ve endîşesi olmadığını, [140] Osmanlı kuvvetlerini bile firâra
               mecbûr edecek şevket ve kuvveti olduğunu yazarak kendisini tesellî ediyor.
                      Amasya  emîri  Ahmed  Bey,  Sultân  Murâd-ı  Hünkâr  ile  ahd-i  ittifâk  ve  ittihâd  eden
               yalnız kendisi değildi. Pederi Hacı Şâdgeldi Paşa da sultân-ı müşârün-ileyh ile akd-i ittifâk
               ederek kendisini takviye etmiş, mahdûmuna da bir hüsn-i misâl göstermişdi.
                      Hatta Ahmed Bey'in büyük pederi olan Hacı Kutlu Şâh da Karamânîler'le harb ederken
               Osmân  İli hükümdârı  Sultân Orhân ile te'sîs-i  münâsebet  etmişdi. Şu hâlde Ahmed Bey'in
               Osmânlılar'a muhabbeti peder ve ceddinden mevrûs olarak samîmî ve kadîmî idi.
                      Amasya emâret-i müstakillesi Hacı Kutlu Şâh ile başladı. Hafîdi Ahmed Şâh Çelebi'nin
               intibâhı sâyesinde meşrûtî bir beylerbeyilikle inkılâb etdi. Bunlardan Hacı Şâdgeldi Paşa fâzıl
               bir emîr idi. Bu zâtın sikke kesdirdiği darb-hânesinden anlaşılır. Fakat ne kendisinin, ne de
               mahdûmunun sikkesi bulunamadı.
                      Şehzâde  Yıldırım  Sultân  Bâyezîd'in  Amasya'ya  gelmesi,  Amasya  emâret-i
               müstakillesini hitâma erdirdi. Amasya târîhine diğer bir fasl-ı târîhî ilâve etdirdi. Bu faslı açan,
               Amasya ricâlinin milliyet-perverâne irfânıdır. Bundan dolayı Amasyalılar, Türkiye târîhinde
               mükâfâta lâyık bir zekâ-yı millî göstermişlerdir. [141]

                                                   ONUNCU FASIL

                      Amasya emîri Ahmed Şâh Bey'in Osmânlılar'la ittihâdından sonra Amasya  ve
               havâlîsinde  hâdis  olan  vekâyi'-i  târîhiyyeyi  ve  devr-i  Osmânî'de  Amasya  vilâyetini
               idâreye  müvekkel  olan  vâlîleri,  mutasarrıfları,  mîrlivâları,  mütesellimleri  ve  Amasya
               a'yânını beyân ve tafsîl eder.
                      Ancak  bu  uzun  süren  fasl-ı  târîhîde  Amasya  vilâyetinde  mühim  vak'alar,
               inkılâblar, teceddüdler hâdis olduğundan onuncu fasıl, beş devreye taksîm edildi. Her
               devresi, bir vak'a-i hâ'ile ile hitâma erdirildi.

                                                   BİRİNCİ DEVRE

                      Amasya vilâyetinin Osmanlı memâlikinden ma'dûd olduğu 788 senesinden 918
               sâline kadar devâm eden yüz yirmi  dokuz yıl içinde Amasya'ya ta'yîn edilen vâlîleri,
               kadıları, müftüleri ve sâ'ir ehl-i örfü, Amasya ve havâlîsinde hâdis olan vekâyi'i bildirir.

                      Osmânlılar,  lugaten  Osmanlı  devletini  kuran  Osmân  Bey'e  ve  evlâdına  mensûb  ve
               tarafdâr  olan  Türkler  demekdir.  Hâssaten  Osmân  Bey'in  sülâlesine,  evlâd  ve  ensâbına
               "Osmânlılar"  denirdi.  Sonradan  Osmanlı  Devleti'ne  tâbi'  olan  her  ferde  "Osmanlı"  dendi.
               Vaktiyle her nâzik, edîb, cündî, terbiyeli adamlara “Osmanlı" denmişdi. [142]




               533   Mahmûd Çelebi, Canik emîri olan Tâceddînzâde Mahmûd Çelebi'dir.
                                                           743
                                                           445
   441   442   443   444   445   446   447   448   449   450   451