Page 400 - 6-8
P. 400

Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
               Amasya Tarihi 6-8. Cilt                                                                    Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR


                     Bayrâm Paşa-Hacı Bölükbaşı
                     Köprülüdür. Devşirmelerden olup Yeniçeri defterinde Bayram Köprü diye mukayyed ve
               künyesi bâlâsında terakkiyâtı ve şöhreti [451] meşrûhtur. Acemiyân kışlasında terbiye-i dîniyye
               ve askeriyye görüp 988’de Dergâh-ı âlî yeniçerileri zümresine iltihâk etdi. Ba’dehû Sokulluzâde
               Hasan Paşa’nın ma’iyyetinde bölükbaşı olarak iştihâr etdi.
                     1013’de  Karayazıcı  eşkıyâsıyla  harbe  girip  büyük  yararlıklar  ve  şecâ’atler  gösterdi.
               Paşasının  şehâdetinde  Hicâz’a  gidip  avdetde  bir  müddet  Köprü’de  oturdu.  Ba’dehû  Sadr-ı
               a’zam Kuyucu Murâd Paşa’nın ma’iyyetinde erbâb-ı şekâvetle çarpışdı.
                     Sadr-ı müşârün-ileyhin teveccühâtını celbedecek yararlıklarda bulunduğundan 1017’de
               Kars Beylerbeyi olup Beylerbeyiler zümresine iltihâk etdi. Ba’dehû Ankara, Kefe, Batum gibi
               eyâlâta beylerbeyi olup 1036’da Irâk Harbi’nde vefât etdi. Gâyet şecî’, muhârib, sabûr ve Hacı
               Paşa demekle meşhûr bir zât idi. Mahdûmu Hasan Bey’dir.

                     Bayrâm Paşa-Kurtoğlu
                     Esbak kul kethüdâsı olup 1024’de vefât eden [452] Lâdikli Kurt Ağa’nın mahdûmudur.
               İstanbul’da  doğdu.  Küçük  yaşında  pederiyle  beraber Amasya’ya  gelip  yerleşti.  Amasya’da
               büyüdü. 1017’de pederiyle beraber İstanbul’a gitdi.
                     Pederi gibi yeniçeri olup iki yüz onuncu bölüğe kaydedildi. Lâdikli Mustafa Paşa’nın
               vezâretinde  yanına  ta’yîn  edilip  Bağdâd  Harbi’nde  fevkalâde  yararlıklar  gösterdiğinden
               terakkîler gördü.
                     1030  tarihli  yeniçeri  defterinde  Bekir  Ağa  bin  Süleyman’ın  çorbacısı  olduğu  iki  yüz
               onuncu bölükte Bayrâm Kurt ve künyesi bâlâsında gayr-ı mevcûd yazılı olup bunun yanında
               Mustafa Paşa yanında hizmette diye yazılı görüldü.
                     1030 senesi zilhiccesinde Hâce-i Sultânî Amasyalı Ömer Efendi’nin himmeti sâyesinde
               muhzır ağası, 1031 cumâdelâhiresinde zağarcıbaşı olup birkaç gün sonra Sultân Ahmed Hân
               kerîmesiyle izdivâc ederek dâmâd-ı pâdişâhî oldu.
                     1031  senesi  recebinde  Genc  Sultân  Osmân  vak’a-i  hâ’ilesinde  Sultân’ın  himâyesiyle
               belâdan kurtuldu. 1032 şa’bânında kul kethüdâsı, zilka’desinin birinci günü cülûs eden [453]
               Sultân Murâd-ı Râbi’in cülûsunu müte’âkib yeniçeri ağası oldu. 1033 senesi muharreminde
               yeniçeri odabaşıları silâhdâr-ı şehriyârî Hüsrev Ağa’nın tahrîkâtıyla ictimâ’ ederek Ocakdan
               Ağa istemezüz diye azlini taleb etmelerine binâen ma’zûl olup Silahdâr Hüsrev Ağa yeniçeri
               Ağası oldu.
                     Fakat  işin  iç  yüzüne  vâkıf  olan  Sultân  Murâd-ı  Râbi’  bir  kaç  gün  sonra  vezâret-i
               hâsslarıyla tatyîb  ve müte’âkiben  Niğbolu  Sancâğını hâss  ta’yîn  ederek  vezîr-i  kubbe-nişîn
               oldu. Hüsrev Ağa’nın yaptığı yolsuzluk bu sûretle telâfi edildi.
                     1035 senesi muharreminde Sadr-ı a’zam Hâfız Ahmed Paşa’nın istirkâbı yüzünden Mısır
               vâlisi olup gitdi. Orada vilâyetin ahvâl-i mâliye ve mülkiyesini ıslâh ve tensîka bezl-i makdûr
               etmekle üç yıl kadar vilâyette kaldı.
                     Ancak  hasmı  bulunan  Hüsrev  Paşa  1037  şa’bânında  sadrâzam  olduğuna  binâen
               zilhiccesinde  azl  ve  İstanbul’a  da’vet  edildi.  1038  saferinde  vüsûlünü  müte’âkib  kubbe-i
               hümâyûnda altıncı vezîr oldu. [454]
                     Bu teveccüh-i pâdişâhî Hüsrev Paşa’nın hased ve rekâbet damarlarını tahrîk eylediğinden
               hazîne-i  Mısriyye’nin  muhâsebesini  vesîle  ittihâz  ederek  1038  senesi  rebiülâhirinde  arz  ve
               ısrârına  binâen  kubbe  vezâretinden  azliyle  Yedikule’de  habs  ve  bütün  emvâl  ve  emlâki
               müsâdere edildi.
                     Bir  ay  sonra  Hüsrev  Paşa  te’dîb  edildiğinden  afv  ve  ıtlâk  edilerek  sâlisen  kubbe-i
               hümâyûn vezîri oldu. Dört yıl kadar kubbe-i hümâyûn vezâretinde mevki’ini hüsn-i muhâfaza
               ederek bütün ihtirâsât ve teşevvüşât-ı dâhiliyyede muslihâne bir meslek tutdu. Vüzerâ ve erbâb-
               ı garezin istirkâbından âzâde kalıp teveccühât-ı pâdişâhîye mazhar oldu.




                                                           399
   395   396   397   398   399   400   401   402   403   404   405