Page 401 - 6-8
P. 401
Amasya Tarihi Cilt: 7
Amasya Tarihi 6-8. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
1039 senesi ramazânının gurresinde Amasya sancâğı ber-vech-i hâssı uhdesine tevcîh
edilip 1040 tarihli muhâsebe defterinde Amasya’nın bedel-i ze’âmet hâsılâtından 39920
akçenin Geldiklanlı Alî Ağa yedi ile kendisine teslim edildiği görüldü.
1041 senesi recebinde Sadr-ı a’zam Arnavut Tabanı Yassı Mehmed Paşa’nın istirkâbı
yüzünden 1042 senesi rebiülâhirinin onuncu günü Rûmeli vâlisi olarak Belgrad’a [455]
gönderildi. Vilâyet-i mezbûrede mu’ârızları te’dîb ve umûr-i mülkiyyeyi tensîk ederek
muvaffakiyetler gösterdi.
Mukaddemen kendisinin sevk ve ta’rîfiyle yeniçeri ağası olan Amasyalı Köse Mehmed
Ağa’nın şefâ’ati ve kendisinin muvaffakiyyeti sâyesinde 1043 senesi rebiülâhirinde sadr-i
müşârün-ileyhin serdâr olarak harbe me’mûriyetinde kâ’im-makâm-ı sadr-i âlî olup İstanbul’a
geldi.
Sadr-i müşârün-ileyh Mehmed Paşa bundan telâşa düşüp 1044 senesi muharreminde
Budin dolayında vücûdu elzem olduğundan bahisle Budin vâlisi nasbetdirmiş ise de bunun bir
hile olduğu anlaşılmağla azîmetinden evvel makâmında ibkâsına fermân-ı âlî sâdır oldu.
1044 senesi recebinin gurresinde Sultân Murâd-ı Râbi’ Revân seferine azîmet etdiğinden
İstanbul muhâfızı ve saltanât kâ’im-makâmı oldu. 1046 senesi ramazânının yedisinde hasmının
azli üzerine sadrâzam oldu. Müte’âkiben vatanı olan Amasya’ya gelip Bağdâd seferi
tedârikâtını ikmâle çalışdı. [456]
Amasya’da hayrât ve tedârikâtını ikmâl ederek 1048 senesi rebiülevvelinde Bağdâd’a
müteveccihen hareket etdi. Yolda hasta olup Urfa havâlisinde Cüllâb mevki’ine vüsûlünde
sene-i mezbûrenin rebiülâhirinde dâr-i bekâya irtihâl etdi. Cenâzesi İstanbul’a gönderilip câmii
ve zâviyesi ittisâlinde türbe-i mahsûsâsına defn edildi.
Âkil, reşîd, müdebbir, gayûr, fa’al, basîretkâr ve sâhib-i hayrât idi. Mahdûmları Ahmed,
Hasan Beylerle kerîmesi Fatıma Hânım olduğu defter-i muhâsebe-i vakfından anlaşıldı.
Birâderi Mahmûd Ağa olduğu da yeniçeri defterinde altmış üçüncü bölükte onuncu Mahmûd
Kurt Lâdik diye görüldü.
Amasya’da Kocacık Mahallesi’nde Yeşilırmak’ın kenarında müceddeden bir
mevlevîhâne ve mebâliğ-i azîme sarfıyla uzak yerlerden sular getirip çeşmeler yaptırdı.
İçerişehir’de Kadı Alî Çelebi mescidini müceddeden binâ ve minber vaz’ıyla câmiye tahvîl etdi.
İstanbul’da câmi, zâviye ve kendisine türbe yaptırdı. Evkâfı vefâtından sonra tanzîm
edildiğinden vakfiyesi bulunamadı. [457]
Vakfının defter-i muhâsebesinde mestûr olduğu üzere evkâfına ibtidâ büyük mahdûmu
Ahmed Bey mütevellî olup 1051’de vefâtıyla ikinci mahdûmu Hasan Bey mütevellî oldu.
Bunun da 1066 senesi şa’bânının yirmi altıncı günü vefâtıyla kerîmesi Fatıma Hânım mütevellî
oldu.
Kethüdâsı ve dâmâdı Geldiklanlı Köse Alî Paşa ve hazînedârı Amasyalı Kağnılı Alî
Ağazâde İbrâhim Ağa ve hâssları muhassılı da diğer Amasyalı Alî Ağa’dır.
Sadr-i müşârün-ileyh gâyet âli-himmet, kerîm, vatan-perver olduğundan sâye-i ikbâlinde
hayli Amasyalıları yetiştirdi. Kendisine halef olan Lâdikli Tayyar Mehmed Paşa da bunun sevk
ve tavsiyesiyle sadrâzam olmuşdu.
Sadr-ı a’zam Bayrâm Paşa’ya mu’âsır olan diğer iki Bayrâm Paşa daha vardır. Birincisi
Bostancı-başı iken 1014’den i’tibâren mîrlivâ, ba’dehû mîr-i mîrân ve vezîr olup 1036’da vefât
etdi. Diğer Arnavut Bayrâm Paşa olup 1036’da yeniçeri ağalığından vezîr ve dâmâd olarak
1043’de vefât etdi. “Sicill-i Osmânî”de bu üç Bayrâm [458] Paşa’nın tercemeleri birbirine
karışdırılmışdır.
Şâ’ir-i meşhûr Ziya Paşa “Harabât”ında şâir-i ateş-zebân Nef’î Ömer Bey’in maktûl
olmasını sâhib-i tercemeyi hicvetmesinden dolayı merhûma isnâd ederek beyhûde ta’arruz
etmişdir. Şâ’ir-i mûmâileyh, Sultân Murâd’ı ba’zı ta’rîzât ile hicvetdiğinden bâ-fermân-ı âlî
maktûl oldu. Pâdişâh, Bayrâm Paşa’nın hicviyelerini lezzetle okurdu.
400